Fundanur Öztürk
Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi dün haber sitesi Bianet dahil 136 internet adresi ve sosyal medya hesabı hakkında erişim engeli kararı aldı. Çok sayıda meslek örgütü karara, Anayasa’da belirlenmiş hak ve özgürlüklerin ihlali ve sansür anlamına geldiğini söyleyerek tepki gösterdi.
Kararın yasalara ve anayasaya uygunluğu konusunda erişim engeliyle karşılaşan bazı hesap ve sitelerden, emekli ceza hâkimlerinden ve TBMM Anayasa Komisyonu’nun iki AKP’li üyesinden görüş aldık.
Karar neydi?
Jandarma Genel Komutanlığı 16 Temmuz 2019 tarihinde, 136 adet internet sitesi ve sosyal medya hesabına erişimin engellenmesi talebinde bulundu.
Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği, talep üzerine 5651 Sayılı Kanun’un 8/A Maddesi uyarınca 136 adresin erişiminin engellenmesine karar verdi.
İnternet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usuller 5651 Sayılı Kanun ile düzenleniyor.
Kanunun ilgili maddesinde; yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması gerekçeleriyle; millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi ya da genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıklar ve Cumhurbaşkanlığı’nın talebi üzerine, internet yayınları ile ilgili erişim engeli kararı verilebileceği belirtiliyor.
Ancak kanunun söz konusu sitelerin ya da hesapların hangi haberlerine bu gerekçelerin hangileri nedeniyle uygulandığı mahkeme kararının gerekçesinde yok. Bu da kanunun ruhuna uygun uygulanmadığı gibi anayasada belirtilen bazı ilke ve özgürlüklerin de ihlal edildiği eleştirilerine neden oluyor.
Erişim yasağı kapsamına giren 136 adresten biri olan Bianet, 2000 yılından bu yana IPS İletişim Vakfı bünyesinde yayın yapıyor ve “toplumsal cinsiyet, barış gazeteciliği perspektifiyle hak odaklı habercilik çizgisinin yaygınlaşması için” habercilik atölyeleri düzenliyor, erkek şiddeti çetelesi ve medya gözlem raporlarıyla ifade özgürlüğü ihlallerini kayıt altına alıyor.
Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı, örneğin Kasım 2000’den bu yana faaliyet gösteren haber sitesi Bianet’in 200 bini aşkın yazı ve haberden oluşan tüm içeriğinin engellenmesini de kapsıyor ama bu kararın hangi haber ya da dosya üzerinden uygulandığı belirtilmiyor.
Bianet avukatı: Kararın gerekçesi yok
Bianet’in avukatı Meriç Eyüboğlu kararın hem “hukuken bütünüyle hatalı” olduğunu hem de basın ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğini söylüyor:
“Kararı görünce hemen bir yanlışlık olup olmadığını araştırdım. Sadece tek bir haber üzerine erişim engeli kararı verilmek istenirken, sehven tüm siteyi dahil ettiklerini düşündüm. Fakat mahkeme bugün tüm siteye erişim kararı aldıklarını doğruladı.
“Bütünüyle hatalı, gerekçesiz, ifade ve basın özgürlüğünü ihlal anlamına gelen ve sansür niteliği taşıyan bu kararın kaldırılması gerekiyor. Maalesef kararın gerekçesi yok. Kanun maddesi aynen alıntılanmış fakat 200 bin haberin hangisi ve neden ilgili maddeye aykırı? Bunların hiçbiri yok.”
Erişim engeli kararı verilen haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının bir kısmı hala erişime açık. Avukat Eyüboğlu’nun mahkemeden edindiği bilgiye göre, 136 hesaba erişimin engellenmesi kararı “sırayla” uygulanıyor.
Bianet’e erişim engeli kararının kendilerine tebliğ edilmediğini ve “şans eseri” öğrendiklerini söyleyen Eyüboğlu, ‘Belki de 136 hesaptan bazıları, erişim yasağı geldiğini hesapları kapatıldığında fark edecek’ diyor.
Eyüboğlu, erişim engeli kararına itiraz edeceklerini ve iç hukuk yollarını tükettikten sonra hala sonuç alınamazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracaklarını söylüyor.
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy’un Twitter hesabına erişim yasağı
Erişimi engellenen hesaplar arasında HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy’un Twitter hesabı da var.
BBC Türkçe’ye konuşan Ersoy, mahkemenin kararına itiraz edeceklerini ve kararı veren hakimleri Hakimler Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyet edeceklerini açıkladı.
İlk defa bir milletvekilinin sosyal medya hesabının bu şekilde erişime engellendiğini söyleyen Ersoy, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi:
“Muhalefet milletvekillerinin görevi iktidarı eleştirmektir, bu bir yükümlülüktür. Milletvekili dokunulmazlığı diye bir şey var. Bir milletvekilinin sözünün, Jandarma talebi ve mahkeme eliyle kısıtlanmasına izin vermeyeceğiz. Mahkeme üyelerini HSK’ya şikâyet edeceğiz. Bu konuyu Meclis gündemine de taşıyacağız.”
Ersoy da tıpkı avukat Eyüboğlu gibi, Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararında “somut bir gerekçe olmadığını” savunarak şu eleştiriyi getiriyor:
“Kararda hangi Twitter paylaşımım gerekçesiyle hesabımın tamamına erişim engeli getirildiği açıklanmıyor. Mahkeme kararında somut bir gerekçe olmaması yeni değil, Ankara Sulh Ceza Mahkemesi bunu alışkanlık haline getirdi. Birçok sosyal medya hesabı hakkında, şikâyet geldiği andan itibaren gerekçesiz bir biçimde erişim kararı alıyorlar.”
Emekli ceza hâkimleri: ‘Anayasa’daki gerekçeli karar hakkına aykırı’
Erişim engeli kararında gerekçe olarak İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’un 8/A maddesini alıntılanırken, her bir sitenin ilgili maddedeki hangi suçu işlediğine dair gerekçe sunulmaması en tartışmalı konu.
BBC Türkçe’ye konuşan bazı eski ceza hâkimleri de, 136 internet adresi için ayrı ayrı somut gerekçelerin sunulması gerektiğini, bunun yapılmamasının Anayasa’ya aykırı olduğunu söylüyor.
Haberde isminin yer almasını istemeyen bir emekli ceza hâkimi, “Anayasa, gerekçenin belli olması gerektiğini söylüyor. Hâkim neden bu kararı verdiğini açıklamak zorunda. 136 internet hesabının hepsinin kapatılmasını aynı şekilde soyut bir ifadeyle gerekçelendirmek Anayasa’ya aykırıdır” diye konuştu.
Emekli ceza hâkimi, bu durumda suçlanan ve cezalandırılan bu hesapların kendilerini hangi somut suçlamaya karşı savunacaklarının belirsiz olduğunu vurguluyor.
Yine adının açıklanmasını istemeyen başka bir emekli ceza hâkimi de mahkemenin erişim kararının Anayasa’ya aykırı olduğunu, internet haberciliğinin hukuken basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor:
“İnternet sitelerine erişim engeli biçiminde getirilen her türlü kısıtlama, bilgi alma ve verme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir. Bu nedenle erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilmelidir.
“Sadece teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilecektir.”
Söz konusu mahkeme kararında erişimi engellenen yayınların içerikleri ile erişimin sınırlanması sebebi arasındaki hiçbir ilişki ortaya konulmadığını belirten emekli hâkim, “Hukukumuzda anayasal düzeyde korunan gerekçeli karar hakkına göre, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır” diyor ve ekliyor:
“Ancak ne yazık ki söz konusu mahkeme kararında, karara dair hiçbir gerekçe yazılmadığından ve somutlaştırma yapılmadığından, kararın dayanağı anlaşılamamaktadır.”
Aynı emekli hakime göre, ifade ve basın özgürlüğüne “orantısız müdahale edilmesi”, Anayasa güvencesindeki hukuk devleti ilkesi ve basın özgürlüğü bakımından sorunlu:
“Günümüzün en etkin kullanılan iletişim aracı olan internet ve internet tabanlı sosyal medyada da ifade özgürlüğünün sağlanmasının gerektiği kuşkusuzdur. Buna rağmen, gerekçesiz olarak, sadece mahkeme kararına talep dayanağını oluşturan madde içeriği yazılarak, 8/A maddesinde düzenlenen hangi aykırılığın hangi içerik nedeniyle gerçekleştiği, neden sadece ihlalin gerçekleştiği kısım değil de bazı sitelerin tamamına erişimin engellenmesi yönünde karar verildiği açıklanmaksızın, bu hususlarla ilgili tek satır dahi gerekçe yazılmaksızın verilmiş olan kısıtlama kararının, hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı, söz konusu kararın ifade ve basın özgürlüğü önünde orantısız müdahale teşkil edeceği açıktır.”
TBMM Anayasa Komisyonu Sözcüsü Zeybek: Özgürlüklerin de Anayasa ile belirlenmiş sınırı var
TBMM Anayasa Komisyonu’nun AKP’li iki üyesine, emekli bazı hâkimlerin bu eleştirileriyle ilgili görüşlerini sorduk.
Anayasa Komisyonu Sözcüsü ve AKP Kocaeli Milletvekili Emine Zeybek, “aynı suç söz konusu olduğunda” tek bir kararda birden fazla internet adresi için erişim engeli kararı verilebileceğini söyledi:
“Mahkeme 136 adresin hepsinin suç unsurlarını tek tek araştırmıştır. Aynı suç unsuruna girenleri tespit edip hepsi için de tek bir karar verilebilir. Sonuçta burası hukuk devleti. Haber sitesi ya da şahıs farketmeksizin Anayasa ve kanunlara tüm internet sitelerinin uyması gerekiyor.”
“Son zamanlarda dikkat ederseniz hem hukuk düzenini hem toplum barışını bozacak nitelikte çok fazla haber yapılıyor. Bunları engellemek gerektiğini düşünüyorum. Basın özgürlüğünü kısıtlamaktan bahsetmiyoruz ama özgürlüklerin de Anayasa ile belirlenmiş belli bir sınırı var. Ben de basın özgürlüğü taraftarıyım ama eğer yasa dışına çıkılmış ise gerekli cezaların da uygulanması gerektiğini düşünüyorum.”
BBC Türkçe’ye konuşan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanvekili ve AKP Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya de 5651 sayılı kanuna göre 136 internet adresinin tek bir kararla erişime engellenmesinin hukuka uygun olduğunu söylüyor:
“Aslında ceza usul hukukunda her bir sanık için ayrı dava açılır ancak suçun toplu olduğu durumlarda toplu olarak dava açılabilir ve tek bir karar verilebilir. Diyelim ki 100 farklı site, aynı yanlış yayını yaptı. Bu durumda hepsi için ayrı ayrı dava açılması ve karar açıklanması gerekmez. Konusu aynı olduğu tek bir davada incelenebilir. 136 sitenin erişimine tek bir kararla engel konulması da bu içeriklerin konusunun aynı olduğu fikrini veriyor.”