Fatih´te bulunan 5. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru Arcadius döneminde çıkan isyanın bastırılması üzerine, zaferi taçlandırmak üzere dikilen, günümüzde kaidesi kalan sütun yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
DHA'da yer alan habere göre, iki bina arasında sıkışmış halde duran üzerindeki motifleri de kaybolan Arcadius Sütununda derin çatlaklar görülüyor.
“Avrat Taşı” anılıyordu
Osmanlı döneminde kadın esirlerin satıldığı Avrat Pazarı´nın ortasında kaldığı için “Avrat Taşı” adıyla da anılıyor.
Cerrahpaşa´da Haseki Kadın Sokağı’ndaki üç katlı iki binanın arasında sıkışmış durumda
İstanbul’un her köşesinde tarihi bir yapıya rastlamak mümkün. Bunlardan biri de 5. yüzyılda İmparator Arcadius´un çıkan isyanı bastırılması üzerine zaferini taçlandırmak için dikilen sütunu Arcadius. Sütunun günümüze kalan kaidesi ise yıllardır, Cerrahpaşa´da Haseki Kadın Sokağı’ndaki üç katlı iki binanın arasında sıkışmış durumda.
Derin çatlaklar oluşmuş
Sütunun önü demir korkulukla kapatılmış, fakat üzerindeki motifler bakımsızlık nedeniyle neredeyse tamamen aşınmış ve taş yapıda derin çatlaklar halde duruyor.
“Bu çarpık kentleşmenin bir örneği”
Tarihi sütunun bulunduğu sokakta yaşayan Hamza Vatandaş, “Burası daha evvel çöplük olarak kullanılan, senelerdir bakımsız olan bir yer. 10-15 kafile her sene buraya ziyarete geliyor. Avrupalılar bizden çok daha fazla önem veriyor. Senede bir sefer Türklerin geldiği ve sorduğu, onun haricinde gelenlerin yüzde 80’i, yüzde 90’ının yabancıların olduğu bakımsız bir yer. Bence artık Anıtlar Kurulu’nun burayı muhafaza altına alması lazım. Cam kaplamaya alınabilir. Zamanla üzerindeki motifler kayboldu. Senelerdir bakımsız olunca bütün motifler yağmurdan zarar gördü, görünmüyor. Bu çarpık kentleşmenin bir örneği. Kimse bilincinde değildi ki oraya bir iş yeri yapılsın, bir ev yapılsın diye müsaade etsinler. Bu gibi eserler dünyanın neresinde olursa olsun muhafaza altına alınırdı. Biz de yıkmadıklarına, bina yapmadıklarına şükredelim” dedi.
“Böyle bir yeri değerlendirememek çok büyük bir ziyan, çok büyük bir kayıp”
50 yıldır bu sokakta yaşadığını söyleyen Selma Karaca ise, “Aslında yakın okulların öğrencilerinin kesinlikle çevresindeki tarihsel kalıntıları çok iyi bilmeleri gerekiyor ki korusunlar. Korumaya daha küçüklükten başlanması gerekiyor. Bu eserlerin kapatılmasına ben çok üzülüyorum. 50 yıldır buradayım, aynı semtteyim. Çeşmeler, binaların altından çıkan kümbetler, neler oldu? Ben şahsen üzülüyorum. Yurtdışına bakıyorum, ufacık tarihi eserleri koruyorlar. Bizim kökümüz çok daha fazla, İstanbul ve Fatih çok daha güzel bir yer. Böyle bir yeri değerlendirememek çok büyük bir ziyan, çok büyük bir kayıp. Öyle motifler var ki, bir sürü yaşanmışlık var aslında. Ben burası neden korunmadı, anlayamadım. Böyle iki tane bina arasında kaldı. Birkaç kere sordum, ‘arkasında ne var acaba’ diye çok merak ettim. Arkada bir fırının başka bölümleri var. Ben taşın zedelenmeyeceğini düşünüyordum, aslında her şey bir damlayla bile zedeleniyor. Kim bilir neler eridi?” dedi.