Koronavirüse aşı bulabilmek için ekibiyle birlikte yoğun bir çalışma sürdüren Prof. Dr. Ercüment Ovalı, “Aşıyı ilk kendi üzerimde deneyeceğim çünkü zaman kazanmaya çalışıyoruz. Biz kapitalist değiliz” dedi. Ovalı aşı çalışmalarını 1 Şubat'ta tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Dünyada 400 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesini neden olan koronavirüse karşı dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yoğun bir aşı çalışması yürütülüyor.
Aşı çalışması yürütenler arasında Prof. Dr. Ercüment Ovalı da yer alıyor. Ovalı dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Kahramanlarım Sars Cov-2 spesifik 1 milyon doz aşıyı üretmeyi başardılar. Yeni hedef 2 milyon. Nihai hedef 40 milyon. 1.basamak hayvan testlerini başarı ile geçtik. 2. basamak hayvan çalışması bitti. Veriler analiz ediliyor. Sonuçlar TUBİTAK'a rapor edildi. Hedef klinik çalışma” demişti.
Habertürk'ten Kübra Par bu paylaşım üzerine Prof. Dr. Ovalı ile konuştu. Daha önce sosyal medyadan koronavirüs çalışmaları hakkında yaptığı açıklamalarla kafa karışıklığı yaratmakla eleştirilen Ovalı, aşı çalışmaları hakkında geldikleri noktayı anlattı ve bir de tarih verdi. Par'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Bizim üzerinde çalıştığımız rekombinant aşı değil”
“Ercüment Ovalı, geçen ay Habertürk TV’den Kürşad Oğuz’a verdiği röportajda üzerinde çalıştığı aşının DNA teknolojisi kullanılarak yapılan rekombinant aşılardan değil, geçmişten beri geleneksel yöntemlerle elde edilen aşı türü olduğunu açıklamıştı. Dünkü sohbetimizde de bunun altını çizdi:
“Geleneksel aşı üzerinde çalışan iki grup daha var”
Peki şu an aşı üzerinde çalışan 8 grup içinde sizden başka geleneksel aşı üzerinde çalışan var mı?” diye de sordum.
“2 grup daha var. Onlar da çok iyiler. Emeklerine saygı duyuyorum. Örneğin Konya Selçuk Üniversitesi’nden bir grup var, çok iyi niyetle çalışıyorlar. Özel bir firmayla işbirliği içinde müthiş işler yapıyorlar. Aşı ile ilgili TÜBİTAK’ın düzenlediği son toplantıda onlara “Size yardım edelim” dedim. Biz ekonomik olarak güçlü bir grubuz. Böyle bir avantajımız var.
Hatta aramızda şöyle bir konuşma geçti. Aşı bulunduğunda ilk kendi üzerimizde deneyeceğiz. Bütün gruplar bunu söylüyor. İşte bu kadar iyi niyetle ve fedakârca çalışan bir bilim dünyası var Türkiye’de.
Ben de aşıyı ilk kendi üzerimde deneyeceğim çünkü zaman kazanmaya çalışıyoruz.
Biz kapitalist değiliz. Eğer aşıma güveniyorsam deneklere vermeden önce kendime yapmam lazım.
TÜBİTAK’ta çalışan bütün bilim adamı arkadaşlarım benimle aynı fikirde. Hepimiz çok heyecanlıyız. Bütün ekipleri tebrik ediyorum. Bizim tek farkımız ekonomik bir sıkıntımızın olmaması” dedi.
“Fiyatı çok ucuz olacak”
Aşı çalışması başarılı olursa fiyatı nasıl olacak?
“Maliyeti yüksek çıktı ama satış fiyatı çok çok ucuz olacak çünkü 30-40 milyon üretilecek. Devlet karşılamazsa bile herkesin ulaşabileceği bir fiyatı olacak” iddiasında bulunuyor Ovalı.
Dünyada pek çok ülke aşı konusunda büyük bir rekabet içinde. Zamanlama çok önemli. Yurtdışındaki aşı çalışmalara kıyasla neredeyiz? Türkiye’deki süreç tahminen ne zaman tamamlanır?
Prof. Dr. Ovalı’nın hedefi 1 Şubat. “Görünen o ki yurtdışındaki gruplar aşıyı Ekim-Kasım gibi getirecekler. Biz onlardan 3 ay sonra çıkarabileceğiz” diyor.
“Eylülde ikinci dalga gelebilir”
Peki salgında ikinci dalga mı geliyor? Şu sıralar en büyük korkularımızdan biri bu. Prof. Dr. Ovalı da bu konuda kaygılı. “Umarım yanılırım ama Eylül sonu gibi ikinci dalganın gelebileceğini düşünüyorum. Şu an yaşadığımız artışlar ikinci dalga değil, erken bozulan tedbirlerin bir sonucu. Tekrar 2 binli rakamlara çıkabiliriz. Tek umudum mutasyon. Virüs sürekli mutasyon geçiriyor. Biz 153 ayrı varyasyon saptadık. Etkisini zayıflatacak derecede bir mutasyona uğrarsa bir sabah uyandığımızda pandemi bitmiş olabilir.” diyor.”