Mersin Erdemli’de uygulama noktasında durdurulan AKP Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın polislere hakaret ettiği ve ardından polis memurlarının açığa alındığı haberleri kamuoyunda geniş yankı buldu. Kelam konusu olayın toplumda derin yaralar açtığını tabir eden CHP Mersin Milletvekili Ali Becerikli Başarır, hakarete uğrayan polislerin tekrar eski misyonlarına dönmeleri için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bir tavsiye mektubu gönderdi.
CHP’li Başarır tavsiye mektubunda, “22 yıldır kendilerine verilen kutsal misyonu yerine getiren iki polisimizin tekrar eski vazifelerine verilmeleri konusunda gerekli hassasiyeti göstermeniz, kamuoyunda oluşan bu yaraya bir nebze de olsa merhem olacağı inancındayım” kelamlarına yer verdi.
Mektubunda polis intiharlarına da değinen CHP’li Başarır, “Toplum huzurunu sağlamak üzere kıymetli bir sorumluluğu olan polislerimiz, ağır koşullar altında vazifelerini ifa etmektedirler. Hatta bu ağır çalışma şartları nedeniyle, bilhassa de son devirlerde polis intiharları haberlerini büyük ıstırapla gerek gazete kupürlerinden gerekse toplumsal medyadan okumaktayız” kelamlarını mektubunda kaleme aldı.
CHP’li Başarır’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya gönderdiği tavsiye mektubunun tam metni şu biçimde:
Sayın Bakan, bildiğiniz üzere 18 Temmuz 2021 tarihinde, Mersin Faziletli İlçesi’nde uygulama noktasında durdurulan AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın polis memurlarına hakaret ettiğine ait imgeler basın ve kamuoyunda değerli tesir yaratmıştır.
Yaşanan bu üzücü olayın akabinde, AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın şikâyeti üzerine, 176 yıldır kabahat ve suçluyla çaba eden Türk Polis Teşkilatı’nın mensubu olan, 22 yıldır devletine hizmet veren iki polisimiz açığa alınmıştır.
Açığa alınan polislerimiz, kendilerine verilen bilgiler doğrultusunda aracı durdurmuş ve milletvekili aracı olduğunu anlamaları üzerine durumu ilgili amirlerine ileterek yalnızca misyonlarını yerine getirmişlerdir.
Olayın imajlarından de anlaşılacağı üzere AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz, bir milletvekiline yakışmayacak düzeyde maksatları yalnızca misyonlarını yapmak olan devletimizin iki polisine hakaret etmiş ve yaşanan bu olay kamu vicdanında derin yaralar oluşturmuştur.
Bizler milletvekilleri olarak, yaptığımız işin sorumluluğu gereği vakit zaman gerildiğimiz devirler olmaktadır. Lakin, hiçbir vakit devletin polisine hakaret etmenin münasebeti, yaşadığımız gerginlik olamaz ve olmamalıdır.
Toplum huzurunu sağlamak üzere değerli bir sorumluluğu olan polislerimiz, ağır kaideler altında vazifelerini ifa etmektedirler. Hatta bu ağır çalışma şartları nedeniyle, bilhassa de son periyotlarda polis intiharları haberlerini büyük hüzünle gerek gazete kupürlerinden gerekse toplumsal medyadan okumaktayız.
İki polis memurumuzun hiçbir kabahatleri yokken, Kurban Bayramı öncesi yani arefe günü açığa alınmaları, Türk toplumunun bayram anlayışıyla ve bedelleriyle örtüşmemektedir.
Vatandaşlarımızın huzurlu bir bayram geçirmesi için çalışan iki polisimizin vazife yerlerinin değiştirilerek farklı vilayetlere sürüleceği konusunda duyumlar alınmaktadır. Bu türlü bir durumun oluşması, hak etmedikleri sürgün imajının, kendilerinin ve ailelerinin psikolojisinde bir tahribata yol açacağı üzere, ek göstergelerinin 3600’e çıkarılmasını bekleyen ve ekonomik olarak istenilen seviyede olmayan polis memurlarımızın geçim kaidelerine daha da olumsuz tarafta tesir edecektir.
Bu his ve fikirlerimle; 22 yıldır kendilerine verilen kutsal vazifesi yerine getiren iki polisimizin, tekrar eski vazifelerine verilmeleri konusunda gerekli hassasiyeti göstermeniz, kamuoyunda oluşan bu yaraya bir nebze de olsa merhem olacağı inancındayım.