Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Uluslararası Güzellik Ödülleri” programında konuşuyor.
Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yetişmesine katkı sağlayan Türkiye Diyanet Vakfı’na teşekkür ediyorum. Az evvel hem ülkemizden hem de dünyanın farklı köşelerinden içimizi ısıtan güzellik kıssalarını daima birlikte dinledik.
Bilhassa Koronavirüs salgınında yaşadıklarımız tüm insanlığa yeterliliğin manasını göstermiştir. Bu salgın devrinde global sistemdeki çarpıklıkları da görmüş olduk. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde temel sıhhat hizmetine ulaşamayanları da gördük.
Vahim salgın tablosunda vatandaşlarımızın muhtaçlıklarını karşılarken, Batı’nın yaptığı üzere dünyaya da sırtımızı dönmedik. Türkiye’den talepte bulunan 160 ülkeye tıbbı ekipman takviyesinde bulunduk. 15 milyon doz aşıyı da Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz. Güzellere hürmet ve vefa nasıl değerliyse kötülere karşı haşmetli olmak da o derece kıymetlidir.
Global güzellik neferleri olarak gördüğüm kardeşlerimle tekrar buluşmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Kalplerimizi bir ortaya getiren Türkiye Diyanet Vakfı’na teşekkür ediyorum.
Toplam 12 kardeş ülkedeki 27 eğitim kurumuyla geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yetişmesine katkı sağlayan vakfımızı tebrik ediyorum. Dünyayı düzgünlük değiştirecek şiarıyla çıktığımız yeterlilik seferberliği hamdolsun yoluna güçlenerek devam ediyor.
Güzellere hürmet ve vefa nasıl değerliyse kötülere karşı haşmetli olmak da o derece kıymetlidir. Bölücü örgüt mensupları tam 40 yıldır yalnızca kırdılar, yalnızca yıktılar, baskı ve şiddetle Kürt kardeşlerimizin hayatını zindana çevirdiler.
Terör örgütü elebaşları suçsuz Kürt çocuklarını cehalete mahkûm edip, kendi çocuklarını Avrupa’da okuttular. Diyarbakır Anneleri de bu ikiyüzlülüğe edi bese yani artık kâfi dedi. Diyarbakır annelerinin ‘Evlatlarımızı geri istiyoruz’ haykırışı, teröre ve bölücü örgütün uzantılarına vurulmuş en ağır darbelerden biridir.
Diyarbakır Anneleri, yalnızca dehşet duvarlarını parçalamakla kalmadılar, siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskelerini de indirdiler. Batı’ya sesleniyorum, nöbet tutan teröristler olsa Diyarbakır’dan ayrılmazdınız. Aksisi olunca ses çıkarmadınız.
Diyarbakır’a gidip de ittifak ortaklarından ürktükleri için anaların kapısını çalmaktan korkan, bu bahadır anneleri tehdit eden siyasetçi müsveddelerini de gördük. Kaldıkları otele davet ettiler, ayaklarına gitmediler, gidemediler.
Çağdaş dünyada insan giderek daha fazla yalnızlaşıyor, içine kapanıyor, fıtratına daha fazla yabancılaşıyor. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknolojik araçlar, sundukları düzmece ve sanal mutluluklarla insanı gerçek hayattan daha çok kopartıyor.”
Öte yandan dün Afganistan’dan, Irak’tan, Suriye’den geldiler. Bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Mazlumların sığınağı olmaya devam edeceğiz. Muhalefet, seçimi kazanırsak ülkedeki mültecileri göndereceğiz diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz.”