Tartışmaların odağındaki Kanal İstanbul projesinde en çok merak edilen konulardan biri de maliyeti. Sözcü gazetesi yazar Çiğdem Toker, kanal hakkında yapılan resmi açıklamalarda ve hazırlanan raporlarda büyük farklılıklar olduğuna dikkat çekti.
Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker bugünkü köşesinde Kanal İstanbul'un yapım maliyetini sorguladı. Kanalın 75 milyar TL'ye inşa edileceği yönündeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirten Toker, şöyle devam etti:
“75 milyar nere, 145 milyar nere”
“75 milyar TL, bugünkü kurla 12.7 milyar dolara karşılık geliyor.
Daha önce yazdım. Bakanlık Altyapı Genel Müdürlüğü'nün Temmuz 2018 tarihli sunumunda Kanal İstanbul'un toplam maliyeti 20 milyar dolar görünüyor. Bu rakamın 15 milyar dolarını yapım; 5 milyar dolarını ise altyapı deplasmanları ve ulaşım sistemleri oluşturuyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan dün TBMM'deki grup toplantısında 75 milyar TL'yi tekrarladı. Ne var ki daha iki gün önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Turhan bu konuda AA'ya şöyle demişti:
‘Projelendirme sonrası yapım maliyetini toplam 15 milyar dolar, inşaat maliyetini ise 10 milyar dolar olarak belirledik.’
Bu da 25 milyar dolar yani 145 milyar TL demek. 75 milyar nere, 145 milyar nere.”
Üç ayrı yatırım maliyeti var
Ortada resmiyeti olan üç ayrı yatırım maliyeti olduğunu belirten Toker, şunları kaydetti:
– Çınar Mühendislik ÇED raporunda: 75 milyar TL – 12.7 milyar dolar
– Ulaştırma Bakanlığı Temmuz 2018 sunumunda: 20 milyar dolar
– Bakan Cahit Turhan'ın açıklaması: 25 milyar dolar
Bu arada not düşelim: 25 milyar dolar (145 milyar TL) 2020 bütçesinde öngörülen açık rakamının 5 milyar TL üzerinde.
Özetle, daha yatırım maliyetini hesaplayamadıkları, bilemedikleri bir projenin yılda 1 milyar dolar gelir getireceğini söylüyorlar. Kim nasıl inansın, neden inansın bu rakamlara.”
Bakanlığın işaret ettiği 'diğer gelirler'
Çiğdem Toker, yazısını şöyle sürdürdü:
“Öte yandan yukarıda belirttiğim 2018 tarihli (kamuoyuna açıklanmayan) bakanlık sunumunda gelirlerin yatırımı karşılama oranının çok düşük olduğu belirtilmiş. Yap-İşlet-Devret modelinin uygulamasının olmadığı görüşüne yer verilen bu sunumda kanal işletme gelirlerinin yanı sıra ‘diğer muhtemel gelirler’den söz edilmiş. Ne mi onlar?
‘Kanal etrafında geliştirilecek kentleşme faaliyetlerinden elde edilecek gelirler, enerji üretim geliri, yapay adalardan sağlanacak gelirler, Marina-liman gelirleri, lojistik merkez gelirleri, vb.’
Sayın Bakan belli ki bu aşamada bu gelirlerden söz etmeyi uygun bulmuyor. ‘Kanal etrafında geliştirilecek kentleşme faaliyetleri’, TOKİ'nin oradaki kamu arazilerinde arsa üretim uygulamasını kapsıyor çünkü.”
Ayrıca bakınız