CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, “Üretici fiyatlarında 237 ayın, 19 yılın tepesindeyiz. Tüketici fiyatlarında 322 ayın, 27 yılın tepesindeyiz. Toptan eşya fiyatlarının yüzde 100’ün üzerinde olduğu periyotta başbakan Tansu Çiller’di. Tansu Çiller’in yüzde 105’lik enflasyonuna artık geldik. Diyorlar ki ‘Biz Tansu Çiller’le de ittifak olacağız’… Tansu Çiller-Recep Tayyip Erdoğan enflasyon ittifakı güzel olsun” dedi.
CHP Aksaray Vilayet İstişare Heyeti toplantısında konuşan Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Aksaray’a daha evvel de geldim. Seçim atmosferinde, seçim heyecanı varken geldim lakin bu kadar güçlü, bu kadar inanmış ve kenetlenmiş, seçim için, muvaffakiyet için gün sayan bir Aksaray’ı bundan evvel görmedim. Güzel ki varsınız, âlâ ki birlikteyiz. Yolumuz açık olsun. Aksaray’ın bu imgesi hepimize umut veriyor.
Cumhuriyet’in 100. yılının sonuna hakikat geliyoruz. Maalesef son 20 yılda Cumhuriyet’le, onun kurucu takımları, kurucu babalarıyla hasımlığı olan, orta ara deneyen, orta ara lisan uzatan, halktan gelen yansıdan sonra bunu Atatürk’e diyemese de İsmet Paşa üzerinden, kurduğu parti üzerinden Cumhuriyet bedelleriyle hesaplaşan ve Cumhuriyet’in var ettiği her şeyi aşındırmaya çalışan bir anlayış tarafından yönetiliyoruz.
“Bu parti baba evidir”
Aksaray’ın Taşpınar beldesindeki açılışımız gazetelerin internet sitesinde birinci sayfada haber. Ne yaptık orada? Baba konutunun bir göz odasını açtık. Bu parti baba konutudur. Herkes baba meskeninde doğar, fakat kimi daha büyük meskene geçer, kimi yakında oturur, kimi uzakta oturur, kiminin diğer münasebeti vardır lakin herkes bilir ki baba konutunun çorbası kaynar ve bacası tütmektedir. Başım sıkışırsa, sistemim bozulursa, gereksinim duyarsam o baba konutunun kapısı hiç kapanmaz, daima açıktır.
Biz, Aksaray’da geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi’ne, Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy vermiş lakin bugün 3,5-4 kat artan gübre fiyatlarından ötürü toprağına gübre atamayan, 7 liralık mazot 24 lira oldu diye kontağını çevirip tarlasına gidemeyen pişman olmuş çiftçiler, bir kilo süt satıp 1,5 kilo yem alması gerekirken bir kilo sütle 600-700 gram yem alabilen, o yüzden gözü yaşlı olarak ineğini bölüme götüren hayvancılıkla uğraşanlar, ayın sonunu değil ortasını getiremeyen emekli maaşlarından rahatsız olanlar, çocukları yurt dışında hayal kuran, geleceğinden tasa eden annelerin babalar, umutsuz işlerin işsiz gençleri, geçmişteki görüşleri ne olursa olsun bugün baba konutuna geliyorlarsa buyursunlar gelsinler, yerleri meskenin baş köşesidir başımızın üzeridir.
“Baba meskeninin tapusu sadece Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kayıtlıdır”
Bugün o baba konutunun heyecanı içindeyiz lakin şöyle bir fikrimiz yok. Bir kez ittifak ortaklarımızla birebir bahçedeyiz. Ancak baba konutunun kapısına geçip de dışardan gelene ‘ya niçin gittin, bugüne kadar neredeydin’ demeye de hakkımız yok. O vakit sorarlar, derler ki ‘kardeş, bu baba meskeninin tapusu sende mi?’ Bana sorarlarsa bende değil, Kemal Bey’de de yok. Ecevit’te de İnönü’de de bütün hizmetlerine, kahramanlarına karşın yoktur. Baba meskeninin tapusu bir şahsa kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Tekrar onun davetinin gerisinde nasıl yüzyıl evvel toplu iğnesi, çivisi, mermisi, tüfeği olmayan bu halk, Anadolu ve Rumeli’yi kurtarmak için ona inanıp evvel kurtuluşu sonra da kuruluşu başardıysa Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına gireceğimiz önümüzdeki seçimlerde onun hayallerine, amaçlarına, vasiyetlerine uygun halde bu ülkeyi yönetecek, dünyadaki gelişmiş ülkeleri yakalayacak, geçecek, Türkiye’de yoksulluğu yönetecek değil yok edecek, işsizliği azaltacak değil ortadan kaldıracak, bu ülkeyi hakikaten yüzü gülen insanların, milletin efendisi çiftçilerin, alının terinin karşılığını alan işçilerin, keyifli mesut emeklilerin geleceğe itimatla bakan gençlerin ülkesi yapacaksak Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında bir sefer daha Atatürk’ün, onun partisinin onun, ülkülerinin etrafında yürüyeceğiz.”
7 Haziran 2015 seçimlerinde ortaya koydukları seçim beyannamesiyle gündemi belirlediklerinin altını çizen Özel, o periyot Meclis çoğunluğunu kaybeden Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Devlet Bahçeli’nin takviyesiyle ve iki seçim ortasında ülkede oluşan dehşet ikliminin de tesiriyle tekrar çoğunluğu sağladığını söyledi. Özel, kelamlarına şöyle devam etti:
“İkinci Yüzyıla Davet Beyannamesi’yle Türkiye’ye neden şikayet ettiğimizi değil, artık nasıl düzelteceğimizi anlatıyoruz. İnanın çok daha tesirli, çok daha güçlü bir seçim beyannamemiz olacak. Onu hazırlarken Türkiye’deki en büyük sorun… Biz, hangi siyasi partiden olursa olsun cumhurbaşkanlarını sıcak tartışmanın tarafı yapmayız, yapmadık geçmişte. Zira onlar tarafsızdılar, zira onlar partileri geçmişte olsa bile yemin edip parti rozetlerini çıkardılar. Artık onlar diğer bir mevkideydiler ve devleti temsil ediyorlardı.
“Yeni Anayasayı Erdoğan için değil, her doğan için yapacağız”
Bugün bir partinin genel lideri tıpkı vakitte cumhurbaşkanı olabildiği için, elindeki birebir kalemle sabahleyin kaymakam, öğlenden sonra ilçe lideri atadığı için; sabahleyin Aksaray’a vali, öğlenden sonra vilayet lideri atadığı için, hepimizin vergileriyle maaşları ödenen TRT bir partinin televizyonu olarak konuştuğu için, Atatürk’ün kurtuluş savaşında kurduğu Anadolu Ajansı bir kişinin reklam ve tanıtım ajansı üzere çalıştığı için bugün beşerler cumhurbaşkanlığının tarafsızlığına da cumhurbaşkanın kendisini temsil ettiğine toplumun değerli bir kısmı inanmıyor. Tarafsız olmadığını görüyor. Her gün televizyonlarda onun öbür siyasi partilere, rakiplerine, liderlerine ve hatta üyelerine ‘zihniyet’ diyerek hakaret ettiğini görüyor. O yüzden birinci iş, bir anayasa yapıp; anayasa ki bir toplumsal mutabakat metnidir, onu Erdoğan için değil her doğan için yapacağız. Bundan sonra doğacak olan her çocuk için yapacağız.
CHP, 84 milyonu kucaklayacak, polemiklerin tarafı değil bayrak üzere devletin ortak kıymeti olacak. Hakikaten tarafsız ve sahiden kutuplaştırma yerine kucaklaştırmayı, şeytanlaştırma yerine kardeşleştirmeyi, ötekileştirme yerine ötekinin hakkını savunmayı bilen birini cumhurbaşkanı seçmek zorundayız.
“İktidara gelince yargıyı nasıl ele geçireceğiz diye değil, kimsenin ele geçiremeyeceği yargıyı nasıl kuracağız diye bakacağız”
En kıymetli problemimiz yargı. Kimse yargıya güvenmiyor. Türkiye’de yargıya itimat yüzde 20’nin altına indi. Nitekim yargıya yolu düşüp de yargının adalet dağıtacağına inanan kimse kalmadı. Bu türlü olunca, iktidara gelince yargıyı nasıl ele geçireceğiz diye değil, lakin kimsenin ele geçiremeyeceği bir yargı tertibini, bir yüksek yargıyı nasıl kuracağız diye bakacağız. Cüppesinin olmayan düğmelerini ilikleyen yüksek yargıçlar değil, çay toplayarak göze giren değil adalet dağıtarak milletin gönlüne giren yargıçları nasıl yapacağız, onun için çalışıyoruz.
Devletin bankalarından verdikleri kredilerle bütün basın yayın kuruluşlarını televizyonları ya yandaşlara ya da dünürlere, akrabalara verdiler. Artık oradan 7 gün 24 saat bir şahsın propagandası yapılıyor. Kimsenin ele geçiremeyeceği, muhabirlerinin işverenden sendikayla korunacağı, işverenlerin kamu ihalelerinden çıkar münasebetlerinden uzak tutulacağı bir basın kanunu üzerinde çalışıyoruz.
“İstanbul Mukavelesi’ni tekrar hayata geçireceğiz”
Toplumsal barış diyerek Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle bu ülkede herkesin; Alevi’si, Sünni’si, tüm inançları birlikte kucaklayarak ve bilhassa çocuk istismarı, bayana karşı şiddet ve bayan cinayetlerine karşı en kıymetli olan İstanbul Sözleşmesi’ni yine hayata geçirerek bayanlarımıza da toplumsal barışa da sahip çıkacağız.
CHP, hangi siyasi görüşten olduğuna değil işini nasıl yaptığına bakarak ve kati biçimde imtihanını kazanmış olan gençleri mülakatlarda elemek değil o mülakatları kaldırarak, mülakatın zarurî olduğu çok ender hallerde kamera kaydı olarak, kaydın birini de öğrenciye vererek, itiraz durumunda mahkeme yolunu açık tutarak liyakatli bir kamu idaresi sistemini hayata geçirmenin hazırlıklarını yapmaktadır.
Adil bir seçim kanunuyla milletin kendi vekilini seçeceği, çalışanın karşılık görüp çalışmayanın siyaset dışı kalacağı bir seçim yasası hazırlıyoruz.”
Özel kelamlarına şöyle devam etti:
“200 sefer değiştirdikleri Kamu İhale Kanunu’nu son defa değiştireceğiz. Yangın ve zelzele üzere özel durumlar dışında Kamu İhale Kanunu dışında hiçbir ihaleyi bırakmayacağız.
“Beşli çetenin hükümranlığını yıkacağız”
Adaletli bir vergi sistemi için çalışıyoruz. Zenginden daha çok alan, durumu olmayanı kayıran, herkesin vergisini gücüne nazaran vereceği, bütçe hakkına saygılı, vatandaşın kendinden toplanan paraya ve o paranın nasıl harcanacağına isteğinin olduğu, müdahale edebildiği bir vergi kanunu üzerine çalışıyoruz. Stratejik Planlama Kurumu’nu çabucak kurup ülkenin kısa müddette hakikat ölçeklerle yönetilmesini sağlayacağız… Ne köprü ne otoyol ne hastane ne havalimanı, bunları yıkmayacağız ancak devletin ve milletin sırtına kene üzere yapışıp kanını emen o Beşli Çete’nin hükümranlığını yıkacağız, bu malları kamulaştıracağız.
Belediyeler için ‘bizdense hizmet etsin, bizden değilse elini kolunu bağlayalım’ anlayışına karşı yeni bir belediyeler lokal idareler kanunu hazırlıyoruz. Bizden olsun olmasın belediyeleri yetkili ve tesirli kılacağız.
“Suriyeli mültecileri Suriye’ye davulla zurnayla göndermeye kararlıyız”
Suriyeli mülteciler, Türkiye’nin en büyük sorunu. Sol ve toplumsal demokrat bir parti olarak göçmenlere, mültecilere karşı olamayız. Fakat göçmen yaratan siyasetçilerin ve göçmen yaratan yanlış dış siyasetin tam karşısındayız. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’yla Suriye’de barışı sağlayıp, Avrupa Birliği’nin elini taşın altına koyup herkesin ortak olacağı bir sistemle Suriye’ye Suriyelileri, ite kaka değil davulla zurnayla göndermeye kararlıyız, inançlıyız.
Dünya, vatandaşlık temel gelirini tartışıyor. Vatandaşlık temel geliri demek, Aile Dayanakları paketinin çok az farklısı. Orada tenkit alanlar da bizde yok. Verilecek kartla minimum fiyatın altındaki gelirler taban fiyat düzeyine tamamlanacak; engelliler, yaşlılar, hastalar, çocuklar için ayrıyeten fiyatlar ödenecek. Birileri ‘CHP gelirse yardımları keser’ diyordu ya İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Kırşehir’de kesilmedi. Ziyadesiyle yapılıyor. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi, yoksulluğu yönetmek yerine yok etmek istediği için Aile Takviyeleri Sigortası paketini getiriyor ve bu paketi en düzgün onu anlatacak olanlara, bayan kollarımıza emanet ediyoruz.
“Çiller-Erdoğan enflasyon ittifakı güzel olsun”
Üretici fiyatlarında (ÜFE) 237 ayın, 19 yılın doruğundayız. Tüketici fiyatlarında (TÜFE) 322 ayın, 27 yılın doruğundayız. Toptan eşya fiyatlarının yüzde 100’ün üzerinde olduğu periyotta başbakan Tansu Çiller’di. Tansu Çiller’in yüzde 105’lik enflasyonuna artık geldik. Diyorlar ki ‘Biz Tansu Çiller’le de ittifak olacağız’. Devlet Bahçeli her iktidarında yüksek enflasyon yaşadı. Tansu Çiller-Recep Tayyip Erdoğan enflasyon ittifakı iyi olsun.
“Göstereceğimiz aday seçimi kesin kazanacak bir aday olacak”
Bu seçimde, Aksaray’ın milletvekillerine ve ülkenin bir cumhurbaşkanına gereksinimi var. ‘Cumhurbaşkanı kim olacak’ diye sıkça sorulan bir soru var. Hepimizin gönlünde yatan bir cumhurbaşkanı adayı var. Kararı ittifak verecek lakin şundan emin olun ki göstereceğimiz cumhurbaşkanı, enine uzunluğuna anketlerle ölçülerek Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. cumhurbaşkanı olacak. Buna kimsenin kuşkusu olmasın. Göstereceğimiz aday hem ittifakın tam takviyesini hem de anketlerin de göstermesiyle seçimi kesin kazanacak bir aday olacak.”
