Yaklaşık 200 bin işçiyi kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü ile ilgili olarak DİSK Yönetim Kurulu adına konuşan Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, “Yoksulluğa, adaletsizliğe ve grevsiz toplu pazarlık dayatmasına hayır” dedi.
Hükümet ile Türk-İş, geçen günlerde kamu işçisinin 2019-2020 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını belirleyen 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi’nde anlaştı. Anlaşmayla ücreti 3 bin 500 liranın altında olan işçiye 150 lira iyileştirme, tüm işçilere ise bu yıl ilk 6 ayı için yüzde 8, ikinci 6 ayı için yüzde 4, 2020’nin ilk ve ikinci 6 ayı için yüzde 3’er ve enflasyon farkı oranında zam yapılması kararlaştırıldı.
DİSK adına açıklamada bulunan Çerkezoğlu, “Bu protokol ile belirlenen ücret zamları, işçilerin refahını artırmak bir yana emekçilerin enflasyonunun altında kalmaktadır” diye konuştu. Protokol ile kamuda grevsiz toplu pazarlık döneminin başladığını, grev hakkının fiilen gasp edildiğini belirten Çerkezoğlu, “İşkolu sendikalarının toplu pazarlık yetkilerinin, grev hakkı tanımaksızın konfederasyonlara devri, bir başka ifadeyle grevsiz toplu pazarlık dayatması kabul edilemez” dedi.
Çerkezoğlu’nun basın açıklaması şöyle:
200 bine yakın kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü, emeği ile geçinen herkesin çalışma ve yaşam koşullarını etkileyecektir. Ekonomik krizin tüm yükünün işçilere yüklenmeye çalıştığı bir dönemde, böylesine geniş kapsamlı bir protokolde belirlenen rakamlar ücretler genel seviyesini de etkilemektedir.
İmzalanan protokol işçi sınıfının tamamı açısından olumsuz sonuçlar taşıma potansiyeline sahiptir.
Bu protokol ile belirlenen ücret zamları, işçilerin refahını artırmak bir yana emekçilerin enflasyonunun altında kalmaktadır. İktidarın ve sermayenin ücretleri baskı altına alarak krizden çıkma yönündeki dayatmaları herhangi bir direnç göstermeden kabul edilmiş, işçi sınıfının tamamını olumsuz etkileme potansiyeli taşıyan bir protokol imzalanmıştır.
Bu protokol ile kamuda grevsiz toplu pazarlık dönemi başlamış, grev hakkı fiilen gasp edilmiştir. Konfederasyon düzeyinde imzalanan bu protokolün işkolu sendikaları açısından da bağlayıcı olması nedeniyle, sendikalar sadece protokolde hüküm altına alınmayan konularda müzakere yürütebilecek, sendikaların toplu pazarlık yetkileri ve grev hakları boşa düşmüş olacaktır.
Bu protokolün kamuda kadroya alındığı iddia edilen eski taşeron işçileri dışında bırakıyor oluşu kamu işçileri arasındaki ayrımcılığı tescillemiş, taşeron işçileri ikinci sınıf işçi statüsüne itmiştir.
İşçileri yoksulluğa mahkûm eden, grev hakkını fiilen ortadan kaldıran, kamu işçileri arasında ayrımcılığı derinleştiren herhangi bir protokolün, iktidar dayatması ile imzalanması kabul edilemez. İşçi sınıfının ekonomik demokratik mücadele örgütleri olan sendikalara düşen dayatmalara boyun eğmek değil yoksulluğa, işsizliğe, emeklilik hakkının gasp edilmesine karşı emeğin haklarını savunacak ve geliştirecek mücadeleleri örgütlemektir.
İşkolu sendikalarının toplu pazarlık yetkilerinin, grev hakkı tanımaksızın konfederasyonlara devri, bir başka ifadeyle grevsiz toplu pazarlık dayatması kabul edilemez.
DİSK, önümüzdeki süreçte iktidarın ve sermayenin dayatmaları karşısında emeğin haklarını koruyacak bir mücadele sürecini örgütlemeye kararlıdır.