Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti üyesi Cemil Çiçek, organize kabahat örgütü başkanı Sedat Peker’in argümanlarıyla ilgili savcıların soruşturma başlatması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Şurası üyesi Cemil Çiçek, organize kabahat örgütü liderliğinden karar giymiş Sedat Peker’in toplumsal medyadan gündeme getirdiği vahim tezleri DW Türkçe’ye kıymetlendirdi.
“Türkiye bu dertleri, bu imgeleri hak etmiyor” diyen Çiçek, “En kıymetli sorun, devlete itimat problemidir. Devlete itimat sarsılırsa bir çok şeyi yerli yerine oturtamazsınız. Devlete itimat yoksa ne gerçek dürüst kalkınma ne hakikat dürüst demokrasi olur ne de öteki türlü kökleşmiş problemler tahlile kavuşturulur. Bu nedenle kayıt dışı vurgusunu yapıyorum. Devletin bilgisi ya da kontrolü dışında olanların hepsi kayıt dışıdır. Bilgisi var ve kontrolü dışındaysa bu da tıpkı kapıya çıkar. Bu bir gün mafya örgütü olarak ortaya çıkar, bir gün de Gülen üzere dini cemaat terör örgütü olarak ortaya çıkar” dedi.
“Binde biri bile doğruya felaket”
Kelam konusu argümanlara ait “Binde biri bile doğruya felaket ve sıkıntıdır” diyen Çiçek, “Binde birken önünü alamazsanız, bu yüzde bir, sonra onda bir olur sonra bir bakarsınız ki bütün bedeni kaplamış” tabirlerini kullandı.
Savcıların harekete geçip gereğini yapmaları gerektiğini vurgulayan Çiçek, “Devlete itimadı sağlamak açısından bu gereklidir. Bu boyuttaki savları savcılar araştıracak, gerçek neyse ortaya çıkartacaktır. Kabahat teşkil eden bir şey varsa, evvela yargı makamlarının harekete geçmesi lazım. Bu bahseliden mevzular şikayete bağlı cürümler değil. Ceza hukukumuzda şikayete bağlı kabahatlerin sayısı Avrupa Birliği süreciyle alakalı olarak azaltılmıştır. Savcılar, bu savlar hakkında haberdar oldukları an itibariyle, bu tezlerle ilgili soruşturma başlatmaları gerekiyor. Basında yeteri kadar yer buldu, görmüşlerdir… Kabahat varsa iddianame tanzim edilir, hata yoksa takipsizlik kararı verir. Argümanlar yanlışsız değilse de elbette biz gereğinin yapıldığını görür, ‘yalanmış temeli yokmuş’ deriz. Lakin yargının misyonunu yerine getirmesi gerekir” değerlendirmesinde bulundu.
