Aleyna Çakır’ı hepimiz tanıyoruz. Konutunda asılı bir formda meyyit olarak bulunmuştu bu gencecik kız. Aylarca da birçok ispata karşın hakkında cinayetle ilgili süreç yapılmayan Ümitcan Uygun’un tutuklanması en azından yargılanması için de ailesi, arkadaşları ve hassas vatandaşlar olarak davetler yapılmıştı. Bu davetler Müge Anlı da dahil olsa sonuçsuz kalmıştı. Hatta söze gidecek olan annesi de ormanlık toprakta başından vurulmuş bir biçimde bulunmuştu. Bütün oklar Ümitcan Uygun ve babasını gösteriyordu tekrar. Bundan da bir şey çıkmadı. Yalnızca cezaevi yüzünü geçtiğimiz Ocak ayında ‘uyuşturucu ve uyarıcı husus kullanmak ve kullanılmasını alenen özendirmek’ cürmünden tutuklandığı için gördü. Artık tekrar onun ismini Esra Hankulu isimli genç bir bayanın vefat haberiyle anıyoruz. Gelin ayrıntılara ve yansılara daima birlikte bakalım.
21 yaşındaki Aleyna Çakır, gerçek ismiyle Sema Esen, 3 Haziran günü meskeninde bornoz jenerasyonu ile kapıya asılmış bir halde bulunmuştu ama evvel Aleyna’nın vefatı televizyonlara “intihar” olarak yansımıştı.
İsimli Tıp incelemesine nazaran de aslında bu ölüm intihar değildi. İntihar sırasında gerçekleşen boyun kırıkları yoktu ve kemiklerin etrafında olması gereken kanama az ölçüdeydi. Ve Aleyna’nın tırnaklarında da bir erkeğe ilişkin DNA’ya rastlanmıştı.
Aleyna’nın cenazesini yıkayan anne de kızının her yerinin morluklar içerisinde olduğunu, bir gözünün içe çöktüğünü, yüzünün bir tarafının da düzleştiğini ve dizlerinde de sürtünmeden kaynaklı soyulmaların olduğunu söylemişti. Aleyna’nın bedeninde azap izleri vardı.
Aleyna’nın ailesi, çalışma arkadaşları ve yakınları bunun intihar olmadığı söylemişti ve Ümitcan Uygun’un kendisine şiddet uyguladığı imajları kamuoyuyla paylaşmıştı.
Aleyna’nın canlı yayında şiddete uğradığı manzaraları de daima birlikte izlemiştik. Bu yayının akabinde da Aleyna, Ümitcan Uygun’u şikayet ettiği ve müdafaa talebinde bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Ümitcan Uygun hakkında da yalnızca “konut dokunulmazlığını ihlal” cürmünden ceza istenmişti. “Hakaret ve kolay yaralama” cürümlerinden “kovuşturmaya yer yok” kararı verilmişti. Anlayacağınız bir bayanın vefatından sorumlu tutulmadı ve hayatına kaldığı yerden devam etti.
Aleyna’nın vefatının akabinde anne Gülay Uygun tabirine 2 gün kalmışken, ormanlık bir toprakta başından vurulmuş bir halde bulunmuştu. Toplumsal medyada beşerler “susturma” cinayeti olduğunu lisana getirmişti.
Size burada başından sonuna kadar yaşanan süreci anlatmıştık.
Artık de Ümitcan Uygun’un 25 yaşındaki Esra Hankulu isimli kız arkadaşı sabah yatağında meyyit bulundu. Cep telefonu olay yerinde bulunamayan genç bayanın incelenen kamera kayıtlarında Uygun ile geceyi geçirdiği doğrulanınca Uygun gözaltına alındı.
Ayrıntılara bakabilirsiniz…
Toplumsal medyada Ümitcan Uygun’un daha evvel tutuklanmaması bu olayın akabinde yine gündeme geldi ve reaksiyon yağdı.
Daha kaç bayanın öldürülmesi gerekiyor?
