Uzman olmayan kişilerin bebeklere bile ‘hacamat’, bir diğer adıyla ‘kupa tedavisi’ yapıp bunu reklam amacıyla sosyal medyada paylaşması tartışma yarattı. Uzmanlar, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının eğitimli kişiler tarafından yapılması gerektiğini belirtiyor. “22 senedir bununla uğraşan bir hekimim” diyen Prof. Dr. Ahmet Kalaycıoğlu, “Sağlık Bakanlığı bu işin eğitim müfredatını oluşturmuş vaziyette. Dolayısıyla, doğru işler yapabilmek için hastane ya da herhangi bir sağlık kuruluşunda yapılacak uygulama, eğitimli kişiler tarafından yapılmalı” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Deniz Aygün ise “Hacamat uygulamaları çocuklarda, yaşlılarda ve gebelikte önerilmemektedir. Kesinlikle yapılmaması gerekir” dedi
Paylaşılan görüntüler arasında iki aylık bir bebeğe gaz sancısı için hacamat uygulaması yapan bile var.
Ancak bu uygulamalar yasal olarak sağlık kuruluşlarında ve bu alanda eğitim almış hekimler tarafından yapılması gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın ‘Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nde de “Uygulamalar bakanlıkça yetkilendirilmiş ünite ile uygulama merkezlerinde ve ilgili alanda ‘uygulama sertifikası’ bulunan tabip ve sadece diş hekimliği alanında olmak üzere, diş tabibi tarafından yapılabilir. Uygulama alanında temel eğitimi bulunan sağlık meslek mensupları merkez ve ünitelerde sertifikalı tabiplere uygulamada yardımcı olabilirler” ifadeleri yer alıyor.
Çocuk hastalıkları uzmanları, bebekler ve çocuklar için hacamat uygulamasının sakıncalı olabileceğini dile getirirken, bu alanda çalışmalar yapan uzmanlar ise, hijyenik koşullarda ve doğru yapılmayan uygulamaların, ciddi riskler oluşturabileceğini vurguluyor.
“Sadece hekim olmak yetmiyor. Hekim olup bu işin eğitimini de almak gerekiyor”
Hacamat yerine ‘kupa tedavisi’ ifadesinin doğru olduğunu ve bu yöntemin eğitimli kişiler tarafından yapılması gerektiğini belirten Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kalaycıoğlu, “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp ile ilgili son yıllarda ciddi atılımlar yapıldı. Büyük destekler gördü Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp. Ben de yaklaşık 22 senedir bununla uğraşan bir hekimim. Sağlık Bakanlığı’nın onayladığı 15 tane uygulama var. İşin temelinde şu var. Sağlık Bakanlığı bu işin eğitim müfredatını oluşturmuş vaziyette. Dolayısıyla, doğru işler yapabilmek için hastane ya da herhangi bir sağlık kuruluşunda yapılacak uygulama, eğitimli kişiler tarafından yapılmalı. Bunun için eğitimli kişi kapsamı belirtilmiş vaziyette hekimler ve yardımcı sağlık personeli bu işin eğitimini almak kaydıyla bu uygulamayı yapabiliyorlar. Sadece hekim olmak yetmiyor. Hekim olup da bu işin eğitimini almak gerekiyor” dedi.
Uygulama yapılırken hijyenik koşullara çok dikkat etmek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kalaycıoğlu, şöyle devam etti:
“Kullanılan malzeme, doğru endikasyon, malzemelerin tek kullanımlık olması gibi önemli unsurlar var. Tedavi için uygulamayı yapacak olan hekim ve yetkili kişi bunun hangi hastaya, hangi koşulda ve nasıl uygulanabileceğine kendisi karar vermesi gerekiyor. Sağlıklı koşullarda yapılmadığı zaman, doğru yapılmadığı zaman tabii ki bazı riskler oluşturuyor. Kanama bozukluğu olan hastalarda kan kaybına bağlı ciddi sıkıntılar olabilir. Hastaya bu uygulamayı yaparken hastayla iletişim kurup doğru bilgiler almak gerekiyor. Bu bilgiye istinaden, hastanın bulgularına istinaden uygulama yapmak gerekiyor. Uzun yılların tıbbi bilgisi ve tecrübesi ile yapacak kişinin bunu değerlendirmesi gerekiyor tabii ki. Kanama bozukluğu olan bir hastaya yaptığınızda, kanı durduramadığınızda geriye dönüşü olmayan sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Hijyenik koşullarda yapmadığınızda enfeksiyon ile ilgili sorunlar yaşayabilirsiniz. Bu sefer kaş yaparken göz çıkarma ihtimaliniz olabilir. Onun için doğru yerde, doğru kişilerle, doğru şekilde ve doğru hastalıkta, doğru uygulama diyorum”
“Çocuklara kesinlikle yapılmaması gerekir”
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC)-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda Çocuk Enfeksiyon bölümünde görevli Doç. Dr. Deniz Aygün ise “Hacamat uygulamaları çocuklarda, yaşlılarda ve gebelikte önerilmemektedir. Kesinlikle yapılmaması gerekir” dedi
Deniz Aygün, “Uygulama sırasında lokal travma ve basınca bağlı cildin epidermis dediğimiz üst katmanı ve dermis dediğimiz alt tabakalarda damar hasarı gerçekleşebilir. Bunun sonucunda ciltte zedelenme ve kanama gerçekleşebilir. Bu da cilt bütünlüğünü bozar. Küçük bir çocukta bunu önermemekteyiz. Aynı zamanda uygulama sırasında cilt bütünlüğü bozulacağından enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir. Cilt ve cilt altı dokularda enfeksiyonlar olabilir ve bunlar derin dokulara ilerleyerek cilt apselerine neden olabilir. Aynı zamanda çok küçük çocuklarda uygulama sırasında yaşayacağı stres ve korkuyu da göz önünde bulundurursak çocuklarda bu uygulamayı kesinlikle bu tarz uygulamaları önermiyoruz ve kullanılmaması gerekir” ifadesini kullandı