Eğitim-Sen Genel Lideri Nejla Konsey, şu ana kadar 16 barış imzacısı akademisyene OHAL Süreçleri İnceleme Kurulu’ndan (OHAL) ret kararı geldiğini söyledi, kurulun açıkça cürüm işlediğine dikkat çekti.
Sendika genel merkezinde yapılan basın toplantısına, ortalarında milletvekillerinin de bulunduğu misyonlarından ihraç edilen barış akademisyenleri katıldı. Gazete Duvar’ın haberine nazaran, Eğitim-Sen Genel Lideri Nejla Şura tarafından yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:
“iktidar OHAL periyodunu akademisyenlerin ihracı için fırsata çevirdi”
15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden yaklaşık yedi ay evvel, 11 Ocak 2016’da bin 128 akademisyenin imzasıyla “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiri yayınlandı. Bildiriyi 2 bin 212 akademisyen imzaladı. Darbe teşebbüsünün akabinde siyasal iktidar Fevkalâde Hal periyodunu akademisyenlerin ihracı için fırsata çevirdi. Art geriye yayınlanan 11 KHK ile birden fazla sendikamız üyesi olan toplam 406 imzacı akademisyen ihraç edildi. Ayrıyeten 822 akademisyene Ağır Ceza Mahkemelerinde davalar açıldı, açılan 204 davanın tamamında imzacı akademisyenler 15 ay ile 36 ay ortasında değişen müddetlerde mahpus cezalarına mahkûm edildiler. Toplam 57 başka mahkemede açılmış olan 822 davanın en az 622’si AYM kararını takip eden bir yıl içinde peyderpey sonuçlanmış ve sonuçlanan davaların tümünde beraat kararı verilmiştir. Ne var ki Anayasa Mahkemesi’nin imzacı akademisyenler lehine kararlara karşın akademisyenler üniversitelerindeki misyonlarına döndürülmemişler ve OHAL Komitesi’nde bekletilmişlerdir.
“AYM kararlarına karşın alınan OHAL kararları suçtur”
OHAL Komitesindeki evrakları 5 yıldır bekletilen, yani fiilen cezalandırılan “imzacı akademisyenlerin” müracaatları, 28 Ekim 2021 tarihinde yayınlanan ret kararlarıyla neticelenmiş ve şu ana kadar 16 akademisyene bu kararlar bildiri edilmiştir. Meğer AYM, bu sonuçları, “ifade özgürlüğü ihlali” olarak değerlendirmiştir. AYM kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları başta olmak üzere idari makamları, gerçek ve hükmî bireyleri bağladığına ait anayasa kararı açık olmasına karşın, 26 Temmuz 2019 tarihinden bugüne OHAL Komitesi ilgili müracaatlar hakkında karar vermemiştir. Bugün ise OHAL Komitesi üyeleri kendi siyasal-ideolojik yaklaşımları doğrultusunda karar vermiş ve hukukun en temel unsurlarına açıkça meydan okumuşlardır.
Akademisyenlerin imzaladıkları bildiri AYM tarafından niyet ve tabir özgürlüğü kapsamında görülmesine karşın OHAL Kurulu üyelerinin bildiriyi cürüm kapsamında değerlendirmesi yürütülen siyasi hesapların bir modülüdür. Ve en değerlisi AYM kararına karşın alınan bu kararlar, açıkça suçtur!
TIKLAYIN – Barış akademisyenleri vazifelerine dönemedi: AYM tartışması
