Son günlerde sosyal medyaya sürekli maske denetim videoları düşüyor. Eczacıya ceza kesen kaymakam, motosiklet kullanan evli çifte sosyal mesafe uyarısı yapan kolluk kuvvetleri, maske takmayan renkli saçlı kadın vs vs.
Evli bir çifte motorsiklette neden birlikte oturduğunu soran polis memurunu hatırladık mı? Evde birlikte vakit geçiren çiftlere sokakta sosyal mesafe uyarısı yapılmıştı.
Peki bütün maskesiz dolaşanlar arasında anlık olarak kameradan renkli saçlı kadını bulup seçen polis memurunu hatırladık mı?
Ve eczanede çay içen eczacılara ceza kestiren kaymakamı gördünüz mü? :)
Bazıları eski bazıları yeni bu görüntülerden sonra sosyal medya kullanıcıları ”ipin ucu kaçtı” diye yakınıp duruyor.
Aslında yeni bir şey yok ve ipin ucu bugün kaçmadı. Bu insanlar yıllardır Türkiye bürokrasisinde yer alıyorlar.
Pandemi ile geçen bir yılda, yasaklarla birlikte bazı kolluk kuvvetleri ve mülki amirler hayatımıza daha çok dahil oldular. Ve maalesef bazı memurların olayları kavrayış ve yorumlama biçimleriyle yüzleşmiş olduk. Bunlar sadece gördüklerimiz..
Peki ya görmediğimiz alanlarlarda neler oluyor? Devletin bize dokunmadığı ama başkalarına dokunduğu alanlarda kim bilir neler oluyor? Bu sorunun cevabını verme riskine girmeyeceğim tabii ki :)
Peki sizce bu kadrolarla mı uzay çalışmaları nasıl yapılır?
Peki yeni anayasa ve İnsan Hakları Eylem planını kimler uygulayacak? Bu polis memurları, bekçiler, kaymakamlar ve yargı personeli… Elbette hepsi öyle değil. Ama çoğumuz ”Acaba?” diyoruz ve soruyoruz: Peki ya görmediklerimiz?
Kanunlar mükemmel hazırlansa da konu dönüp dolaşıp eğitime ve işe alımlarda liyakatın önemine geliyor. Dünya tarihinin en ilerici anayasasını yazsak, en ilerici insan hakları planı açıklasak da konu eğitimli kadrolarda bitiyor.
Peki bu nasıl olacak? Ülkenin neresinden tutsak elimizde kalsa da elbette bilimin ışığında.