Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın fotoğrafını paylaştığı, geçen yıl kasım ayında koronavirüs nedeniyle babasını kaybeden, kendisi ise hastalığı yenip aşılama çalışmalarını sürdüren hemşire Ebru Bozkurt Ulu, yürekleri yakan açıklamalarda bulundu.
Babasıyla şahsen ilgilendiğini söyleyen Ulu, “Özellikle onun nefes alamadığını görmek, beni inanılmaz yıprattı. Bu aşının gelmesini çok istiyordum. Bilhassa aşı yapılırken, `Keşke babama de yapabilseydim diye çok düşündüm. Ben birebir babamın gözümün önünde nefes alamadığını gördükten sonra, herkesin aşı olup, bir an evvel bunlardan kurtulmasını canı yürekten istiyorum” dedi
Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, kendisi Kovid-19’u yenen lakin babası Ayhan Bozkurt´u kaybeden hemşire Ebru Bozkurt Ulu’nun aşı polikliniğinde çalışırken çekilen fotoğrafını, `Halen Balıkesir Atatürk Kent Hastanesi’nde misyonlu. Çalıştığı Kovid-19 aşı polikliniğinde günde 2 bin doz aşı yapılıyor. Yerinde olsanız, siz de canla başla çalışmaz mıydınız?´ notuyla paylaşarak, aşının kıymetine dikkat çekmişti.
Ebru Ulu, 13 yıllık hemşire. Kasımda Covid-19’a yakalandı. Aynı hastalık sebebiyle babasını kaybetti. Halen Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesinde görevli. Çalıştığı Covid-19 aşı polikliniğinde günde 2.000 doz aşı yapılıyor. Yerinde olsanız, siz de canla başla çalışmaz mıydınız? pic.twitter.com/zGpp9dIBPO
— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) June 26, 2021
Hemşirelikte 13 yılını geride bırakan, 2012 yılından beri Balıkesir Devlet Hastanesi erişkin ağır bakımda vazife yapan Ebru Bozkurt Ulu, yaşadığı kuvvetli süreci anlattı.
Ulu, yaptığı aşılar sırasında babasını düşündüğünü ve ona da aşı yapabilmiş olmayı çok istediğini söyledi.
“Nefes alamadığını görmek…”
Kasım 2020´de birinci olarak babası Ayhan Bozkurt´un Kovid 19´a yakalandığını söyleyen hemşire Ulu, “Birkaç gün konutta durduktan sonra teneffüs ıstırabı başladı. Artık nefes alamaz ve konuşamaz hale gelmişti. 112 ile Atatürk Kent Hastanesi’ne getirdik. Babamı evvel Kovid servisine çıkardık. Birinci gecemiz serviste biraz dertli geçti. Sabaha artık yeterlice kötüleşince ağır bakıma indirdik. Ağır bakımda daha aktif bir biçimde tedavisini orada devam ettik. Bu süreçte ben yanındaydım. Bilhassa onun nefes alamadığını görmek, beni inanılmaz yıprattı. Bu aşının gelmesini çok istiyordum. Bilhassa aşı yapılırken, keşke babama de yapabilseydim diye çok düşündüm. Tanımı çok güç ancak sahiden hiç kimsenin buna yakalanmaması istiyorum. Ben, birebir babamın gözümün önünde nefes alamadığını gördükten sonra, herkesin aşı olup, bir an evvel bunlardan kurtulmasını canı yürekten istiyorum” dedi.
“Bizim yaşadıklarımızı yaşamayın”
Aşılama sürecinde bulunmanın kendisini gururlandırdığını söyleyen Ebru Bozkurt Ulu, “Umarım babamı da gururlandırmıştır. Süreci birebir yaşayan birisi olarak herkesi aşı olmaya davet ediyorum. Kesinlikle aşınızı olun. En azından bizim yaşadıklarımızı yaşamayın” diye konuştu.
Ayhan Bozkurt´un ağır bakımda kaldığı süreçte kendisinde de tat kaybı başlamasının akabinde test yaptırdığını anlatan Ulu, “Benim testim de müspet çıktı. Benim kendi sürecimden daha çok, daima babamın süreci aklımdaydı. Çok fazla semptom yaşamadım. Teneffüs ıstırabım olmadı. Lakin vakit zaman öksürüğüm ve taşikardim oluşuyordu. 1 hafta 10 gün içerisinde benim ikinci testim negatife döndü. Birebir günlerde de babamın vefat haberini aldık. Babam vefat etmeden iki gün evvel de annem müspet oldu. Daha sonra da annemle birlikte bu süreci yaşadık. Ben annemin yanındaydım. Onu güzelleştirmeye çalışıp, ona takviye olmaya çalışıyordum. Her türlü ağır ve sorunlu bir periyottu. Bu mühlet zarfında ablamı ve bir evladım da birebir şeyi yaşamasınlar diye uzak tutmaya çalıştık. O süreçte maalesef bir tek telefonla konuşarak birbirimize takviye olmaya çalışıyorduk. O da başka bir sıkıntı süreçti” sözlerini kullandı.
