CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, 1915 olayları için “soykırım” ifadesini kullanan ABD Başkanı Joe Biden hakkında, Türk milletine karşı “Nefret ve ayrımcılık” suçunu işlediği gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Biden’ın “soykırım” tanımlamasının gerçeği yansıtmayan mesnetsiz iddialardan oluştuğunun belirtildiği dilekçede, Ermeni diasporasının her yıl tüm dünyada sözde ‘soykırımın’ yıl dönümü diye andığı 24 Nisan’ın; zorunlu göçün uygulandığı tarih olmadığı; Osmanlı Devleti’nce Birinci Dünya Savaşı sırasında isyan çıkaran Ermeni Komiteleri elebaşlarının tutuklanmasına dair kararın alındığı tarih olduğu aktarıldı.
Dilekçede, “Osmanlı’nın ülke güvenliğini korumak amacıyla aldığı bu karar, vilayetlere ve mutasarrıflıklara gönderilmiş ve sadece örgüt mensubu Ermeniler tutuklanmıştır. Dolayısıyla 24 Nisan 1915 tarihi zorunlu göçün başlatıldığı tarih değildir.” denildi.
Tanal, suç duyurusunda; “Dünya tarihinde soykırım suçu oluştuğuna dair mahkeme kararları mevcut olduğu halde 1915 olayları hakkında bir yargı kararı bulunmadığını, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Uluslararası Adalet Divanı kararlarında ortaya konulan çerçeve karşısında 1915 olayları hakkında yargısal bir mekanizmanın harekete geçmesinin imkansız olduğunu” belirtti.
Masumiyet karinesi
1915 olaylarının “soykırım” olduğuna ilişkin herhangi bir mahkeme kararının bulunmaması ile birlikte iddia olunan suç faillerinin artık hayatta olmamasından dolayı bir yargılama yapılmasının da söz konusu olmadığının vurgulandığı dilekçede, 1915 Tehcir Kanunu uygulamasında ve o süreçte yaşanan olaylarda “soykırım” suçunun oluştuğu sonucuna varabilmenin mümkün olmadığına dikkat çekildi. Suç duyurusu dilekçesinde, masumiyet karinesinin, suçsuzluk ilkesinin işlendiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 11. maddesine yer verilirken, ABD Başkanı Joe Biden’ın; tüm bunlara rağmen 1915 olayları hakkında yaptığı yazılı açıklamada “soykırım” ifadesine yer vererek hem bu madde hükmüne aykırı davrandığı hem de TCK kapsamında nefret ve ayrımcılık suçu işlediği savunuldu.
“Yargı kararı yok”
Türk Ceza Kanunu’nun “Nefret ve Ayrımcılık” kenar başlıklı 122. maddesinin aktarıldığı dilekçede, “Ermenilerin soykırıma uğradığına ilişkin hiçbir yargı kararı olmadığı halde ABD Başkanı Joe Biden’ın önyargıyla yapmış olduğu açıklamalar ile açıkça nefret ve ayrımcılık suçunu işlediği görülmektedir. Ülkemizin de taraf olduğu Soykırım Sözleşmesi ve bu sözleşmeyi yorumlayan Uluslararası Adalet Divanı içtihatları dikkate alındığında, ABD Başkanı’nın açıklamalarının hukuki bir dayanağı yoktur. Defalarca belgelerle ispatlanmış tarihi gerçekleri, hukuku yok sayarak kendince soykırım suçunun işlendiğini isnat eden ABD Başkanı’nın bu tutumunun, duymuş olduğu nefret dolayısıyla ayrıştırıcı olduğu aşikârdır” denildi.
Bireylerin olduğu gibi devletlerin de “lekelenmeme hakkı” olduğunun belirtildiği dilekçede, “Geçmişi tertemiz olan şanlı Türk milleti açısından ABD Başkanı’nın sözde soykırım açıklamaları kabul edilemez niteliktedir. Tarihi ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde Türk Milleti, sözde soykırım suçu ile itham edilmiştir. Ermeni lobisinin peşinden koşan, popülizme sarılan ABD Başkanı Joe Biden, temelsiz açıklamalarıyla töhmet altında bıraktığı Türk milletine karşı nefret ve ayrımcılık suçunu işlediği izahtan varestedir” değerlendirmesi yapıldı.
“Hukuken Türkiye’de yargılanabilir”
Dilekçede ayrıca, “her ne kadar ABD Başkanı Biden’ın tarihi ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde yaptığı açıklamada “soykırım” ifadesi kullanarak nefret ve ayrımcılık suçunu başka bir ülkede işlemiş olsa da TCK’nın 8. maddesi uyarınca Türkiye’de yargılama yapılabileceğine” işaret edildi.