CHP Dış Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, genel merkezde basın toplantısı düzenledi. Çeviköz açıklamasında “Bir ABD’ye, bir Rusya’ya ‘mavi boncuk’ veriliyor. Bu ‘mavi boncuk’ politikasına da ‘dış politika’ deniyor. Türkiye uluslararası ilişkilerde artık bir özne değil, nesnedir. Ve iki küresel güç arasında çekiştirilip, durmaktadır” dedi.
CHPli Çeviköz basın toplantısında dün Rusya’da yapılan ‘MAKS 2019 Uluslararası Havacılık ve Uzay Fuarı’nın açılışı ve Erdoğan-Putin görüşmesi hakkında “Ziyaret aslında geçen hafta İdlib’de Türk askeri konvoyuna karşı gerçekleştirilen hava saldırısı ertesinde Soçi Mutabakatı ile ilgili soru işaretinin oluşması nedeniyle fuarın vesile edilmesiyle gerçekleşti. Türkiye’nin dış politikası küresel ölçekte savrulmaktadır” dedi.
Çeviköz, şöyle konuştu:
“Ziyaret aslında geçen hafta İdlib’de Türk askeri konvoyuna karşı gerçekleştirilen hava saldırısı ertesinde Soçi Mutabakatı ile ilgili soru işaretinin oluşması nedeniyle fuarın vesile edilmesiyle gerçekleşti. Türkiye’nin dış politikası küresel ölçekte savrulmaktadır. Bir bakıyoruz Türkiye, Rusya’da S-400 savunma sistemi alıyor, bunun hemen ertesinde ABD ile Suriye’nin kuzeydoğusunda ‘güvenli bölge’ kurulması için çalışmalar başlıyor. Bir bakıyorsunuz ABD’nin kuzeydoğu Suriye’ye yönelik ortak operasyon merkezi kurmaları kararı alınıyor, bunun hemen ertesinde İdlib’de Türkiye’nin askeri konvoyuna saldırı yapılıyor; 9 ve 8 numaralı gözlem noktaları Suriye Ordusu tarafından kuşatılıyor. Yani bir ABD’ye, bir Rusya’ya mavi boncuk veriliyor. Bu ‘mavi boncuk’ politikasına da ‘dış politika’ deniyor. Türkiye uluslararası ilişkilerde artık bir özne değil, nesnedir. Ve iki küresel güç arasında çekiştirilip, durmaktadır. Bu da giderek Türkiye’nin diğer ülkeler gözündeki saygınlığını ve itibarını yek ile ihsan etmektedir.”
“Türkiye ile Rusya arasındaki görüş farklılıkları sürüyor”
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında düzenlenen ortak basın toplantısından çıkan mesajın; Rusya’nın Türkiye ile olan ikili ilişkilerinden büyük memnuniyet duyduğu şeklinde olduğunu söyleyen Çeviköz, “Rusya, bir yandan Akkuyu Nükleer Santrali bir yandan Türk Akım Boru Hattı Projesi ile Türkiye üzerinden enerji ağını genişletiyor. Havacılık ve Uzay Fuarı’na bir NATO ülkesini en üst düzeyde getirerek tüm dünyaya mesajını veriyor. Ancak Suriye konusunda Türkiye ile Rusya arasındaki görüş farklılıklarının ortadan kalktığını söylemek bir türlü mümkün olmuyor. Rus tarafını dinlediğinizde, İdlib’de terör unsurlarının Suriye yönetimi ve Suriye’deki Rus askeri mevcudiyetini tehlikeye soktuğu ve onlara saldırılarda bulunduğu ve bunun da Rusya ve Suriye’yi rahatsız ettiği dile getiriliyor. Türkiye tarafını dinlediğinizde ise bütün suçun Suriye tarafında olduğu söyleniyor. Yani sebebi ziyaret hiçbir sonuca ulaşmıyor” diye konuştu.
“Böyle bir güvenli bölge toprak bütünlüğü ilkesiyle bağdaşmaz”
Çeviköz, Türkiye’nin Soçi Mutabakatı ile üstlendiği sorumlulukları yerine getiriyormuş gibi yaptığını savunarak, Rusya’nın da Suriye’nin güvenliğini önemsemeye ve bunun tehlikeye girmesine izin vermeyeceğini vurgulamaya devam ettiğini kaydetti.
Türkiye ile Rusya arasında ‘toprak bütünlüğü’ ifadesinin farklı şekilde anlaşıldığının gün gibi aşikar olduğunu vurgulayan Çeviköz, “Suriye, toprakları içerisinde kendi kontrolünde bir güvenli bölge istiyor. Böyle bir güvenli bölge toprak bütünlüğü ilkesiyle bağdaşmaz. Bağdaşması için Suriye yönetimi ile mutabık kalınması gerekir. Mutabık kalınmadığı müddetçe de Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde, doğuda başka batıda başka sorunlarla karşılaşmaya devam etmesi mukadderdir. Ayrıca İdlib’de bulunan 3,5 milyon sivilin can güvenliğinin tehlikede olduğu ve yeni bir göç tehlikesinin de mevcut olduğu en yüksek düzeyde yetkili ağızdan itiraf edilmektedir” dedi.