Antalya’da özel bir klinikte estetik ameliyat sonrası dudağı çürüyen Songül Uzunoğlu, Prof. Dr. Ömer Özkan’ın bir dizi ameliyatı sayesinde yemek yiyip su içebilir hale geldi. Uzunoğlu, “Prof. Dr. Ömer Özkan hocamın yaptığı ameliyatlar hayata tutunmama neden oldu. Ancak 2 yıldır verdiğim hukuk mücadelesinde bir adım ilerleme olmadı” dedi.
Antalya’da aşçılık yapan 3 çocuk annesi Songül Uzunoğlu, gözaltı torbalarından kurtulmak için arkadaşlarının tavsiyesi üzerine 2019 yılının şubat ayında Muratpaşa ilçesi Lara turizm bölgesindeki güzellik ve estetik merkezine gitti. Uzunoğlu’na, göbek bölgesinden alınan yağın, yüz bölgesinin dolgusunda kullanılacağı, operasyonun çok kalıcı, ekonomik ve 2 yıl garantili olduğu söylendi. Estetik merkezindeki yetkililerle görüşen ve mart ayı başında ameliyatının yapılmasını isteyen Uzunoğlu, operasyon için 5 bin 500 lirayı nakit ödedi.
Son operasyonun ardından bir sabah uyandığında çene altında morluklar ile alt dudağında siyahlaşma ve çürüme olduğunu gören Uzunoğlu, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi’nde tedaviye alındı. Uzunoğlu, estetik operasyonları yapan doktor E.D. ile tıp merkezi hakkında şikayetçi oldu.
“Usulsüz raporlar sürecin uzamasına neden oluyor”
Alt dudağının büyük kısmını kaybeden çaresiz kadın, AÜ Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından muayene edildi. Prof. Dr. Özkan, zarar gören dudağı eski haline getirmek için bir dizi operasyona başladı. Songül Uzunoğlu’nun dudağına, Prof. Dr. Özkan tarafından iki kez operasyon yapıldı.
2019 yılında yaşadığı kötü bir uygulama sonucu alt dudağını kaybettiğini anlatan Songül Uzunoğlu, 2019 yılında başlayan hukuk sürecinde hala bir ilerleme kaydedilmediğini ifade etti. Uzunoğlu, “Bunun nedeni hatalı operasyon yapan merkezle alakalı. Bu uygulamayı yapan insanların benimle ilgili raporları usulüne uygun tutmadıkları görülüyor. Dosyam üç kez Adli Tıp Kurumu’na gitti ve geri döndü. Bu insanların tuttuğu usulsüz raporlar sürecin uzamasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.
“Dosya dördüncü kez Adli Tıp’a gitti”
Dosyasını inceleyen Cumhuriyet Savcısının üst yazıyla dördüncü kez dosyayı Adli Tıp Kurumu’na gönderdiğini aktaran Uzunoğlu, “İnşallah bunun üzerine raporumun düzenleneceğini düşünüyorum. Tüm evrakım dosyamda mevcut. Fakat hukuk sürecinin yavaş ilerlemesi mağduriyetimi artırıyor” dedi.
Tabipler Odası’ndan gelen raporun da kendisini etkilediğini söyleyen Uzunoğlu, “Gelen rapor doktorun suçsuz olduğu yönünde düzenlenmiş. Raporda ‘doktor hatalı değildir’, deniyor. Ben bunun dışında Sağlık Bakanlığı’na şikayette bulunmuştum. Sağlık Bakanlığı’ndan gelen raporlarda ise, ‘Bu kişinin bilgisi eksiktir, dikkat dağınıklığı vardır. Damara çok yoğun miktarda yağ enjekte ettiği için damar tıkanmıştır’ deniyor. Fakat, raporun sonunda işlemi yapan doktorun yetkisinin olup olmadığının araştırılması isteniyor. Burada da eksikler var. Ben bu eksiklerin giderilmesini istiyorum” diye konuştu.
“İşimi ve ruh sağlığımı kaybettim”
Bu durumu yaşayan mağdurun sadece kendisi olmadığını ifade eden Songül Uzunoğlu, “Ben öne çıkabilenim, cesurca sesimi duyurabilenim. Bu merkezin zarar verdiği o kadar çok mağdur bana ulaşıyor ki. Onlar benim kadar cesur olamıyor. Öne çıkamıyorlar. Tek mağdur ben olsaydım milyonda bir ihtimal o da beni buldu, olabilir, kötü şans diyebilirdim. Fakat bu merkezde insanlara ciddi zararlar veriliyor. Bu merkez halen faaliyetlerini sürdürüyor. Bu demek oluyor ki halen bu merkezde operasyon gören insanlar zarar görebilir, bu gerçekten çok üzücü” ifadelerini kullandı.
Tüm bunların dışında çok zorlu bir süreç yaşadığını aktaran Uzunoğlu, “Prof. Dr. Ömer Özkan bana sahip çıktı, dudağımda iyileşme süreci var. Ancak bunun ruhsal ve psikolojik boyutları var. Ekonomik boyutu da var. 2 yıl içerisinde hayatım tamamen durdu. İşimi ve ruh sağlığımı kaybettim. Çok ciddi tedavi süreci yaşadım, hala da devam eden bir süreç var. Yine de ben güçlü ve dik durmaya çalıştım. Hukuksal süreçte de bir ilerleme kaydedilmesini istiyorum” diye konuştu.
Neler yaşanmıştı?