İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda; “Belediyelerin kaynaklarını terör örgütüne aktaran, hem fiziki ve lojistik dayanak sağlayan, hem eleman temin eden, hem de kentlerde örgüt lehine bir baskı ögesi olan belediyelere, görevlendirme yaptık. Misyondan aldığımız belediye liderlerinin birinci derece mahkemelerinden aldıkları cezalar 694 yıl 988 ay 338 gündür. Bu belediyeleri vatandaşına hizmet üretir hale getirdik” dedi.
Soylu, terörle çabayla ilgili, “Terör örgütü evvelden yalnızca Tunceli kırsalında, 2000-2500 bireyle kamp yaparken, bugün Türkiye’nin tamamında, toplam terörist sayısı 180’in altına düşmüştür.” diye konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığı’nın 2020 kesin hesabı ve 2022 bütçe görüşmeleri sürüyor. Kurul tartışmalı başladı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sunumu sırasında, tartışmalar nedeniyle sık sık orta verildi. Soylu ile CHP milletvekilleri ortasında çıkan tartışma sırasında CHP Küme Başkanvekili Engin Özkoç, Soylu’ya; “Kaçamayacaksın, gözüm üzerinde” tabirlerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sunumundan öne çıkanlar şöyle:
“Batıda şaşkınlıktan diğer bir tutum göremedik”
“Bulunduğumuz yüzyılın son on yılı, bize çok farklı bir global okuma sundu. Vietnam’da, Afganistan’da, 20. yüzyıldaki global güç gayretinin başarısızlığını, lakin üç ay evvel, Afganistan’dan kalkan ABD uçağı sahnesiyle hatırlayabildik. Global askeri harcamanın yüzde 39’unu tek başına yapan tıpkı ülkenin sıhhat sistemi, Covid-19 virüsüne teslim oldu. Salgında, Avrupa Birliği içinde yaşananlar, zati hala hafızamızdadır. 2008 küresel krizinden, göç krizine kadar hiçbir global problemde, batıda şaşkınlıktan öbür bir hal göremedik… Coğrafyamız ve burada yaşayanlar, batının bu beceriksizliğinin maliyetini tarihleriyle, medeniyetleriyle, ekonomileriyle ve canlarıyla ödemektedir. Bütün bu tablonun oluşturduğu; içeride 15 Temmuz ihanet teşebbüsü; hududun ötesinde şubesi YPG’yi açan PKK yatırımcılarının, Kandil’den güney sonu boyunca Akdeniz’e kadar bir terör koridoru açma ve bir terör devleti kurma uğraşı; DAEŞ’in sonumuza gelmesi, tanım ettiğim global sebeplerin ürettiği ve bize yönelen meselelerdir. Türkiye bütün bu tabloyu büyük bir soğukkanlılıkla ve olgunlukla karşılamış; 21. yüzyılın başından itibaren, uyguladığı siyasetlerden taviz vermeden bu iklimi yönetebilmiştir.”
“Benzin bulamayan Türkiye’den, bugün vatandaşın kayıp koyunlarını bile İHA’larla arayan bir Türkiye tablosuna”
“Yıllarca batının teknolojisine, savunma sanayiine muhtaç olan Türkiye’den, polis araçlarına misyona gitmeleri için akaryakıt bulamayan Türkiye’den, bugün vatandaşın kayıp koyunlarını bile İHA’larla arayan bir Türkiye tablosuna gelebilmek, bana nazaran takdiri hak eden bir iştir. İçişleri bakanlığı, 21. yüzyılda, faaliyetlerinin odağına önleyiciliği oturtmuştur. Bütün stratejisinde, önlemlerinde, konvansiyonel kapasitesinde; vatandaşın güvenliğine ve memnuniyetine yönelik attığı adımlarda insan haklarına hürmet temelli demokratik hukuk kuralları çerçevesinde tehdidi uzakta tutma ve oluşmadan evvel tedbire yaklaşımı vardır.”
“Türkiye’nin tamamında, toplam terörist sayısı 180’in altına düşmüştür”
“Türkiye tam 40 yıldır terörle sınanmaktadır. Yıllarca Avrupa’nın en büyük kederi olan ETA terör örgütünün, 43 yıllık tüm aksiyonlarında hayatını kaybeden insan sayısı 829; PKK’nın sebep olduğu can kaybı sayısı ise 40 bin civarındadır. Yalnız 2016’dan bugüne kadar katlettiği sivil vatandaş sayısı 408’dir; bu sayıya Bedirhan bebek ve annesi de dahildir. Terörün, kalkınmamıza kentilyonlarca lira ziyanı olmuştur. Türkiye’yi dünya liginde görmek istemeyenlerin bugün de takviyesi ve beklentisi, terör ve terörizmdedir. PKK, DEAŞ, FETÖ bu toprağın imalatı değildir. Geçtiğimiz günlerde Hakkari’de yakaladığımız, zırh delici özelliği bulunan ve neredeyse fabrikadan yeni çıkmış AT-4 füzelerini kim gönderdiyse, bu örgütleri imalatçısı da onlardır… Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 21. yüzyıla, işte bu türlü bir başlangıç yapmıştır. Gerçek; 2014’te 5 bin 558 kişinin katıldığı terör örgütüne bugün 48 iştirak vardır. Hakikat; terör örgütü evvelden yalnızca Tunceli kırsalında, 2000-2500 bireyle kamp yaparken, bugün Türkiye’nin tamamında, toplam terörist sayısı 180’in altına düşmüştür. Hakikat terör aksiyonları sayısı 2 bin 817’den, yüzde 90’ı hudut ötesi tacizleri, bir kısmı da pak sivil insanları maksat alan, 135 sayısına inmiştir.”
“Belediyeleri vatandaşına hizmet üretir hale getirdik”
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, kendisine karşı kurulan tuzağı görmüş, bir daha bu ülkenin tıpkı bedelleri ödememesi için terörle uğraş siyasetini değiştirmiştir. Yeni stratejimizin bir başlığı; silahlı terörle uğraşın yanı sıra terörizmin tüm ögeleriyle da gayret etmektir. Eskinin red-inkâr siyasetlerini terk ettik. Öte yandan, oradaki kültürel yapıyı, gelenekleri, örgüte eleman temininin önündeki en büyük pürüz olarak gördükleri aile yapısını hedefleyen, inançlarımıza saldıran, kültürel terörizmin önüne geçtik. Bunun yanı sıra teröre karşı acımasız, vatandaşa karşı hizmetkar olan yeni bir güvenlik konseptiyle; deneyimli valisi deneyimli kaymakamı, deneyimli yöneticisiyle sorun çözen ve katma paha üreten bir yaklaşım ortaya koyduk. Belediyelerin kaynaklarını terör örgütüne aktaran, hem fiziki ve lojistik takviye sağlayan, hem eleman temin eden, hem de kentlerde örgüt lehine bir baskı ögesi olan belediyelere, görevlendirme yaptık. Misyondan aldığımız belediye liderlerinin birinci derece mahkemelerinden aldıkları cezalar, 694 yıl 988 ay 338 gündür. Bu belediyeleri vatandaşına hizmet üretir hale getirdik.”
“Tezkereye hayır oyu vermek, orada terör örgütünün tekrar yuvalanmasına müsaade vermektir”
“6-8 Ekim ve ‘çukur barikat olayları’ sırasında harabeye dönen kentleri, mahalleleri; bugün çocuk oyun parklarıyla, sıcak asfaltla, kanalizasyon ve içme suyu şebekeleriyle, turizm destinasyonlarıyla, kütüphaneler, gençlik ve bayan kültür merkezleriyle, spor alanlarıyla donattık. 5.7 milyar borç ödemesi yapıldı. 7.5 milyar yatırım gerçekleştirildi. Kimse kusura bakmasın, Fransa betonunu satarken, ABD silahını verirken; her ikisi baş başa verip oradaki sosyolojiyi planlarken, demografiyi değiştirirken, biz karşıdan seyredemezdik. Hudut ötesi operasyonlarımız yapılmadan evvel PKK/PYD ve DEAŞ tarafından sonumuzun karşı tarafından hudut ilçelerimizi, vilayetlerimizi taciz eden tam 549 atak yaşandı. Vilayet ve ilçelerimize atılan havan, roket, silahlı maket uçak ve gibisi ögelerin toplamı bin 125, verdiğimiz şehit sayısı 30’u sivil olmak üzere toplam 36; yaralanan güvenlik vazifelisi ve vatandaş sayısı da toplam 294’tür. Kimse kusura bakmasın, gazi meclisin çatısının altında tezkereye hayır oyu vermenin manası, orada terör örgütünün tekrar yuvalanmasına müsaade vermektir.”
“FETÖ ile uğraş kapsamında 319 bin kişi gözaltına alınmış, 99 bin kişi tutuklanmıştır”
“Terk ettiğimiz eski sistemler değildir, eski Türkiye’nin kabulleri değildir. Terör örgütlerinin beta versiyonu olarak isimlendirdiğimiz FETÖ ile çabamız, son FETÖ’cüye ulaşma maksadıyla sürmektedir. Bu kapsamda bugüne kadar 319 bin kişi gözaltına alınmış, 99 bin kişi tutuklanmıştır. Hala cezaevlerinde bulunan tutuklu/hükümlü sayısı 22 bin 340’tır. Bugüne kadar bakanlığımızdan; 45 bin kişi ihraç edilmiş, 12 bin 847 kişi de vazifeden uzaklaştırılmış, 13 bin 509 kişi de vazifelerine iade edilmiştir. Mahrem yapılanma, büfe ankesör, örgüt konutu, imtihan soruşturmaları ve kurum yapılanmalarına yönelik olarak 77 bin operasyon yapılmış; Bylock’ta 99 bin tekil kullanıcı tespit edilmiştir.”
“Torbacıya da baronlara da nefes aldırmıyoruz”
“Türkiye devletini, uyuşturucuyla uğraşımızı gaye alan palavralar, iftiralar, FETÖ’nün aylar evvel servis ettiği palavra ve iftiraları TBMM çatısı altına getirmek, Türkiye Cumhuriyeti’ne devletine bühtan yapmak, yalnızca Türkiye’nin bu uğraştaki kararlılığına iftira atmak değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine her fırsatta kara çalmaya çalışanlara omuz vermek, takviye olmaktır. 2021 dünya uyuşturucu raporuna nazaran, 2019 yılında dünya genelinde yakalanan eroinin yüzde 21’i, kolluk ünitelerimizce ele geçirilmiştir. Türkiye’de uyuşturucu sebebiyle 2017 yılında 941 kişi hayatını kaybetmiş, 2020 yılında bu sayı 314’e düşmüştür. Hala bu yıl için birinci 10 ay prestijiyle can kaybı sayımız 142’dir. Avrupa uyuşturucu raporuna nazaran milyon kişi başına düşen unsur irtibatlı vefatlar, 2017-2019 ortasında sırasıyla: Avrupa’da 23, 23.7 ve 15; Türkiye’de ise 17, 12 ve 6’dır. Türkiye için 2020’de bu sayı 5.5 olmuştur. Dünya ortalaması ise 2017 için 35’tir. Bu sonuçlar, şuurlu ve yanlışsız bir siyasetin neticesidir… 2020 yılında 114,5 milyon kök kenevir yakalamıştık, bu yılki sayımız hala 70 milyondur. Geçen yılın tamamında 13.2 ton yakaladığımız eroin ölçüsü, bu yıl 15 Kasım prestijiyle 18.1 ton; esrar 51 ton; geçen yıl 2.7 milyon adet olan captagon tabletten de bu yıl 5.2 milyon adet ele geçirilmiştir. Geçen yılın tamamında 158 bin olan uyuşturucu operasyon sayımız bu yıl hala 183 bin olmuştur. 2020’de yakaladığımız uyuşturucu hususların geçen yılın tamamında 165 milyar TL idi. Geçen yılın 229 bin olan gözaltı sayımız, 15 Kasım prestijiyle 251 bine ulaşmıştır. Bu hala cezaevlerinde bu kabahatten tutuklu sayısı 98 bindir. Hakikaten önemli bir saha baskısı uyguluyoruz. Burada torbacıya da baronlara da nefes aldırmıyoruz. Nefes aldırmadığımız üzere, bilhassa okul etraflarında, parklarda, metruk binalarda, boş topraklarda, kullanıma uygun her yerde adım attırmıyoruz.”
“Kadına yönelik şiddette 1 sayısına bile tahammülümüz yoktur”
“Kadına yönelik şiddette bir sayısına bile tahammülümüz yoktur. Dünya, bayana karşı şiddet konusunda bir sınamayla karşı karşıyadır. Birleşmiş Milletler uyuşturucu ve cürüm ofisinin bilgilerine nazaran, dünyada 2017’de kasıtlı olarak öldürülen 87 bin bayanın yüzde 58’i eşleri yahut öbür aile üyeleri tarafından öldürüldü. Gelişmişlik, gelir yahut eğitim düzeyiyle net bir bağı olmayan bu probleme karşı Türkiye’de, bütüncül bir yaklaşım ve siyaset izledik. 2015’te bayan cinayeti sayımız 360, 2020’de 268, bu yıl için 15 Kasım prestijiyle 251’dir. Buradaki siyasetimizin genel çerçevesi mevzuat adımları atmak, şiddeti oluşmadan önlemek, ihbar ve şikayet düzeneklerini geliştirmek, devletin bu bahisteki üniteleri ortasındaki uyumu sağlamak, kamu otoritesi içinde bu mevzuda sahayı daha güzel izleyen bir yapı ortaya koymak ve bilhassa bu mevzuda çalışan işçinin eğitimine tartı vermek oldu. 75 unsurluk bir hareket planı hazırladık. Vilayet ve ilçelerde vali ve kaymakamlarımızın başkanlığında ‘aile içi ve bayana karşı şiddetle gayret komisyonları’ kuruldu. Yalnızca bu yıl 57 bin çalışanımıza eğitim verdik, 2018’den bugüne kadar eğitimlerimize 309 bin işçi iştiraki oldu. Polis ve jandarma akademilerimiz kıymetli saha araştırmaları yaptılar. Polis merkezi amirliklerinde bin 5, jandarmada 97 olmak üzere toplam bin 102 aile içi ve bayana şiddetle çaba ünitesi kuruldu. Bunun yanı sıra jandarma karakollarına ve polis merkez amirliklerine toplam bin 497 inanç masası kuruldu, buralara bayan polis görevlendirilerek, misyona başlamadan evvel bu arkadaşlarımıza aile içi ve bayana yönelik şiddet eğitimi de verildi. Acil durumlara süratli müdahale için KADES programını büsbütün yerli ve ulusal imkânlarla yazdık. İtalya’da da Akdeniz Parlamenter Asamblesi tarafından geçen hafta mükafata layık görülen bu uygulamayı, şu ana kadar 2 milyon 758 bin 120 bayan indirdi, gelen ihbarların toplamı ise 242 bin 473’tür. Bu ihbarların hepsine gidildi ve bunların 138 bini gerçek ihbarlardı.”
“Türkiye göç deposu, göçün sorumlusu değildir”
“Türkiye kimsenin göç deposu değildir… Türkiye, tüm dünyada istikrarları değiştiren göç sorununun, göçün sorumlusu değildir. Göçün amaç ve Batı’ya geçiş ülkesiyiz. Göçe kaynaklık eden coğrafyayla yalnızca hudut komşusu değiliz; ortak bir mazimiz, ortak kıymetlerimiz, akrabalık bağlarımız var. Hasebiyle soruna batılıların yahut batıya tapan zihniyetlerin kriterleriyle bakmadık, bakamayız. Yabancı düşmanlığı, batının Afrika’yı sömürürken ürettiği bir kavramdır. Bizim yabancı düşmanlığı üzere bir karakterimiz yoktur. Bizim 2011’den beri yönettiğimiz ve dünyaya davet yaptığımız, Suriye iç savaşı kaynaklı bu sıkıntıya Avrupa, 2015’te ve son derece çağdışı, akıldışı, gayrı vicdani, tahlil odaklı olmayan ve ‘mış’ üzere tekliflerle yanıt verdi. Halbuki Türkiye, 2011 yılı Suriye iç savaşı başladığı andan itibaren aşağıda sıralayacağımız siyasetleri ve adımları sırasıyla hayata geçirdi… 2016’dan beri yakaladığımız kaçak göçmen sayısı da 1 milyon 329 bin 226’dır. Bu yıl yakalanan kaçak göçmen sayısı şu an için 134 bin 041, organizatör sayısı ise 6 bin 541’dir. Tabi bu işin bir de denizler ayağı var. Üç denizde bu işi denetim ediyoruz ve kıyı güvenlik komutanlığımızın kapasitesinin yüzde 70’i bu bahse ayrılmış durumdadır. Profesyonellik oranını yüzde 100’e çıkarttık, işçi sayısını arttırdık ve yeni botlar, hava araçları ve ekipmanlar aldık, almaya da devam ediyoruz.” (ANKA)
