İstanbul Sözleşmesi’nin iptali AKP içinde ve muhafazakar kesimde farklı tepkilerle karşılandı. Kimisi sözleşmenin feshini savunurken, kimisi de sözleşmeye ne kadar ihtiyacımız olduğundan bahsetti…
Kaynak: BBC News Türkçe
Türkiye’nin ilk imzalayan ülke olduğu ve 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi, zamanla oldukça tartışmalı bir hal aldı.
“İstanbul Sözleşmesi’nin asıl amacı, üzülerek söylüyorum ki cinsiyetsiz bir toplum yaratma projesidir.”
“Şahsen ben ve arkadaşlarım, hiçbirimiz feminist değiliz. Feminist akım kadına yönelik şiddete ne kadar karşıysa biz de o kadar karşıyız. İstanbul Sözleşmesi’nin asıl amacı, üzülerek söylüyorum ki maalesef cinsiyetsiz bir toplum yaratma projesidir. Ve biz İstanbul Sözleşmesi’nin aile kavramını reddeden yaklaşımını uygun görmüyoruz.”
Figen Şaştım, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili sözlerine şöyle devam ediyor: “6284 varken İstanbul Sözleşmesi’ne gerek yok da diyebiliriz…”
“İstanbul Sözleşmesi’nin kadına şiddeti önleyen yegane ve tek metin gibi takdimi ülkemizi kodifiye bir kanun çalışmasından yoksun, ilkel bir ülke gibi göstermektedir. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’ne olmayan bir önem ve anlam yüklemedir. 6284 varken İstanbul Sözleşmesi’ne gerek yok da diyebiliriz. Ben 6284’te eksiklikler olduğunu, kadın-erkek ilişkilerinin daha güçlü kılınmasına yönelik, sağlıklı bir aile yapısının kurulmasına katkı anlamında ne gerekiyorsa tüm düzenlemelerin kanuna derç edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“Tabii ki eşcinseller de şiddete uğramamalı ama bizim onları meşrulaştırmamıza gerek yok.”
“Sözleşmenin feshini isteyen bir kurumuz, hatta Türkiye’de bunu gündeme getiren ilk kurumuz diyebiliriz. Sözleşmenin içine aile içi şiddet kelimelerini koyup buna karşı mücadele ettiğinizi söyleyip içine bir de cinsel yönelim koyarsanız ne oluyor? Bunları aile kavramının içine sokmuş oluyorsunuz. Bu bireyler de tabii ki şiddete uğramamalı ama bizim onları meşrulaştırmamıza gerek yok. Meşrulaştırmak, bunun yaygınlaştırılmasının da önünü açacaktır.”
“Hiç kimse ne cinsiyetinden ne de cinsel yöneliminden ötürü şiddete uğramamalı.”
“Sözleşme, insanların zaten şiddete uğramaması gerektiğini, bunun özelinde nefret, şiddet üreten bir şey haline gelmemesi gerektiğini söylüyor, daha fazlasını söylemiyor. Sözleşmenin kendisinin eşcinselliği yaygınlaştırma faaliyetini yapacağını düşünmek zaten bu insanların hayatlarını hiç bilmemekle ile de alakalı.”
“Son dönemde olanlar çok net bir geri adım olmuş oldu…”
“Kolluk kuvvetlerinin zaten uygulamadıkları bir sözleşmeydi İstanbul Sözleşmesi. 6284 de İstanbul Sözleşmesi de tam oraya doğru gider miyiz derken, yani belki 6284’ü daha iyi uygularız, belki İstanbul Sözleşmesi’ni daha net ifade ederiz, daha fazla kişiye rahatlıkla ulaştırırız derken son dönemde olanlar çok net bir geri adım olmuş oldu. Bu bir yandan riski yanında getiriyor.”
“Ailelerin dağıldığı yok, buna katılmıyorum. Ayrıca aile sadece kadının tek başına kuracağı bir şey de değil.”
“LGBTİ tartışmasından önce kadınlar kamusal alana çıkıyordu. Yani muhafazakar kesimlerin argümanı oydu; kadınlar kamusal alana katıldı, evden çıktılar, aileler dağılıyor. Ailelerin dağıldığı yok, buna katılmıyorum. Ayrıca aile sadece bir kadının tek başına kuracağı bir şey de değil.”
“Kadınlar hakları konusunda netler ve buradan da geri dönmeyecekler, bu her kesim için böyle.”
“Kadın hareketi bütün farklılıklara rağmen özellikle de elzem konularda bir araya gelebilen bir yapı. Eğer siyaset kadınların bu dönüşümünü okumazsa kendisi için alan kaybetmiş olacak. Kadınlar hakları konusunda netler ve buradan da geri dönmeyecekler, bu her kesim için böyle.”
“Sözleşmeyi destekleyen taraf AKP’nin elit kısmı. Daha muhafazakar kesimin sözleşmeye karşı çıktığına şahit olduk.”
“Özellikle genç kızların daha rahat hareket ettiğinden şikayet ediliyor ve kadınların ailedeki sırf bu sözleşmeden gerekçe olarak tavır ve davranışlarının değiştiğinden bahsediyorlar. Bunlardan erkekler, babalar, eşler şikayetçiler artık. Sözleşmeyi destekleyen tarafın AKP’nin elit kısmı olduğunu gözlemliyoruz. Daha muhafazakar kesimin sözleşmeye karşı çıktığına şahit olduk. Çözülmesi gereken bir sorun var.”
“Belli gruplar sözleşmeyi AKP üzerinde bir şekilde isteklerini, taleplerini duyurmak, taleplerini gerçekleştirmek için bir enstrüman olarak kullandılar.”
“AKP sonuçta pragmatik bir yapıdır, tabanı olan bir partidir. Bu taban bir şekilde ikna edildi İstanbul Sözleşmesi tartışmalarında. Tabana bu sözleşmenin LGBT evliliklerinin önünü açıyor, LGBT evliliklerini tanıyor, aileyi yıkıyor dendi. AKP toplumun yarısının desteğini alan bir parti ve toplumumuz da muhafazakar bir toplum. Sözleşme de 30 sayfanın üstünde bir sözleşme. Yani herkesin okumasını bekleyemezsiniz. Güvenilir aktörler topluma gidip de bu şekilde anlatırlarsa bu tabanda bir karşılığı olur. Burada AKP’nin dikkat etmesi gereken şey, tabana götürülen bilgilerin doğruluğuydu. Evet, bu insanlar muhafazakar hassasiyetleri olan insanlar ama İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili öyle bir noktaya geldiler ki, sözleşmeyle ilgili en ufak bir şey söylediğinizde sizi tekfir eden organize bir topluluk var. Bunun da ben AKP tabanı olduğunu düşünmüyorum.”
“Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul Sözleşmesi’nden birçok insanın düşündüğü gibi ‘Kadınlara artık daha az hak verelim’ düşüncesiyle çıkmadı.”
Tartışma başka bir zemine çekilmişti, bir yıpranma zemini oluşmuştu. İçerideki aktörler birbirleriyle kavga etmeye başlamışlardı. Bu yüzden bu uluslararası metinden çıkılarak bu konudaki tartışma tamamen sona erdirilmek ve kadına şiddetle ilgili daha sahih metinlerle yola devam etmek için bir irade ortaya kondu. Halbuki sözleşmeden çıkmak isteyenlerin genel mantığı içerisinde, aynı şekilde 6284’ün kapsamının daraltılması, hatta daha sonra nafaka vs. gibi konularda da ciddi anlamda düzenlemeler yapılması gerektiğini, bu düzenlemelerin kadınların aleyhine çalışır şekilde olmaması gerekir. İlerleyen günlerde bunu göreceğiz.”