Vatan Partisi Genel Bakanı Doğu Perinçek Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışında daha evvel ikinci çeşitte karşısında kim olursa olsun geçip seçimi kazanacağını savunmuştu. Tüm davetlerine karşın aday olabilmesi için gerekli olan 100 bin imzaya ulaşamadı. Büyük hayal kırıklığı yaşayan Doğu Perinçek sırf 27 bin oy toplayabildi.
60 yıllık fikir hayatında iktidara birinci dayanağını 2013 yılında veren Doğu Perinçek’in son 9 yıllık siyasi hayatına yakından bakalım.
Vatan Partisi Genel Lideri Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışında büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Sırf 27 bin imza toplayabildi.
Halbuki Perinçek, daha evvel ikinci cinste karşısında kim olursa olsun geçip seçimi kazanacağını savunmuştu. Buna karşın, tüm davetlerine karşın adaylaşması için gerekli olan 100 bin imzaya ulaşamadı.
Adaylık sürecinin son gününde, başarısız olduklarını kabul eden Perinçek, ‘sistem ve ABD önümüzü tıkıyor’ dedi. Cumhur İttifakı’na katılmak istediklerini söyledi.
Peki, 2014 yılına kadar, Ak Parti ve Erdoğan’a karşı en sert muhalefeti sürdüren; 2007 yılında düzenlenen Cumhuriyet Mitingleri’nin tertibine dayanak veren, 2008 yılındaki Ak Parti’nin kapatılma davasını savunan bir figür; 9 yıllık bir süreçte nasıl bu noktaya geldi?
Bu dönüşümü anlayabilmek için, 1960’lı yılların sosyalist hareketleri içinden gelen Doğu Perinçek’in, 60 yıla yaklaşan siyasi hayatının son 8 yılını ayrıyeten pahalandırmak gerekiyor.
Ergenekon Davası’nda uzun müddet tutuklu kalan Perinçek, 2014 yılında mahpustan çıktıktan sonra ‘Cemaati bitirmek için Erdoğan ile birlikte savaşacağına’ kelam vermişti. Bu tarihten itibaren de Kemalistler ile Muhafazakarların ulusal cephede buluştuğunu argüman etmeye başladı.
Doğu Perinçek aslında, iktidara birinci takviyesini 2013 yılının son günlerinde verdi. O devirde Gülencilerin, literatüre giren ismiyle FETÖ’nün servis ettiği tabir edilen, iktidarın yolsuzluk ve rüşvet kayıtları dolaşımdaydı.
Perinçek’e yakın Aydınlık Gazetesi de o günlerde tıpkı öteki muhalif gazeteler üzere Cemaat’in servis ettiği Yolsuzluk evraklarını haber yaptı.
Aydınlık’ın manşetlerine, hapishanedeki önderlerinden beklenmedik bir itiraz geldi: “Yapmayın”
Perinçek; 17/25 Aralık’ın salt bir yolsuzluk soruşturması olmadığını, Cemaat-AK Parti yani ABD-Türkiye Savaşı’na hakikat evrildiğini seziyordu.
Perinçek, o günlerde, Başbakan Erdoğan’ın yol ayrımında olduğunu, Ulusal Cepheyi seçebileceğini, bu süreçte beklenmesini istedi.
Doğu Perinçek, daha sonra yaptığı çıkışlarda ise, Erdoğan’ın Ulusal Cepheyi tercih ettiğini savundu. Muhalefetin ise FETÖ’nün ve PKK’nın savunuculuğunu yapmakla eleştirdi.
Ancak bu görüşlerine karşın 2017 Başkanlık Referandumu’nda Hayır kararı aldı.
24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde aday adayı olan Perinçek, CHP’lilerin de dayanağıyla 100 bin imzaya ulaşarak aday olmayı başarmış lakin seçimlerde imza sayısına bile ulaşamayarak 98 bin oy alabilmişti.
2018 sonrası muhalefete yönelik sert tenkitlerini artıran, iktidara yakın tavrını daha da belirginleştiren Perinçek, Cumhur İttifakı’nın Türkiye’nin “milli gücü” olduğunu savunmaya devam etti.
CHP’nin başını çektiği toplumsal muhalefeti, Türkiye’nin düşmanı olarak tanımladığı ABD merkezli odakların maşası olarak gören Perinçek, bu süreçte daha evvel takviyesini aldığı muhalif çevrelerin de reaksiyonunu çekti.
Aydınlıkçı literatüre nazaran yaşananlar ABD-Türkiye savaşıydı. Perinçek’e nazaran FETÖ, ABD’nin Türkiye’deki aygıtıydı. Erdoğan da bu aygıtla iş birliği yapmayı bırakıp uğraş etmeye başlamıştı. Bu yüzden Erdoğan desteklenmeliydi.
Yıllardır Erdoğan nefretiyle dolmuş takımlarına Türkiye’nin ABD’ye karşı savaşa girdiğini, Erdoğan’ın da Ulusal Cephe’de dövüştüğünü, ABD’nin takımlarının tasfiye edildiğini söz etti.
Doğu Perinçek’in 2023 Seçim sürecinde nasıl bir yol haritasını takip edeceği merak ediliyordu. Herkes “Acaba Cumhur İttifakı’na mı katılacak” diye merak ederken; Perinçek şahsen kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan etti.
İddialı açıklamalarını sürdüren Perinçek, seçimin ikinci çeşide kalması durumunda karşısında kim olursa olsun kazanan taraf olacağını savundu. Fakat işler, istek ettiği üzere gitmedi.
22 Mart’ta başlayıp 27 Mart’ta sona eren imza toplama sürecinde sadece 27 bin imza toplayabildi. Cumhurbaşkanı adayı olamadı.
İmza sürecinin son günüde katıldığı bir programda konuşan Vatan Partisi başkanı, başarısızlığı kabul etti. Akabinde da ekledi: “Sistem bizim önümüzü tıkıyor. ABD ve Gladyo bizim öne çıkmamıza müsaade vermiyor” dedi.
Sadece beş sene evvel 100 bin imza toplayıp bugün 27 bin imzada kalmasına ait rastgele bir özeleştiri de ortaya koymadı.
Cumhur İttifakı ile birebir mevzide olduklarını belirten Perinçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü ve Cumhur İttifakı’na katılma isteklerini kendisine aktardığını söyledi.
Konuya ait net bir açıklama yapılmasa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Vatan Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılmasına onay vermediği tabir ediliyor.
1970’li yıllardan beri Çin İhtilali’ni örnek alarak Mao biçimi bir sosyalist modeli savunan Doğu Perinçek, 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası ise milliyetçilik ile sosyalizmi harmanlayan bir ideolojiyi savunmaya başladı.
Son devirde Taliban’a verdiği takviyeyle de gündeme Perinçek, ‘Afganistan’dan Atatürk çıkmadı, onun yerine Taliban çıktı’ demişti.
Erdoğan ile yakınlaşması ile ilgili yapılan tenkitlere ise daima ‘biz çizgimizi değiştirmedik, o bizim çizgimize geçti’ biçiminde açıklıyor.
Doğu Perinçek’in bilhassa 2017 sonrası iktidar ile yakınlaşma siyasetleri, partisinden önemli kopuşları da beraberinde getirdi. Bunun en somut örneği ise Vatan Partisi’nden koparak 2021’de kurulan Sosyalist Cumhuriyet Partisi oldu.
Perinçek, kendisinden ayrılıp buraya geçenleri de ‘bozgunculuk’ yapmakla itham etti.
Tüm yaşananların akabinde beklediği imza sayısına ulaşamayan, Cumhur İttifakı’ndan da dilek ettiği daveti alamayan Perinçek’in sonraki atılımının ne olacağını ise vakit gösterecek.
Daha ayrıntılı yazıyı buradan da okuyabilirsiniz…
