Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde dekanlık da yapan Yeni Şafak yazarı Ergün Yıldırım, kadına yönelik şiddetin erkek kimliğinin içine girdiği çaresizlikten kaynaklandığını iddia etti. Yıldırım, “Kadına yönelen şiddet toplumsal sarsıntılarla gelen anomik durum. Erkeğin bu sarsıntılarla anomik duruma düşme hali” diyerek, “Çok hızlı bir biçimde odak araştırmalar yapmalı ve bu sarsıntıları doğuran nedenleri ortadan kaldıracak politikalar üretmeliyiz” ifadesini kullandı.
Yıldırım’ın “Anomik erkek: Toplumsal sarsılmayla gelen erkek şiddeti” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
(…) Şiddete başvuran erkeklerin nasıl bir biyografileri var? İlk defa şiddeti nerede gördüler? ilk defa şiddeti nerede yaşadılar? Sorunlarıyla başa çıkmak için gençlik dönemlerinde hiç şiddete baş vurdular mı? Bu konularda cahiliz. Yeterli bilgimiz yok. O nedenle sorunu değerlerde görüyoruz. Büyük kısmı namusta görüyor. Namusu kadına şiddetin ideolojisi görüyoruz. Bir kitabın adı bile var: Kadın Şiddetinin İdeolojisi: Namus. Yine değerler. Daha iki gün önce bir sosyoloji profesörü köşesinde örf ve gelenek değerlerine verip veriştirdi. Güya şiddetin temel nedeni onlarmış. Oysa iki bilim adamımızın yaptıkları yeni araştırmaya göre şiddetin işlenmesinde değerlerin payı %12. (“Values and Violence Endorsement Among College Students in Turkey/ Türkiyede Kolej Gençleri Arasında Değerler ve Şiddet Onayı” “, V. Bozkurt/H. Gülerce,2019-Türkiye). Bu orandan geriye kalan %88 devasa bir oran. Bu oran temelde belirttiğimiz gibi değerler, kurumlar, ilişkiler ve geçim tarzından meydana gelen sarsıntılarla ilgili.
Pozitivist de olsa Durkheim büyük bir sosyolog. İlk defa uygulamalı sosyolojiyle 60 bin üzerindeki intihar vakalarını araştırıyor. Araştırma sonucunda büyük sarsıntılarla gelen anominin nelere yol açabileceğini gösteriyor. Kadına yönelen şiddet de bir toplumsal sarsıntılarla gelen anomik durum. Erkeğin bu sarsıntılarla anomik duruma düşme hali. Köklü toplumsal kurumların, değerlerin ve ilişkilerin sarsılmasıyla erkeğin içine girdiği bunalım. Şiddet de bu yapısal sarsılma ile gelen erkek kimliğinin içine girdiği çaresizlik ve bunalımdan doğuyor. O nedenle çok hızlı bir biçimde odak araştırmalar yapmalı ve bu sarsıntıları doğuran nedenleri ortadan kaldıracak politikalar üretmeliyiz.
Yazının tamamı için