Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Kabine Toplantısı’nın akabinde değerli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan konuşmasında, emekli ve memur maaşlarına yapılacak olan artırımın tarihine dair beklenen bilgiyi paylaştı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı konuşmadan öne çıkan başlıklar:
“Ekim kasım ayından itibaren üretimi tamamlanan konutların teslimatına başlıyoruz”
‘Millet olarak, 2 milyarlık İslam alemiyle idrak ettik. Gariplerin ve öksüzlerin elinden tuttuk. Depremzede kardeşlerimizi ihmal etmedik. Pek çok arkadaşımız sarsıntı bölgesindeydi. Yalnız olmadıklarını bir sefer daha kendilerine hissettirdik. 11 vilayetimizin tamamında ihya ve inşa çalışmaları devam ediyor. TOKİ’miz bölgenin tekrar inşa sürecinde öncü rol oynuyor. Binalar süratle yükseliyor. Ekim kasım ayından itibaren imali tamamlanan konutların teslimatına başlıyoruz. Emelimiz birinci 1 sene içerisinde 319 bin zelzele konutunu teslim etmektir. Bölgede toplam 650 bin konut inşa edeceğiz.’
“Konut kira kontratlarında oranı yüzde 25 ile sınırlanmıştık. Temmuz ayında yenilenecek kira mukaveleleri için de tıpkı hudut uygulamaya devam edeceğiz.”
‘Milletimize meydanlarda verdiğimiz kelamları de asla ihmal etmiyoruz. 2023 yılının ikinci yarısında minimum fiyatın net olarak 11 bin 402 liraya yükselttik. Taban fiyata yüzde 34 üzere enflasyonun üzerinde refah hissesini da içeren artırım yapmış olduk. Son 21 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz halkımızı enflasyona ezdirmeme prensibimize bugün de sahip çıkıyor. Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst hudut uygulaması bu önlemlerden biriydi. Konut kira kontratlarında oranı yüzde 25 ile sınırlanmıştık. Temmuz ayında yenilenecek kira kontratları için de birebir hudut uygulamaya devam edeceğiz. Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonu yakından takip ediyoruz. Tamahkarlıktan ve aç gözlülükten kaynaklanan bu sıkıntının üstüne gideceğiz. Ticaret Bakanlığımız kontrolleri daha da sıklaştıracak. Stokçuluk ve fırsatçılık yapanlara asla müsaade edilmeyecektir. Milletin canını yakanlardan kesinlikle hesap soracağız. Yeni iktisat takımımız enflasyonla çabanın yanı sıra memleketler arası yatırımlara sürat verdi. Seçim belirsizliğin ortadan kalkmasıyla bir arada milletlerarası yatırımcının ülkemize ilgisi yükseldi. Salgın sonrasında Türkiye’nin yıldızının daha da parladığını görüyoruz.’
Memur ve emekli maaşlarına yapılacak artırım hakkındaki açıklaması:
’11-12 Temmuz gerçekleştirilecek NATO Tepesi’nin gerisinde yurt dışı trafiğimizi ağırlaştıracağız. Yatırım istihdam üretim ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme gayesine sıkı sıkıya bağlayız. 9 günlük tatile karşın dış ticaret sayılarından hoş Haberler gelmeye devam ediyor. Yıl sonu amacımız olan 265 milyar dolara ulaşacağımız kanaatindeyim. İktisat siyasetlerimizin odağından 85 milyonun refahını yükseltmek vardır. Yalnızca zelzelenin ekonomimize maliyeti 104 milyar doları buluyor. Seçim gündeminin iş dünyamızın tüm kısımlarını yorduğunu biliyorum. 31 Mart 2024 mahalli yönetimlerinin seçimini suhuletle atlattıktan sonra Türkiye Yüzyılı’na koşar adımlarla gideceğiz. Yalnızca sarsıntının ekonomimize maliyeti 104 milyar doları buluyor. Seçim gündeminin iş dünyamızın tüm bölümlerini yorduğunu biliyorum. 31 Mart 2024 mahalli yönetimlerinin seçimini suhuletle atlattıktan sonra Türkiye Yüzyılı’na koşar adımlarla gideceğiz. Vergi istisna mühletini uzatıyoruz. Tasarruf sahiplerine olumsuzluk oluşturmayacak halde süreci yürütüyoruz. Memur maaşlarına yapılacak artırım ölçüsüyle ilgili süreci başlatıyoruz. 5 Temmuz Çarşamba günü 6 aylık enflasyon oranlarımız netleşmiş olacak. Enflasyon oranlarının belirli olmasıyla birlikte memur ve emeklilerimize verdiğimiz kelamları yerine getireceğiz.’
Fransa’daki olayları: “Olayların Müslümanlara göçmenlere yönelik yeni bir baskı furyasına yol açmasında da kaygı duyuyoruz.”
‘Beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci, kibirli, gayriinsani zihniyetin varlığının hala devam ettirdiğinin işaretidir. Bilhassa sömürgeci geçmişi ile bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık, kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür. Fransa’da başlayan olayların kökünde işte bu zihniyetin inşa ettiği toplumsal mimari vardır. Sistematik baskı gören varoş, gettolarda yaşamaya mahkûm edilen göçmenlerin birçok Müslümanlardır. Şiddet maalesef şiddeti doğurmuş ve bugünkü hadiseleri tetiklemiştir. Kamu malına ziyan verilmesini, sokakların yakılıp, yıkılmasını, mağazaların yağmalanmasını elbette tasvip etmiyoruz. Sokak olayları legal bir hak arama metodu olamaz. Lakin bu toplumsal patlamadan otoritelerinde bir ders çıkarması gerektiği açıktır. Emsal hadiseler bizde yaşandığında bizlere hak demokrasi dersi verenlerin bugün derin bir sessizliğe bürünmesi ayrıyeten manidardır. Dışişleri Bakanlığımız oraya gidecek ve orada yaşayan vatandaşlarımıza gerekli ikazlarda bulundu. Tasayla karşıladığımız son hadiselerin bir an evvel sona ermesini diliyoruz. Bu olayların Müslümanlara göçmenlere yönelik yeni bir baskı furyasına yol açmasında da telaş duyuyoruz. Türkler İslam düşmanlığında en çok bedel ödeyen bölümdendir.’
