Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhur İttifakı’nın seçim barajını yüzde 7’ye indirme kararı hakkında, “Bir mühendislik çalışması bu” değerlendirmesinde bulundu.
Diyarbakır Anneleri açıklaması: Bu işi siyasallaştırmaya çalışan bir akıl var
HaberTürk’ten Nihal Bengisu Karaca’ya konuşan Davutoğlu, Diyarbakır Anneleri’nin çadırına gerçekleştirdiği ziyarette bir anneye “Siz de çocuğunuza sahip çıksaydınız” dediği savını, “Öyle bir cümlem yok” diye yalanladı.” Benim söylemediğim, söylemediğimi rahatlıkla ispat edilebilecek bir cümleyi ısrarla benim ağzıma yakıştırma eforu var kimi kanallarda haberlerde. Biz oraya bir acıyı paylaşmaya gitmişiz, dayanak beyan etmeye gitmişiz. ‘Çocuklarınıza sahip çıksaydınız’ diyecek olsam o başta olsam takviye vermeye gitmem, niçin gideyim?” diye soran Davutoğlu, “Anlaşılıyor ki orada bu işi siyasallaştırmaya çalışan bir akıl var ve mümkündür ki talimat var” dedi.
“AK Parti iktidarının yanlışlıklarına duyulan reaksiyon bir kesimde jakoben Kemalizmin tekrar uyanışına yol açabilir”
Balıkesir Edremit’te yapılan çarşaflı bayanın zincirlerinin çözülerek içinden çağdaş bayan çıkarılması gösterini de kıymetlendiren Davutoğlu, görüşlerini şöyle aktardı:
“Belli devirlerde tepkisel trendler ortaya çıkar bunlar da öbür eğilimlere hatta bazen tansiyonlara yol açar. AK Parti iktidarının yanlışlıklarına duyulan reaksiyon bir kesimde jakoben Kemalizmin tekrar uyanışına yol açabilir, jakoben Kemalizme duyulan reaksiyon de klâsik muhafazakâr kesimde tepkiselliğe yol açabilir. Cumhuriyet’in 100 yıllık tarihinde değerli üç fay sınırı var. Biri Kürt-Türk ekseninde etnik, biri Sünni-Alevi ekseninde mezhepsel, oburu laik-dindar ekseninde dünya görüşü fay sınırı. Makul siyasetçilerin geçmiş deneyimlerden ders almış insanların bu fay sınırlarını hakikat yönetmesi ve çok uçlardan kaçınmayı sağlamaları gerekir.
“Evren’in darbeciliğini Kemalizme maletmek ne kadar yanlışsa, iktidarın yanlışlarından da dindarlığı sorumlu tutmak da o derece yanlış”
Son Edremit olayı çok çarpıcı ve herkesin dikkat etmesi gereken bir olay. Rasyonel bir siyasi tutumla açıklanabilir bir şey değil o. Bayan onuruna bir hücum var her şeyden evvel, yalnızca inanca değil. İktidarın yanlışlıkları muhafazakâr kıymetlerde bir yıpranmaya yol açtı. Birebir vakitte daha evvel bu pahalara hürmet duyan insanlarda da bir refleks oluştu. Bu refleks de yanlışsız bir refleks değil. İktidarın yanlışlıklarını dine maletme kusuruna kimsenin düşmemesi lazım.
İmtihanı hakikat vermeye çalışan dindar ya da muhafazakâr siyasetçiler de var. Yalnızca yanlışları olanlar mı referans teşkil etmeli? Hem de şu var bakın, 12 Eylül’ün sene-i devriyesindeyiz. Kenan Evren’in yaptığı bütün kusurları sergilediği jakobenizmi Kemalizme maledip Mustafa Kemal aykırılığı yapılabilir mi?”
