Türkiye 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için sandık başına gitti.
Çıkan sonuç iktidar kanadında sevinçle karşılanırken muhalefette hüzne ve hayal kırıklığına yol açtı.
Peki, gerçek tam olarak o denli mi?
Bu içeriğimizde sizler için 14 Mayıs gecesinin birtakım sonuçlarını tahlil ettik.
Bakalım bu seçimler kimler için zafer kimler için hezimet olmuş…
Adalet ve Kalkınma Partisi, kuruluşundan itibaren, 7 Haziran 2015 seçimleri dışında girdiği tüm genel seçimlerde tek başına iktidar olmayı başarmıştı.
Deprem felaketinin gölgesinde ve ekonomik meşakkatler altında gidilen 14 Mayıs seçimlerinde muhalefetin beklentisi büyüktü.
Tayyip Erdoğan’ın muhalefetin konsolide olduğu Akdeniz ve Batı Anadolu’da çoğunluğunu önemli ölçüde yitirdiğini görüyoruz.
31 Mart 2019’da muhalefetin kazandığı başşehir Ankara ile megapol İstanbul; bu tercihlerini teyit edercesine Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdiler.
Erdoğan’a en kıymetli darbeleri ise Parlamento seçiminde iki müttefiki vurdu.
Bazı otoriteler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimin ikinci çeşidinde daha nitelikli bir çoğunluğa ulaşarak Meclis’te kaybettiği ivmesini telafi etmeye çalışacağı görüşünü taşıyor.
İlk tipten istediğini alamayan Kemal Kılıçdaroğlu için, ikinci cinse kalan 11 günlük müddette heyecan dalgasını yine üste çıkarması çok değerli.
Hem Cumhurbaşkanlığı hem de Parlamento seçimlerden aldığımız en kıymetli bilgi, Erdoğan’ın kendi %50’lik dairesi içinde sıkıştığı.
Tüm bu etmenleri bir ortaya getirdiğimizde, 14 Mayıs Seçimlerini Erdoğan açısından kesin ve mutlak bir zafer olarak okumak yanlışsız olmayacaktır.