CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesine ait toplanan güvenlik tepesinde parti yetkililerin yer almasına ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamalarına reaksiyon gösterdi. Özel, “Yapılan şey, güvenlik tepesi değil güvenlik zırvasıdır. Dışişleri Bakanı Covid diye Dışişleri Bakanlığı’ndan tek yetkili yoksa orası tepe olmaz zırvalamak olur” dedi. Özel, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metni için “Nazarımızda buruşturulup atılacak kağıt kesiminden ibarettir” demesini de eleştirdi. Özel, “Milletin vekillerinin, milletin görevlendirdiği partilerin bulunduğu masadan çıkmış kağıdı ‘yırtıp atacağız’ diyemezsin. Bizi bu ittifaka millet itiyor. Zira sizden kurtulmak istiyor. Sizin üzere dün birbirine sövenleri hiçbir şey değişmeden bir ortaya getirip birbirine iltifat ettiren kim” diye konuştu.
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Rusya-Ukrayna sorununda Türkiye savruluyor”
Tüm dünya Ukrayna’ya yoğunlaşmışken Türkiye’nin savrulma halinde olduğu anlaşılıyor. Her baştan bir ses çıktığı bir dış siyaset idaresiyle karşı karşıyayız. Kendimize biçilen arabuluculuk misyonu yerine getirilemiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın ne yaptığına baktık. Baktığınızda, tüm taraflarla görüşmesi beklenen, kayda kıymet ikiden fazla görüşmesi yok. Tahlil iradesine katkı sağlayacak iki görüşmesi var. Başka taraftan da istikrar siyaseti gütmeye çalışıyorlar. Hakikaten önemli bir savrulmayla karşı karşıya olan durumdayız.
“Dışişleri’nden tek yetkili yoksa orası tepe değil zırvalamak olur”
“HES kodu uygulamasının kalkmasını hakikat bulmuyoruz”
Covid ile çaba: Bir açıklama yapsam, desem ki ‘Sakarya ilinin Hendek ilçesinin köyünde 250 civciv öldü’ desem, halk sağlıkçıları dikkat kesilir. Günde 250-300 kişinin öldüğü pandemide ‘biz önlem kaldırıyoruz’ deyip esasen ölümlerin olağanlaştırıldığı periyot yaşıyoruz. ‘Her gün bir Soma, her gün bir uçak düştü’ diyoruz. ‘Maske takmasanız da olur.’ Covid Müşavere Kurulu’nun bizce daha hakikat ve daha sağduyulu bir yaklaşımı olduğunun altını çiziyoruz. Açık havada muhakkak ara varken maske takma durumunun aslında olmaması lazım lakin ‘açık havada takmayın’ deniyorsa açık havada lakin uzaklık yokken de takmamaya başlarlar. Teması engelleyemezsiniz. Yan yana oldukları, konuştukları noktalarda bu mevzuya dikkat edilmesini halk sıhhati açısından önemsiyoruz. Şayet havalandırmalarda Covid virüsünü tutan filtreler yoksa yayma fonksiyonu görülebilmektedir, o yüzden toplum sıhhatini önemseyen vatandaşlarımızın kapalı alanlarda maskelerinin çıkarmamaları gerektiğini söylüyoruz. HES kodu uygulamasının kalkmasının hakikat olmadığını söylüyoruz. Artık nasıl mahzur olabileceğiz, olumlu olup olmadığını nasıl bileceğiz. Bankanın elamanı için külfet verici iş lakin halk sıhhati için külfetlere katlanmak zorundayız… Bir çocuk olumlu çıktığında sınıfını tararsın. Süratli antijen testi kullandırmıyorsan vay bizim halimize. Türkiye’de üretilen testler Almanya’da kullanılıyor, biz kullanmıyoruz. Almanya’da üretilen Mercedeslere biniyorlar, oradakiler minibüs kullanıyor. Bir sefer daha halkın önünde soruyorum. Ey Fahrettin Koca, aşısızlar ölüyor. Neden başka farklı vermiyorsun. Bütün sıhhat işçileri, bütün ağır bakımdakiler aşısız ve yaşlılar. Neden yayınlamıyorsunuz? Bunu izahta, anlamakta zahmet çekiyoruz.
“Ekonomi kitabını yazanlar kitabı tersten okumuş”
Enflasyon sayıları açıklandı. Türkiye’de enflasyonun tarihi…. Bu kitabı hatırlıyor musunuz? Kim yaptı? Recep Tayyip Erdoğan. Enflasyon tarih olmuştu ya. Büyük kriz yaşandı. Merhum Ecevit, ‘Acı reçete içiriyoruz vatandaşa’ dedi. Devlet Bahçeli sabretmedi, ‘Erken seçim’ dedi. AK Parti’ye teslim etti. AK Parti o ekonomik paketin devamına karar verdi. Enflasyon düşmeye devam etti. Bunlar övündüler, kitap yazdılar. Bunlar geldiğinde yüzde 29’du, bugün yüzde 54. Kitabı yazanlar, kitabı tersten okumuşlar. Onlar iktidara geldiğinde ÜFE yüzde 30’du, bugün yüzde 105. 19 yılın en yüksek seviyesindeyiz… Enflasyonun kitabını yazanlara söylüyoruz. Türkiye’den yüksek olan ülke sayısı 7. Kim? Bu 7 ülke dışında enflasyonu Türkiye’den yüksek ülke yok. Her geçen gün de sayıları azalıyor. Herkes ne yaptığına dikkat edecek.
“Bu Türk, çiftçisini öldürme bizi aç bırakma, ithalatçısını güçlü etme”
Başta AKP ve MHP’ye oy veren çiftçilere şikayetimiz var. Dün Toprak Mahsulleri Ofisi, buğday ithalatı için ihale açtı. 6 bin 300 liraya buğday ithal edecekler. Sizden 2 bin 250 liraya alıyorlar. Birçok çiftçimiz, yalnızca olmaz ise olmaz bahar gübresini atamadığı için ekim yapamıyor. Zira gübresiz ektiği taktirde randıman alamayacak, başakların içi dolmayacak. Bugünkü gübre fiyatlarından buğday ekemezken dışarıdan 6 bin 300 liraya buğday… Bu, Türk çiftçisini öldürme, bizi aç bırakma, ithalatçısını varlıklı etme. Hala bunları düşünen iktidarla karşı karşıyayız.
“Enflasyonla çaba timi Merkez Bankası’nın kendisi “
Nureddin Nebati, enflasyonla gayret etme timlerinden bahsediyor. O denli bir tim olsa gelip birinci seni yakalaması… Muhakkak; sen bu işin başında olsan bu işin başarılamayacağı aşikâr. Bu liyakatsizlik hepimizi mahvediyor. Ne vakit tek adam rejimi başladı. Ne vakit ‘Verin bu kardeşinize yetkiyi’ dedi. Siz, ‘dediğimi yapmıyor’ diye beş Merkez Bankası Lideri değiştiriyorsunuz. ‘Biz hallediyoruz’ diyorsunuz. Merkez Bankası bağımsız olmadığı için vazifesini yapamıyor. Bugün akaryakıt ve motorin eylül ayındaki fiyatın iki katın üstüne çıkmış ise siz bu ülkede enflasyonu durduramazsınız. Enflasyonla gayret timi, Merkez Bankası’nın bizatihi kendisi.
“Üç birbirine çok benzeyensiniz siz”
Devlet Bahçeli, olağanda salı günü küme yapar. Erteledi. Neden? Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme çalışacak. Çalışmış. ‘Buruşturulup atılacak kağıt modülünden farksızdır.’ Alışılagelmiş nezaketsizlik içinde başlamış. Sen, tutup, milletin vekillerinin, milletin görevlendirdiği partilerin bulunduğu masadan çıkmış kağıdı ‘yırtıp atacağız’ diyemezsin. Bu, millete hakarettir, altı önderin seçmenlerine hakarettir, onları destekleyen insanlara hakarettir. Anketlere baktığında şu an seçmenin yüzde 60’ına yaklaşan bir ittifakın toplamından bahsediyoruz. ‘Altı benzemez’ diyor. Üç birbirine çok benzeyensiniz siz ya. Çok benziyorsunuz. Her geçen gün birbirinize benziyorsunuz. Bir fotoğrafınızı görelim. Niçin üçlü bir fotoğrafınız yok. Destici yırtıyor kendini, ‘Beni de alın, beni de gösterin, ben de oradayım’ diyor. Selam vermiyorsunuz, çıkıyor burada, sizin ağzınızdan tıpkı hakaretleri sıralıyor bize. Bahçeli çok nazik, salonda çok nazik lakin sadece Cumhur İttifakı’nın kuralı milletin seçtiği milletvekillerine hakaret ediyor diye ediyor. Bir üçlü fotoğrafınız yok. Bugünden sonra inşallah Sayın Destici’ye de ben göndereceğim. ‘Haydi’ diyeceğim ‘ittifaka aldılar’. İttifakta fotoğrafı yok adamcağızın, hatıra diye saklayacak. Dönmüş bizim çektirdiğimiz fotoğrafa konuşuyorlar. Biz, hiçbir bilgi belgeyi yırtıp atmayız. Bizim yırtıp attığımız, ‘Benimle görüşeceksen Covid testini göreceğim’ dedi, onu yırtıp attık. En nihayetinde hepsi Covid oldu. Kağıt yolladıkları Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel olmadı.
“Bizi bu ittifaka millet itiyor”
Bizi bu ittifaka millet itiyor. Zira sizden kurtulmak istiyor. Sizin üzere dün birbirine sövenleri hiçbir şey değişmeden bir ortaya getirip birbirine iltifat ettiren kim? Sizin ardınızdan kim iniyor, hangi güçler? Bir ona karşılık verin, ondan sonra bizi o masaya kim itiyormuş… Altı başkan, birbirinden farklı altı siyasi parti birbirine küçük nazik adım attılar fakat demokrasiye çok büyük adım attılar. Bu ülkeyi tek adam rejiminden kurtaracak olan masanın mutabakatı oradadır. O masanın metni, umuda gönül veren bütün seçmenlere yönelik metindir.”