Son günlerde camiye çevrilme tartışmalarıyla gündemde olan Ayasofya, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'na girdi. Rapora tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı “ABD’nin bu tür raporlarla dünya kamuoyunun dikkatini, ülkesindeki sorunlardan başka yönlere çekmeye çalışması trajikomiktir” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise “Ayasofya kesinlikle uluslararası değil, ulusal egemenlik konusudur. Kimse Türkiye'yi sorgulamasın” ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, birçok ülkedeki dini kısıtlamalar ve azınlıkların durumunu değerlendirdiği Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nun (USCIRF) güncellenmiş son halinde, Türkiye'de dini özgürlüklerin endişe verici bir boyutta seyrettiği değerlendirmesinde bulundu.
Raporda Ayasofya ve Kariya müzelerinin statüsünün değiştirilmesine yönelik son günlerde dile getirilen tartışmalar ile Alevilerin resmi olarak tanınmamasına ilişkin açıklamalar yer aldı.
Euronews'in aktardığı bilgiye göre, raporda, “Erdoğan, İstanbul'da Türkiye'nin ilk Süryani kilisesi olduğu belirtilen ibadethanenin temel atma törenine katıldı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan diğer yandan, tarihi Ortodoks Bazilikası olan ve 1935 yılından bu yana müze statüsünde olan Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi yönünde birçok kez çağrıda bulundu.” ifadelerine yer verildi.
Raporda ayrıca Yahudi karşıtlığı ve düşmanlığıyla alakalı söylemlere dikkat çekilirken, dine ve kutsal değerlere hakaret etme ile zorunlu askerlik yasasında bir alternatif bulması, vicdani redde izin vermesi gerektiğinin altı çizildi.
USCIRF'nin üzerinde durduğu bir diğer konuysa, Türkiye'de yaşayan Rum, Ermeni ve Süryani azınlıklara ait birçok sorunun devam ettiği ve bu azınlıklara ait birçok tarihi sit alanı ve mezarlıkların tahrip edildiği bilgisi oldu.
Önceki raporda Erdoğan kınanmıştı
Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nun birkaç önce yayımlanan raporunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ayasofya Müzesi'ni yeniden camiye çevrilmesiyle ilgili sözleri sebebiyle bir kınama metni yayımlanmıştı.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Dini Özgürlükler Özel Temsilcisi Sam Brownback'in sunumunu yaptığı Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu’nda, yaklaşık 200 ülkedeki dini azınlıklara yapılan kısıtlamalar ele alınmıştı.
Raporda Türkiye'de son günlerde Ayasofya'nın statüsünün değiştirilmesi yönündeki tartışmalara da değinilirken, “Ayasofya Müslümanlar ve Hristiyanlar açısından tarihi ve manevi büyük bir değere sahiptir. Bu yapının müze statüsü korunmalıdır.” denilmişti.
“Tasarruf yetkisi Türkiye'nin elinde, başla ülkeleri ilgilendirmez”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan '2019 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nun Türkiye ile ilgili bölümlerine ilişkin yöneltilen soruya yazılı cevap verdi.
Aksoy, raporun Türkiye bölümünün, yine kaynağı belirsiz iddialar içeren, objektiflikten uzak bir dille kaleme alındığını bildirdi. Türkiye'nin, din ve ibadet özgürlüğünün tüm vatandaşlar için ayrım gözetmeksizin korunması ve geliştirilmesi hedefini somut adımlarla desteklemeye devam ettiğini belirten Aksoy, “Ülkemizde, farklı din ve inançlar huzur ve uyum içinde yaşamaktadır. Ülkemiz son 20 yılda gayrimüslim vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi, hoşgörü ve karşılıklı anlayış ortamının güçlendirilmesi amacıyla önemli adımlar atmıştır” dedi.
Aksoy, raporda Ayasofya ve Kariye hakkında belirtilen konuları yine son dönemde yapılan bazı açıklamalar bağlamında hayretle karşıladıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“ABD'nin Türkiye'yi sorgulaması abesle iştigal”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu NTV canlı yayınında ABD'de açıklanan rapora tepki gösterdi. “Ayasofya kesinlikle uluslararası bir konu değildir. Ulusal egemenlik konusudur. Kimse Türkiye'yi sorgulamasın. ABD gibi bir ülkenin Türkiye'yi sorgulaması abesle iştigal” diyen Çavuşoğlu, “Irkçılık var, Müslüman düşmanlığı, yabancı düşmanlığı var. Türkiye ise tam tersini yapıyor. Böyle bir durumda Ayasofya'nın tartışmaya açılması, fetihten 567 yıl sonra Ayasofya'yı hatta İstanbul'u tartışmaya açmak manidar” ifadelerini kullandı.
Ayasofya'nın Fatih Vakfiyesi'ne ait tapusunu gösteren Çavuşoğlu, “1972 UNESCO sözleşmesine baktığımızda o mülkiyetin bu şekilde cami ya da başka türlü kullanılmasına ilişkin bir şey yoktur. Bir derneğimiz Danıştay'a başvurdu. 2 Temmuz'da Danıştay kararını verecek. Burası bizim kendi egemenlik alanımız” dedi.
Yunanistan'dan gelen tepkilere yanıt veren Çavuşoğlu, “Esasen dini azınlıkların hakları konusunda sadece bize değil dünyaya ders verecek en son ülkelerden biri Yunanistan. Avrupa'da camisi olmayan tek başkent Atina. Selanik'te sürekli açık bir cami yoktur. Batı Trakya'da Türk azınlıkların seçtiği müftüler namaz kıldırdığı için ceza aldı. Oradaki Türk azınlık, Türk adını da kullanamıyor. Yunanistan bu konuda üç kere mahkum edildi” diye belirtti.
UNESCO: “Ayasofya'nın statüsünü değiştirmek için bizim onayımız gerekli”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ayasofya ile ilgili sarf ettiği sözlere Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'dan da bir cevap gelmişti.
UNESCO yetkilileri Aya Sofya'nın müze statüsünün değiştirilebilmesi için UNESCO'nun izninin gerektiğini açıklamıştı.