Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Lideri Ali Babacan, “Sizin stokçu dediğiniz bugün sattığı malı, yarın sattığından da değerliye alan, yerine koyamayan, her gün ziyan eden bakkal, manav, kırtasiyeci, çamaşırcı, çorapçı. Sahiden kâfi artık. Bu sizin tavrınız var ya, koskoca bir ekonomik krizi çıkarıp, ortadan sıyrılıp vatandaşla esnafı baş başa bırakmak. Çok alıştı buna” dedi.
Partisinin genel merkezinde düzenlenen haftalık kıymetlendirme toplantısında gündemi pahalandıran Babacan’ın açıklamaları şöyle:
“Model olarak ortaya koydukları bir başarısızlık hikayesi”
“Bize ilham kaynağı ülke diyorlardı”
Meğer iktisatta senelerce dünyada, bütün Avrupa’da, Ortadoğu’da, Asya’da ‘Türkiye Modeli’ konuşuldu. Bize, ‘ilham kaynağı’ ülke diyorlardı. Hem demokrasiyi hem ekonomiyi tıpkı anda yükselttik. Bunların tamamını bilakis çevirdiler. Şu anda bakıyoruz hükümete, ‘rotayı ben çiziyorum’ diyen Perinçek’in hayallerinin iktidarı oldular. Biz buradayız, biz o Çin modelini giymeyiz.
“Kendisi Bahçeli’nin peşinden gidiyor”
Kendisiyle çok yıldır çalışmış, Cumhuriyet tarihinin en uzun mühlet bakanlık yapmış bireylerinden birisi olarak, Türkiye’nin demokratikleşmesine ve iktisadının güçlenmesine katkısı olan bir takımın başında olan Ali Babacan’a diyor. Bir defa, şunu düzgün anlaması lazım. Ben de DEVA Partisi’nin tüm teşkilatı da hiç kimsenin gerisinden gitmez. Fakat kendisi bir açıklasın. Kendisi kimin, kimlerin gerisinden gidiyor? Kendisi krizlerin ortağı, hengameden öteki bir şey bilmeyen, ülkeye bir tek çakıl taşı kadar yararı dokunmamış Bahçeli’nin peşinden gidiyor.
“Bütçenin dayandığı varsayımlar daha Meclis’e sunulmadan kararsız hale geldi”
Partili Taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile bütçe neredeyse göstermelik bir hale geldi. Şu görüşülen bütçe Meclis’ten hiç geçmese, reddedilse hiçbir şey olmuyor. Motamot bunlar yönetmeye devam edebiliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütçesinin, Meclis’e Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından sunulması her türlü demokratik unsura alışılmamış bir tavırdır. Halkın seçtiği halka karşı sorumlu insanların gidip o bütçeyi sunması lazım. Niçin kendisi sunmuyor. Bütçenin iki kıymetli hedefi var. İktisat siyasetlerine duyulan itimadı arttırarak makroekonomik istikrarı sağlayamaya çalışmaktır. Ülkenin kaynaklarını hakikat ve muhtaçlık duyulan alanlara ayırarak ülkenin kalkınmasına ve yoksulluğun giderilmesine ve gelir dağılımının güzelleştirilmesine katkıda bulunmaktır. Şu son 2022 bütçesinde bunların ikisi de yok. Bir sefer bütçenin dayandığı varsayımlar daha Meclis’e sunulmadan kararsız hale geldi. Eylül 2021’de açıklanan Orta Vadeli Programda, 2022 için dolar kuru 9,30; 2023 için 9,80; 2024 için 10,30. 2024 için dolar kuru 10,30 olarak öngören bu iktidar bugünden 14 liraya yaklaşmış döviz kuruyla Meclis’te bütçeyi görüşüyor. Bu bütçe fiyat mı? Bu bütçeyi kimse ciddiye almaz.
“Stokçu dediğiniz gariban esnaf”
‘Stokçu’ dediğiniz sizin yanlışlı politikalarınız, makus idareniz yüzünden fiyat istikrarının kalmadığı bir ülkede neyi kaçtan satacağını bilemeyen gariban esnaf. Sizin stokçu dediğiniz bugün sattığı malı, yarın sattığından da değerliye alan, yerine koyamayan, her gün ziyan eden bakkal, manav, kırtasiyeci, çamaşırcı, çorapçı. Sahiden kâfi artık. Bu ülkenin vatandaşlarını birbirine düşürmeyin. Alışveriş yapan vatandaşla, esnafı karşı karşıya getirmeyin. Çatışmayla, ayrıştırmayla, kutuplaştırmayla koltuğunuza sarılmayı da artık bırakın. Bu sizin tavrınız var ya, koskoca bir ekonomik krizi çıkarıp, ortadan sıyrılıp vatandaşla esnafı baş başa bırakmak. Çok alıştı buna.”
