Tabip denetiminde yapılması gereken ‘Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları’ merdiven altına inince azaba dönüyor. Tedavi umuduyla buralara başvurup vefatla burun buruna gelenlerin son örneği Elazığ’da görüldü. Hastanın belinden iki adet delik açılmış ve deri altından çamaşır ipi geçirilmiş.
Elazığ’da yaşayan 25 yaşındaki erkek hasta, bel ağrısı şikâyeti ile doktora gitti. Muayeneye başlayan Ortopedi Uzmanı Dr. Noyan Dirlik, gördükleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Hastanın belinden iki adet delik açılmış ve deri altından çamaşır ipi geçirilmişti. Hastanın şikâyetini tedavi edeceğini söyleyen, hiçbir eğitimi olmayan birinin bunu yaptığı ve uygulama sonucu belinde enfeksiyon geliştiği belirlendi.
“Ölümcül sonuçları olabilir”
Hürriyet’ten Buse Özel’in haberine nazaran, hayvancılıkla uğraşan erkek hastaya 2 yıl evvel ‘ankilozan spondilit’ tanısı konduğunu belirten Dr. Dirlik, şunları söyledi:
“2 yıl evvel teşhis koyulan hasta birçok tedavi denemiş lakin ağrıları geçmeyince farklı prosedürlere başvurmuş. Son olarak da bu türlü bir olay yaşamış. Hastada bir ölçü enfeksiyon gelişmişti lakin bu çok riskli bir durum. Şayet enfeksiyon hudut köklerine ilerlerse hudut hasarı yaşanabilir. Bu enfeksiyon ilerlerse de mevte kadar götürebilir. Bu üslup hiçbir işe yaramayan, alternatif tıp adı altında uygulamalara çok rastlıyoruz. Lakin deri altından ip geçirmeyi ben de meslek hayatımda birinci kere gördüm. 5 aydır hasta bu halde yaşıyor. Son derece tehlikeli, ölümcül sonuçları olabilecek bir uygulama. Enfeksiyon ilerlerse iç organlara ziyan verebilir, sepsise kadar gidebilir. Hastaya durumu anlattım. Kıymetli işleri olduğunu söyleyen hastanın tedavisine hafta başından itibaren devam edeceğiz. Cerrahi müdahale ile enfeksiyonu temizleyeceğiz.”
“El aldım’ diyene prestij etmeyin”
Klasik ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT), 2014 yılında Sıhhat Bakanlığı’nın çıkardığı bir yönetmelik ile devlet hastanelerinde uygulanmaya başladı. Bu uygulamaların içinde akupunktur, hipnoz, fitoterapi üzere 15 uygulama var.
Bu uygulamaların yalnızca tabip denetiminde yapılması gerektiğini belirten Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi GETAT Sorumlu Doktoru Dr. Kanat Tayfun, ‘merdiven altı’ denilen uygulamaların hastaya faydadan çok ziyan getirdiğini belirtti. Dr. Tayfun, şunları söyledi:
“Dağlama, yakma, ip geçirme üzere kelamda tedavi ettiği argüman edilen bu uygulamaların hiçbiri fayda getirmediği üzere hastaya ziyan veriyor. Sıhhat Bakanlığı bu mevzuda hoş bir yönetmelik yayınladı ve 15 tane alt ünite belirledi. Kanuna ve yönetmeliğe nazaran bu uygulamalar yalnızca tabipler tarafından yapılabiliyor. Tabip olmadığı halde, ‘Ben el aldım, ocakta öğrendim, ailemiz de şifacı’ diyerek mezoterapi, hipnoz üzere uygulamaları yaptığını söyleyen kimseye halkımız lütfen prestij etmesin. İstanbul’da Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün önderliğinde ve üniversite çatısı altında, GETAT Müdürü Prof. Dr. Ahmet Müslümanoğlu ile birlikte bu eğitimler 8 vilayette veriliyor ve bu eğitimi alan hekimler yalnızca uygulama yapabiliyor. İp geçirmek üzere şeyler son derece ziyanlı. Hastada enfeksiyon oluşur, iç organlara ziyan verir. Olağanda klasik tıp uygulamalarında bu türlü bir tedavi zati yok. Tıbbın birinci prensibi ‘Önce hastaya ziyan verme’dir.”
“Kiraz sapı bile öldürebilir”
Klâsik, bütünleyici tıbbın çok önemli bir mevzu olduğunu ve hekim olmayan kimseye bırakılmaması gerektiğini tabir eden Medicana Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları ve Fitoterapi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Terekeci ise denetimsiz kullanıldığında kiraz sapının dahi öldürebildiğini söz etti. Terekeci, şunları söyledi:
“Geleneksel tıp yüzlerce yıldır denenmiş, hakkında kâfi bilimsel makale olmasa dahi tıp dünyası tarafından kabullenilmiş bir tedavi formülü olması gerekiyor. Örneğin hacamat, biorezonans, homeopati kullanılıyor ve üniversitelerde bunlar ile ilgili kısımlar var. Lakin belden ip geçirme, çekme üzere hiçbir altyapısı olmayan şeyler insanların hayatına dahi mal oluyor. Kiraz sapından ölen beşerler bile var. Denetimsiz formda tüketildiğinde kiraz sapı dahi pıhtılaşma bozukluğu, karaciğer hasarına yol açabilir. Mesela bu örnekte hastanın ankilozan spondiliti varsa bu bir bağışıklık sistemi hastalığıdır ve uygulanan tekniğin yarar getirme ihtimali zati yok. İlerleyen devirlerde daha önemli sorun de yaşayabilir.
Klasik, bütünleyici tıp yalnızca bu bahiste eğitim almış tabipler tarafından uygulanmalıdır. Hastalara fitoterapide bir teklifte bulunurken bitkilerin içindeki etken hususun belirli bir oranda olması lazım. Lakin bu aktardan alınan her bitkide tıpkı değildir. O nedenle bu iş aktarlara bırakılamayacak kadar ciddidir. Bir portakalın içinde ortalama kaç mg C vitamini var bunu biliyoruz. Fakat bitkilerin nerede yetiştiği, hangi devirde toplandığı içindeki etken maddeyi değiştirebiliyor. Bu yüzden güvendiğimiz, standardize edilmiş destekler önermek zorundayız.”
