Özel kesim koşulları, ülkedeki üniversite mezunu kontenjanıyla hali hazırdaki istihdam ortasında dev bir uçurum olması pek çok kişinin tek hayalinin memuriyet olduğu bir ülkeye evirdi Türkiye’yi. Memur olabilmek için de KPSS gerekiyor ve milyonların ortasından maddi manevi pek çok şeyden feragat edip onlu, yüzlü takımlara atanmak için büyük gayretler sarf etmeniz gerekiyor. Pekala atanacak puanı aldınız. Kâfi mi? Hayır. Mülakat sistemiyle emeklerinizin karşılığı iki dudak ortasında sıkışıp kalıyor.
Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu sorunu görmüş olacak ki kendi hükümetinin getirdiği ve Millet İttifakı üyelerinin de vaat olarak sunduğu mülakatı kaldırma kelamını seçim beyannamesine ekledi. Alışılmış bu ironik durum toplumsal medyanın gözünden kaçmadı.
Ülkemizde pek çok adaletsizlik var ancak bu adaletsizliği en derinde hissedenlerin başında yüksek sıralamalar yapmalarına karşın mülakatlarda aldıkları düşük notlarla elenen kamu çalışanı adayları geliyor.
Yüksek sıralara karşın heyet tarafından elenenler seslerini duyurmaya çalışıyordu.
Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nun mitinginin akabinde bu meseleye parmak basması ise toplumsal medya reaksiyonlarına neden oldu.
Erdoğan’ın vaatleri ortasında Millet İttifakı’nın bir müddettir seçmenine vadettiği unsurlar de vardı.
Tabii bu vaatler copy paste olarak da algılandı.
Kim sanki?
Tabii bundan sonra olmayacak olması geçmişte mağdur olanlara deva olmuyor.
Öyle de bir durum var.
Bu vakte kadar neden yapılmadığı da merak konusu.
👇
👇
Siz ne düşünüyorsunuz?
