Cumartesi Anneleri 865’nci hafta açıklamalarında Fehmi Tosun
Cumartesi Anneleri 865’nci hafta açıklamalarında gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormaya devam etti. 1995’te kaybedilen 5 çocuk babası Fehmi Tosun için adalet isteyen Cumartesi Anneleri, “Her imkanı kullanarak devleti insan hakları ihlallerine ve cezasızlığa son vererek kozmik hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye zorluyoruz” açıklamasında bulundu.
“865 haftamızda üç kuşaktır gözaltında kaybetmeleri çevreleyen sessizlik duvarında gedikler açma gayreti yürüten Tosun Ailesi’nin hakikat ve adalet arayışına tanıklık edeceğiz” diyen Cumartesi Anneleri, Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun’un kayıp öyküleriyle ilgili kamuoyuna şu bilgileri paylaştı:
-35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun Lice’nin Licok köyünde yaşıyordu. Siyasal şiddetin binbir halinin yeri olan Lice ve köylerinde ağır bir baskı ortamı vardı. Tosun Ailesi bu baskı ortamında ağır bedeller ödedi. Köylerinde yaşama imkanları yok edilen Tosun ailesi İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı.
– Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki meskeninde kahvaltı etti. Kahvaltı sonrası birlikte konuttan ayrılan iki arkadaş bir daha geri dönemedi.
– Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla meskeninin önüne getirildi. Bu şahıslarla meskenin bahçesine yanlışsız ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına “Beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar Fehmi’nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de şahit oldu.
– Çabucak Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun olanları anlattı, eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı denetim eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler “Bizim yapacağımız bir şey yok” dedi.
– Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği tüm yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili ünitelerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Lakin Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
– İç hukuktan sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AİHM’e verdiği savunmada “Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden ötürü üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Mukavelesi’nin 2. hususunun ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir.” dedi.
– Ancak AİHM’de Fehmi Tosun’un hayat hakkı ihlali ile ilgili devletin sorumluluğunu kabul eden AKP iktidarı, Fehmi Tosun evrakında aktif bir soruşturma yapılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmedi. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen belge kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. İdari ve yargısal yollarının tamamını tüketen aile, Anayasa Mahkemesine yaptığı ferdî müracaattan da sonuç alamadı.
Cumartesi Anneleri son olarak şöyle devam etti: “Devlet, Fehmi Tosun’un akıbetine dair derhal tesirli soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirsin, cürümden sorumlu olanları tespit edip cezalandırılmalarını sağlasın. Kaç yıl geçerse geçsin; Fehmi Tosun için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin kozmik hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 166 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma yerimiz Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
