Ankara Barosu Lideri Kemal Koranel, misyonundan istifa etti. Koranel, “Başkanlık misyonunu üstlendikten sonra, vesayeti gelenek haline getiren zihniyetin taleplerini yerine getirmemem üzerine aleyhime algı operasyonu başlatılmıştır. Ankara Barosu’nu esaslı geleneklerine uygun biçimde ortak akılla, mesleğe ve meslektaşlara hizmet etme yolundaki azmim ve çabama sistemli bir formda pürüz olma planları devreye sokulmuştur” dedi.
Eski Ankara Barosu Lideri Erinç Sağkan’ın Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na seçilmesinin akabinde idare şurası kararıyla Ankara Barosu Başkanlığı’na gelen Kemal Koranel, Ankara’daki bir otelde bugün düzenlediği basın toplantısıyla vazifesinden istifa ettiğini açıkladı. Koranel, istifa açıklamasında şunları dedi:
“Bu coğrafyada adaleti, eşitliği, demokrasiyi ve Atatürk Cumhuriyetini savunmak güç olduğu kadar her vakit onurlu olmuştur. Ankara Barosu’nun 98 yıllık ulu tarihine, geleneklerine ve en kıymetlisi bir hukuk örgütü olması özelliğine aykırı düşecek halde alınan kararların, gelinen şu kademede kamuoyuyla paylaşılması ismine bugün bu tarihi açıklamayı yapmak durumundayım.
Ankara Barosunda 2016 yılında İdare Konseyi üyeliğine seçilmemi takiben 2018 yılında Genel Sekreterlik, 2020 yılında ise lider yardımcılığı misyonlarını üstlendim. Ankara Barosu evvelki Lideri Sayın Av. Erinç Sağkan’ın Türkiye Barolar Birliği Lideri seçilmesinin akabinde 08 Aralık 2021 tarihi itibariyle Başkanlık misyonuna Avukatlık Yasası gereği İdare Şurası kararı ile seçildim.
“Aleyhime algı operasyonu başlatılmıştır”
Başkanlık misyonunu üstlendikten sonra, vesayeti gelenek haline getiren zihniyetin taleplerini yerine getirmemem üzerine aleyhime algı operasyonu başlatılmıştır. Ankara Barosu’nu esaslı geleneklerine uygun biçimde ortak akılla, mesleğe ve meslektaşlara hizmet etme yolundaki azmim ve uğraşıma sistemli bir biçimde mani olma planları devreye sokulmuştur. Bu doğrultuda;
“Çoğunluğun oyu ile raporun yayınlanmaması için aksi tarafta karar alınmıştır”
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezince; Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Çaba Şube Müdürlüğü’nde 25 Ocak 2022 tarihinde azap ve makus muamele yapıldığına dair rapor düzenlenerek Başkanlığımıza sunulmuş ve 26 Ocak 2022 tarihinde yapılan İdare Şurasında anılan rapor görüşülmüştür. Raporun Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Yönergesindeki kararlara alışılmamış konular içermesine karşın, insan haklarının üstünlüğü ve Baromuzun tarihi misyonu yeterince yayınlanması konusundaki şahsi fikrimi İdare Konseyinde yer alan arkadaşlarımla paylaştım. Lakin cürüm ihbarında bulunulması ve ardından kabahat ihbarı dilekçesi ile ekinde raporun Web sitemizde yayınlanması görüşüme karşın çoğunluğun oyu ile raporun yayınlanmaması için aksi istikamette karar alınmıştır. Bilinmelidir ki; o gün Ankara Barosu’nun kurumsal kimliğini korumak ismine bu karara muhalefet şerhinde bulunmadım. Huzurlarınızda söylemeliyim ki, gelinen süreçte bu karara muhalefet şerhinde bulunmadığım için yanılgı yaptığımı anlamış bulunmaktayım.
“Meslektaşlarımızın vazifeden alınmasının münasebeti; 2022 ekim ayında yapılması gereken baro genel konsey ve seçimlerine ait faaliyet gösterdiklerinin belirtilmiş olmasıdır”
Ankara Barosunun teamüllerine alışılmamış olarak ve Avukatlık Yasası’nı yok sayarak, Meslektaşın iradesine müdahale niteliği arz edecek ve hatta iradelerine ipotek koyacak biçimde Ankara Barosu Staj Şurası Lideri Sn. Av. Suphi Tugay ERTUNÇ, Ankara Barosu Avukatlık ve Staj Akademisi Lideri Sn. Av. Davet Ayhan ŞENEL, Ankara Barosu Gelincik Merkezi Lideri Sn. Av. Aslı KOÇAK ARIHAN misyonlarını tam ve eksiksiz bir biçimde yerine getirmelerine karşın, antidemokratik bir uygulama ile Baro Lideri olarak muhalefet şerhime karşın 02 Mart 2022 tarihli idare heyeti kararı ile vazifeden alınmışlardır. Meslektaşlarımızın misyondan alınmasının münasebeti; 2022 Ekim ayında yapılması gereken baro genel heyet ve seçimlerine ait faaliyet gösterdiklerinin belirtilmiş olmasıdır. Fakat kimi idare heyeti üyeleri, kimi disiplin konseyi üyeleri ve denetleme şurası üyeleri, kimi merkez ve heyet liderleri yeniden destekledikleri aday ile seçim kampanyası yürütme özgürlüğüne sahip iken, beni desteklediklerini düşündükleri meslektaşlarımızı misyondan almak tüm demokratik teamüllere terstir. Kaldı ki misyonunu eksiksiz olarak yerine getirmesine karşın, yalnızca baro genel heyet ve seçimlerine ait faaliyette bulunma, hiçbir meslektaşım için misyondan alınma münasebetini oluşturamaz. Çünkü bu vakte kadar da bu faaliyetler bu halde yürütülmüştür. Şunu da belirtmek isterim ki; Ankara Barosu İdare Şurası üyesi olduğum devirde hiçbir merkez ve heyet lideri gerekçesiz ve hukuka ters halde vazifeden alınmamıştır.
Baromuzda vazife yapan kimi meslektaşlarımız için misyondan alınma istikametindeki siyasi saik ile verilen bu karar; başta Anayasa, Avukatlık Kanunu, Avukatlık Meslek Kuralları ve hiçbir görüş ayırt etmeksizin üyesi olduğumuz 98 yıllık Ankara Barosu geleneklerine açıkça karşıttır. Yüzyıllardır hukukun üstünlüğü için savaşan avukatlık mesleğinde, Ankara Barosu İdare Heyetinde bu istikamette bir karar alınmış olması savunduğumuz tüm pahalara karşıttır. 2022 Ekim ayında yapılacak Olağan Genel Heyet seçimlerinde vazife almak ve mesleksel çalışma yapma hakkı yalnızca bir kısım meslektaşlarımızın değil, tüm avukatların hakkı ve birebir vakitte misyonudur. Anayasa’nın 25. hususu herkesin fikir ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu ve yeniden Anayasa’nın 67. hususu vatandaşların seçme ve seçilme hakkı olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
“Karantinada ve raporlu olduğum süreçte gıyabımda alınan idare şurası kararı ile 10.476 meslektaşımıza gecikmiş baro kesenekleri ile ilgili yazı gönderilmiştir”
Tarafıma tevdi edilen başkanlık misyonunu liyakatla yerine getirme ve çalışma azmime karşın, son olay ise benim için kabul edilebilir olmaktan çıkmıştır. COVİD-19 sebebi ile karantinada ve raporlu olduğum süreçte gıyabımda ve dahlim olmadan alınan 16.03.2022 tarihli İdare Heyeti kararı ile 10.476 meslektaşımıza gecikmiş baro kesenekleri ile ilgili yazı gönderilmiştir. Anılan yazı Avukatlık Kanunu’na uygun olmakla birlikte pandemi şartlarının ve ağır ekonomik zorlukların devam ettiği bu süreçte salt seçim çalışmasına yönelik bir prestij suikastıdır. Ne acıdır ki bilhassa 0-5 yaş ortasındaki 5912 meslektaşımıza da tıpkı yazının gönderilmesinden çekinilmemiştir.
“Yapılmak istenen; Ankara Barosu liderini itibarsızlaştırarak yıllardır verilen gayretin önünün kesilmesidir”
Vazifeye başladığım günden bugüne kadar tarafıma yapılan ve içine çekilmeye çalışıldığım algı operasyonu artık şahsıma yönelik olmaktan çıkmış, sayısı 10.000’leri aşan meslektaşımı tesirler duruma gelmiştir. Misyon yapmış olduğum müddet boyunca meslektaşlarımın her biçimde yanında olmaya çalıştım. Baro siyaseti uğruna Ankara Barosu’nun kurumsal kimliğine ve ekonomik zorluk yaşayan meslektaşlarıma ziyan verecek biçimde hareket eden, tahlilin değil sorunun modülü olan bu zihniyet bilmeli ve hatırlamalıdır ki Ankara Barosu Başkanlığı tarih boyunca her türlü baskının, hukuksuzluğun tam da karşısında olmuştur. Gelinen bu noktada; yapılmak istenen; Ankara Barosu Başkanı’nı itibarsızlaştırarak yıllardır verilen uğraşın önünün kesilmesidir. Yapılmak istenen; ekonomik dar boğaz içerisinde var olma eforu gösteren meslektaşlarımızla, Ankara Barosunun bağını koparma uğraşıdır. Yapılmak istenen; yıllardır süregelen tüm emek ve çalışmaların önünün kesilerek baronun bir kısım odaklara teslim edilmek istenmesidir.
“Baronun üzerinden elini çekmemekte ısrarlı olan kirli siyasete dahil olmayacağım”
Bizler avukatız ve 22 bini aşkın kayıtlı avukatıyla bir savunma ordusu olan Ankara Barosu İdare Kurulu’nda çok değerli misyonu ifa eden bir kişi olarak; dışarıdan tesir ve baskı altında kalarak bir kişi ya da zümrenin talimatlarıyla hareket etmedim, etmeyeceğim. Buna da müsaade vermeyeceğim. Ankara Barosu, yıllardır süregelen tarihi sorumluluğu gereği; her vakit ve her şartta hukuksuzluklarla çaba etmiş; tarihin en güçlü günlerinde hak aramaktan ve hak gayretinden taviz vermemiştir. Son birkaç ayda yaşananlar elbette ki tarihin kara sayfalarında yer bulacak ve Ankara Barosu avukatlarının birlikteliği ve dirayeti sayesinde aşılacaktır. Son olarak gelinen durum itibariyle; Baronun üzerinden elini çekmemekte ısrarlı olan kirli siyasete dahil olmayacağımı, ulu bir geçmişe sahip olan Başşehir barosu üzerinde hamilik yapmaya çalışan zihniyetlerle bağımsız bir formda gayret etmek gayesiyle Ankara Barosu Başkanlığı ve İdare Heyeti Üyeliğinden istifa ediyorum. Ayrıyeten vazife yaptığım periyotlarda, birlikte mesai harcadığımız baro merkez ve konseylerinde emek veren tüm meslektaşlarıma ve büyük bir özveri ile çalışan baro çalışanımıza teşekkürü borç bilirim. Buradan çok açık bir biçimde bir sefer daha tabir etmek isterim ki; hiç kimse Ankara Barosu ve Ankara Barosu Başkanı’na karşı öbür hesaplarla geriden iş çevirerek bir şeyler elde edemez. Ankara Barosu ve Ankara Barosu avukatları çok büyüktür ve bugün dün olduğundan çok daha kenetlenmiş ve bir ortadadır. Dün olduğu üzere insan haklarını, hukukun üstünlüğünü savunacak, adalete erişimde dezavantajlı kümelerin da yanında olacak, çocuk istismarına karşı koyacak, bayana karşı şiddetinin engellenmesi için gece gündüz çalışacaktır. Ceddimizin bizlere emanet ettiği Cumhuriyet’ten ve onun prensiplerinden hiçbir vakit vazgeçmediğimiz üzere hukukun üstünlüğü ve demokrasi uğraşımızı sürdüreceğimizden de kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bağımsız, güçlü, iştirakçi ve insan haklarına saygılı Başşehir barosu için tüm meslektaşlarımızı gayretimize takviye vermeye ve Baromuza sahip çıkmaya davet ediyorum.”