İzmir’de geçen yıl 30 Ekim’de meydana gelen sarsıntıda, 15 kişinin öldüğü 12 kişinin de yaralandığı Doğanlar Apartmanı ile ilgili davada 2’si tutuklu 4 sanığın ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına sebep olmak’ kabahatinden yargılanmalarına devam edildi.
2018’de, apartman yöneticisi Münevver Serim’in Bayraklı Belediyesi’ne başvurusu üzerine ‘sağlamlık raporu’ hazırlayan ve o devirde Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Dairesi Zelzele Etüt Merkezi’nde inşaat mühendisi olan şahit Esra Altıntaş, “Binaya ziyan vermeden, ultrasonik aygıtlarla, gözlemsel olarak inceleme yaptık. Tabandaki dükkanların kapılarında sıkışma, tabanlarında bombeler vardı” dedi. Tıpkı devirde Bayraklı Belediyesi Zelzele Etüt Merkezi’nde fizik mühendisi olarak binayı inceleyip rapor hazırlayan şahit Tuncer Kemal Altındağ da merkezin, zelzeleden 10 gün sonra kapatıldığını söyledi.
Ege Denizi’nde Seferihisar açıklarında, geçen yıl 30 Ekim’de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki sarsıntıda Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanı’nda 15 kişi hayatını yitirdi, 12 kişi de yaralandı. Zelzelenin akabinde başlatılan soruşturma kapsamında müteahhit Çetin Doğan ve binanın statik-betonarme proje müellifi Mehmet Sedat Boyacı tutuklandı.
Sürveyan olarak gösterilen Gündüz Uysal tutuksuz yargılanırken, Bedriye Işıldak ise firar etti. Hazırlanan iddianamede sanıklar hakkında, ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına neden olmak’ hatasından 20 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı. Davanın 2’nci duruşması, bugün İzmir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Tutuklu sanıklardan Çetin Doğan duruşmaya Sesli ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, öbür tutuklu sanık Mehmet Sedat Boyacı ile taraf avukatları ve mağdurlar salonda hazır bulundu. Duruşmada birinci olarak mağdurlara kelam verildi. Sarsıntıda oğlu Umut’u kaybeden, çocukları Elzem, Ezel, Elif ve eşi Seher enkazdan çıkarılan Oğuz Perinçek, şikayetini yineledi. Perinçek, “Bu olayda tüm sorumluların ceza almasını istiyorum. Birtakım raporlar ve toplantılardan kelam ediliyor. Bunları bize bildirmeyen yöneticiden de şikayetçiyiz” dedi.
Doğanlar Apartmanı’nda kızı Eda Küçükyumuk, damadı Mert Küçükyumuk ve torunu Ateş Küçükyumuk’u kaybeden Hatice Savran, kelam aldıktan sonra gözyaşlarına hakim olamadı, şikayetçi olduğunu belirtti.
Sanıklar, suçlamaları kabul etmedi
Mağdurların konuşmasının akabinde mahkeme lideri, binanın statik-betonarme proje müellifi Mehmet Sedat Boyacı’ya kelam verdi. Boyacı, üzerine atılı suçlamaları reddederken, periyot koşullarının bilakis kaliteli materyal kullandığını savunarak, “O yıllardaki teknik şartnamelerde düz demire müsaade veriliyordu. Lakin ben buna karşın hazırladığım tüm projelerde nervürlü demir kullandım. Devletimizin sunduğu teknik şartnamenin üzerinde bir bina yaptım. Yanılgı olduğu kelam konusu değildir. Bina birinci yapıldığında 28 gün bebek üzere bakılması gerekir ancak bakmadılar. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Depremzedeler haklılar. Ben de acılarını paylaşıyorum Allah hepsine sabır versin” dedi.
Tutuklu sanık Çetin Doğan ise, “En yeterli halde malzemeyi kullandım. Demiri, kumu, çakılı en uygun yerlerden aldım” diyerek kendini savundu.
Taban tabanlarında bombeleşme vardı
Duruşmada şahitlere da kelam verildi. Şahitlerden, 2018 yılında, apartman yöneticisi Münevver Serim’in Bayraklı Belediyesi’ne başvurusu üzerine ‘sağlamlık raporu’ hazırlayan ve o devirde Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Dairesi Zelzele Etüt Merkezi’nde inşaat mühendisi olan Esra Altıntaş, “Başvuru üzerine vazifeli fizik mühendisi ile binayı incelemeye gittik. 1975 sarsıntı yönetmeliğine nazaran yapılmış olan binaya 1990 yılında ruhsat alınmıştı. Binaya ziyan vermeden, ultrasonik aygıtlarla, gözlemsel olarak inceleme yaptık. Projesine ve mimarisine alışılmamış bir durum gözlemlenmedi. Binaya gözlemsel olarak baktığımızda göze çarpan konular vardı. Yerde bulunan dükkanların kapılarında sıkışma, tabanlarında bombeler vardı. İki binanın birleştiği noktada blokasyon derzi noktasında dökülmeler olmuştu ve iki bina farklı başka hareket etmişti. Biz yöneticiye geleceğimiz gün ve saati bildirip konut ile dükkan sahiplerinin de bulunmasını istiyoruz. Çepeçevre geziyoruz, bodruma bakıyoruz. Birebir kolonu en zirveden aşağıya kadar tarayıp denetim ediyoruz. Mimari ve statik projelere karşıt durumlara bakıyoruz. Konsollarında deformasyon, kolon ve kirişlerde ise bir zahmet yoktu” diye konuştu.
Belediye olarak vazifelerinin ‘tavsiye’ olduğunu belirten Esra Altıntaş, “Bina üzerine yaptığımız gözlemsel testlerden sonra rapor hazırlayarak binanın en kısa vakitte performans testine tabi olması gerektiğini söyledik. Biz de bunu tavsiye ettik. Zira belediye bu imkanlara sahip değildi. Bu tavsiyeler dışında bir şey yapmadık” dedi.
“Raporu bildirim ettik”
Şahit olarak dinlenen o devirde Bayraklı Belediyesi Zelzele Etüt Merkezi’nde fizik mühendisi olarak çalışan Tuncer Kemal Altındağ da geçen yıl meydana gelen zelzelenin akabinde merkezin kapatıldığını söyledi. Tuncer Kemal Altındağ, “Binayı ayrıntılı olarak hatırlamıyorum. Müracaatlar ekseriyetle tıpkı formda gelir. Biz de yerinde tetkik yapmaya gideriz. Yetkilerimiz sonucunda kanaat raporu oluşturup kat maliklerine teslim ettik. Raporun içeriği ve izleyecekleri yok konusunda da bilgi verdik. Temel maksadımız insanlara rehberlik yapmaktı. Kararı idare ismine Münevver Hanıma bildirim ettik. İsteyen kat maliki olsaydı kararı onlarla da paylaşırdık” diye konuştu.
Mağdur avukatlarından Nilsu Karaman Akatırıcı’nın, Sarsıntı Etüt Merkezi’nin faaliyette olup olmadığı sorusuna ise Altındağ, “Deprem olduktan 10 gün sonra başkanlık makamınca kapatılmasına karar verildi” diye karşılık verdi.
Bu ortada şahitler dinlenirken elektrik kesintilerinin yaşanması da mahkeme liderinin kararıyla duruşma zaptına geçirildi. Konuşmaların akabinde mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve sanık avukatların sunduğu raporların uzman tarafından incelenip rapor oluşturulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
