Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker, büyük ilgi gören video serisinin 7’ncisini bu sabah YouTube hesabından paylaştı. Peker’in önceki videolardan farklı bir mekanda olduğu görüldü.
Gazeteciler Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı cinayetleriyle ilgili eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı işaret eden Peker, uyuşturucu ticareti için Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın Venezuela’ya gittiğini de iddia etti.
6. videosunda Hürriyet gazetesi baskınıyla ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun oğlu ve kardeşiyle ilgili iddialar ortaya atan Peker, bu sabah ‘Hayata korkusuzca bakanlar ölümden korkmazlar’ başlıklı 7. videoyu paylaştı.
Mekanın değiştiği videoda Peker’in masasında görmeye alışkın olduğumuz kitaplar da bu kez yoktu.
“Türkiye’den kalabalık misafirlerimiz geldi”
Peker şu açıklama ve iddialarda bulundu:
“Derin Memet ameliyat olduğu için Bodrum’da hastanede, o yüzden onu yoklamaya almayacağız. Atmosferin değişikliğini görmüşsünüzdür, Türkiye’den kalabalık misafirlerimiz geldi, aslında ben düşkün Abdulkadir ile süslü Sülü’yü bekliyordum, ama onlar gelmediler, her zaman olduğu gibi devletimizi işin işine karıştırdılar. O yüzden bir yer değişikliği yaptık, belki önümüzdeki günlerde bir yer değişikliği daha yapmayı düşünüyoruz. Bugün çok çok ama çok ciddi konular bölümüne giriş yapmaya başlayacağız.
- “Bana ‘sen faşistsin’ diyorlar, Sultangaliyev’i okudunuz mu?”
Bana sen Turan diyorsun, faşistsin diyorlar. Sultangaliyev, Sosyalist turan, düşüncesini okudunuz mu?…
Bir de, milleti sokağa dökmeye, ortalığı karıştırmaya çalışıyormuşum, öyle diyorlar. Eğer ki kim size sokağa çıkın burayı yağmalayın diyorsa o haindir. Bir gün ben size dersem sokağa çıkın diye, bilin ki ufak kızımın başına silah dayamışlardır. O yüzden onu söylüyorumdur. Sülü gördün mü bak bunu da söyledik, artık bloke oldu bu da.
- “Ben desem bile sokağa çıkmayın”
Darbe için zemin hazırlıyormuşuz, ben bunları onun için yapıyormuşum. Namus sahibi olan herkes eğer bir gün darbe olursa bütün herkes darbeye direnmekle mükelleftir. Eğer ki bir gün darbe olursa, ben size dersem sokağa çıkın darbeye destek verin dersem bilin ki, ufak kızımın başına silah dayamışlardır, dayanamamışımdır. Ben desem bile sokağa çıkmayın kardeşlerim.
En komiği, bir şema yapmış (Süleyman Soylu). Ben bunun çapını bildiğim için seyretmedim TRT’deki yayını. Başlıkları bana getirin arkadaşlar dedim. Süleyman sana vallahi devletin ruhunu anlatacağım, inşallah bu sefer anlarsın. Görüşeceğiz seninle.
- “Fethullahçıların içindeki canavarı gördüm”
Fethullahçılarla düşüncelerimi anlatmak istiyorum. Ben 80’lerde, sizin masumiyetinizi görüp ya iyi insanlar bunlar diyenlerdenim bütün ülke gibi. Ama ben sizin içinizdeki canavarı gördüm. Şehit Kuddusi Okkır’ın memleketine gidecek ambulans parası yoktu. Ölüsünü evine getirecek parası olmayan adamı Ergenekon’un finansörü diye ülkeyi inandırdılar.
Evinde arama yapıyorsunuz general adamın, çocuk pornosu çıktı diye gazetelere haber verdiniz. Başka bir general otele kız arkadaşıyla gidiyor. Otelde ihbar var deyip kadının çantasını ararken avuç içinde bir ekstaziyi bırakıp, ‘Büyük skandal, general-kadın uyuşturucu partisi’ diye haber yaptınız. Kan tahlili bile yok, çünkü siz koydunuz. General namuslu adamdı istifa etti. Daha örnek vereyim mi Ali Tatar… Herkes uyansın diye adam kafasına sıktı. Bunlar gazetede ‘Hesap vermeden nereye gidiyorsun?’ diye yazdılar. Sizin elinizde cennetin anahtarı olsa ben o cennete girmem. Ya siz Muzaffer abiyi kanser hastasıyken inim inim inlettiniz, şehit oldu. Ali Tatar da şehittir.
“Muhabirin soru sorduğu Bakan’ın abisi de FETÖcü o zaman”
Sülü ne oldu? Ama senin devamlı Fethullah Gülen’le yazıların çıkıyor. Röportaj yapmışsın. Danışmanlarının Fethullah Gülen’e övgüleri ortaya çıkıyor. Bak ben bu kadar açık söylüyorum ya sen? Ben Süleyman’ın buraya maketini koydum. En komiği bir AA muhabiri genç arkadaş Süleyman Soylu ile ilgili soru sordu. Adamın abisi FETÖ’cüymüş dediler. Senin elinde devletin imkanlarını yok muydu? Bilmiyor muydun abisinin FETÖ’cü olduğunu. Onun abisi FETÖ’cü ise orada iki bakan bu konularla muhatap, onun da abisi FETÖ’cü. Her abisi FETÖ’cü olan FETÖ’cü ise bakan devletin her sırrının olduğu toplantıyı izliyor. Yaptığınız savunmanın mantıksızlığını anlatıyor. Ciğeri yanmış adam söylüyor. Yarın onu da FETÖ’cü bulursunuz. FETÖ’cüler de öyle yapardı. O onu aramış, o onu aramış, o da onu aramış… Yedinci aramada, bir köyde en sade yaşayan bir insan bile dünyada her insanı silsileyle aramış oluyor. Onun mantığı var burada anlatmayayım şimdi onu. Devletin ruhunu yok ettiniz.
“Suç üstü yakalanmış bir insanın ezikliği var”
Şimdi televizyona çıkmışsın. Seni rezil rezil rüsva edeceğim. Orada oturmuşun (TRT’deki yayın), vücut dili okuyanların hepsi, ‘psikolojisi, suç üstü yakalanmış bir insanın ezikliği hali vardı üzerinde’ diyor.
- “Mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın”
Parti desteğiyle, gazete basın desteğiyle siz bu kadar insan topluyorsunuz. Basın desteği yok, teşkilat yok, bir satır yazıyla ben sizin topladığınız kalabalığı topladım, sen mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın o sevimsiz suratınla. Vicdan ya, yarım saat orada uyuşturucu konusunu (Süleyman Soylu’nun TRT’deki yayını) anlatmışsın. Benim hayatım, uyuşturucu satanların ölümüyle suçlanmakla geçti. Oraya çıkıp onları söyleyip, benim bu şekilde seni rezil edeceğimi düşünemedin mi? BTK’dan devamlı yazdırıyorsunuz ya, siteler kapansın diye. Ne oldu kapattınız bir tanesini, ne oldu?
- “Evimdeki aramaya kadın polisler sonradan geldi”
“Bir yalanı söylerken bilmiyor musun yalanın ömrü kısadır. Ben en başından beri ne söyledim? Evime arama yapmaya geldiklerinde kadın polis yoktu, diğer polis memurları görevini yaptı onlardan Allah razı olsun dedim. İki tanesi, özellikle yaşlı olan biri, eşimi silahla duvara iten, bir de çocukların odasına girip silah doğrultan polisten bahsettim, o görüntüleri niye vermiyorsun? Milletin kandıracaksın he? Ben o iki bayan polis kardeşimize teşekkür etmedim mi? Eve bayan polis sonradan geldi demedim mi, milletin aklıyla dalga geçiyorsun.
- “Sana inanan yüzde 9”
Bak millet seni nasıl gömdü. Organize suç örgütü lideri karşısında, sana inanan yüzde 9 çıkıyor. Sizin parti anketleri 30 bin denekle yapılıyor, 300 bin küsür insanının verdiği oy. Yüzde 91 onun suç örgütü dediği insana inanıyor.
“Yeni uyuşturucu rotası nedir, delilleriyle anlatacağım”
Çapın yok. Televizyonda tehdit ediyorsun ya. Oradan çıktıktan sonra da bu tehditlerine devam etmiş. Alabiliyorlarsa alsınlar.
Ben sizin kurduğunuz uyuşturucu yolunu anlatacağım herkese, daha çok anlatacağım, böyle parça parça değil avuç içi avuç içi koparacağız… Nasıl bir güç, o gücü anlatacağım, yeni uyuşturucu rotası nedir, size delilleriyle ispatlarıyla anlatacağım…Yanlış adam, yanlış zaman.
Seni karşında oturanlar robottu, gazeteci değildi biliyorsun değil mi? Onlar adına ben üzüldüm, ekmek parası ne yapsınlar.
- “İnanıyorum Tayyip abi bunları görecek”
Vallahi ben inanıyorum Tayyip Abi bunları görecek. Ama bunu da anlamıyorum, bir İçişleri Bakanı, sinir kontrolü olmayan bir adama, televizyondan ‘karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan’ diyor. Biraz namus. Rahat ol, ben sana böyle bir şey demem. Utanmadan rezil ettin kendini. İnsanların bir parça saygısı varsa da o sözden sonra o da kalmadı.
- “Köfteci Yusuf konusu nedir anlatayım”
Bir de Köfteci Yusuf. Köfteci Yusuf konusu (Soylu’nun Bursa’daki köfteciye Peker çökecekti, engelledik iddiası) nedir anlatayım. Köfte yemedim Süleyman.Bizim atalarımızın sürgünüyle ilgili Bursa’nın Gürsu ilçesinde bir anma etkinliği yapıldı. Ben oraya geldim, duyuru yapıldı. 15 bin kişi parkın içinde, internet görüntülerine bakabilirsiniz, 15 bin kişi de yukarıda konuşma yapacağım yerde bekliyor. Ben oraya gitmeden önce, gidenler aradılar; ‘Köfteci Yusuf var senin hayranın tanışmak ister misin?’ diye sordular. Ayıp olmasın nezaketen tanıştık. Kapattık. Başka ne hayatımda Köfteci Yusuf gördüm, ne köfte yedim ne bir şey yaptım. Sonra bu 4 arkadaş kim biliyor musunuz? Bir tanesi Afyon’un en zengin ailesi. Bilmem kaç bin tane daireleri, et kesim fabrikaları vardır, öbürü gazeteciler bilmem neyin yetkilisi ismi aklıma gelmiyor, öbür bir tanesi de diş malzemeleri ihraçatcısı. Bunlar hayatta sabıkaları olmayan, varlıklı arkadaşlar. Bu arkadaşlar demişler Köfteci Yusuf’a ‘Bizim et kesim yerimiz var, onu alır mısın? Değeri bu kadar, eksper değeri, biz sana daha ucuza verelim…’ Bu da, bunlar benim yakın diye çekinmiş birine demiş, emniyete gitmiş. Benim ne adım var ne sanım var ne de haberim var. Bu arkadaşları polis gözaltına almış şimdi hepsi serbest. Araştırıyoruz sonradan bu dosyanın içine bu şahıs bir daha gidiyor, ’Ben diyor Sedat Peker’den de davacıyım.’ Telefonda tanıştık, köfteni bile yemedim. Farz edelim ki ben demiş olsam git yerini buna sat, eksper değerinden daha düşük, suç yok. Ama böyle de bir şey yok.
Bir tane yeni savcı, üzerinde zan bırakmak için demiyorum ama bu kadar tesadüf kafa karıştırıcı. Avukatlıktan savcı olup aynı anda da özel yetkili, örgütlü suçlara bakan, benim dosya bir anda bu beyefendinin önünde. Vallahi zan altında bırakmak istemiyorum. Belki gerçek meslek adabı olan bir insandır bilmiyorum. Çünkü halen daha bu dosyayla ilgili aranmam yok. Yalancı bir adam yönetiyor İçişleri Bakanlığı’nı. Ben Köfteci Yusuf’un köftesini ne yapayım?
- “Akrabama baskı yapıyorsun ya, herkes kayıt altında”
Sen oralara geldin de bizi yönetiyorsun ya. Yaktın bizi, kendini yaktın, her şeyi yaktın, biraz sonra alev alev yanma dönemi başlıyor. Yanacaksın. Sülü bizim oralarda bir hikâye var bilir misin? Aslan, ormana çıkmış geyik, keçi falan yemek var. Bir bakmış bir tane küçük bir şey. Almış tam ağzına atacak kedi. Kedi demiş ki, ‘Ulan saygısız sen ne yapıyorsun, ben senin dayınım. Nasıl olur, sen küçücüksün demiş aslan. Kedi de, insanoğlunun eline düştüm, insanoğlunun eline düşünce böyle olursun demiş. Aslan muhatap olmamış, atmış.. Sonra aslan yoluna devam ederken avcıların ağına yakalanmış, buna vurmaya odunla vurmaya başlamışlar, çünkü silahla vururlarsa kürkü zarar görecek. Başlamış yalvarmaya, beni ne ederseniz edin ama ne olur dayımdan küçük etmeyin demiş. Elime düştün, seni öyle küçük edeceğim ki kibrit kutusuna sığacaksın, cezaevi kesin ilerleyen zamanlarda ama kibrit kutusuna sığacaksın.
Bizim akrabaya baskı yapıyorsun açıklama yapsın diye. Akraba makraba ayırmadım herkes kayıt altında. Reşat Baba, severim sayarım. Allah’a yemin olsun bir şeyler mırmır ediyor muşsun, paran çok, işin iyi, sakın böyle bir hataya düşme…
Bir de gazetecilere operasyon yaptırmışsın, komikliğe bak. Gazetecilerin HTS kayıtlarını, telefon trafiklerini açıklamıyorsun? Kaç kere konuşuyorsun? Devletin bakanısın neden facetime’dan, WhatsApp’tan, niye müdürünün telefonundan konuşuyorsun gazetecilerle, Reşat babayla, onla bunla…
“O makamdan ayrıldığında yine yüzleşeceğiz”
Sana sözüm olsun, bugüne kadar üzdüğün bütün çocuklar ve onların anneleri için devletin o şerefli makamından ayrıldığında bir gün yine yüzleşeceğiz, bu dünya böyle sürmez. Kolpacı, alıp gelsene düşkün Abdulkadir’i.
BAE’de Türk düşmanı şeyhi varmış, ben ondan para alıp bu organizasyonları yapıyormuşum. Bana ne yaptınız gittiğim ülkelerde, anlatacağım. Ben Türkiye’den çıktım, sakin huzurlu, açıklama yapmıyorum. Orada herkes arkadaşımız oldu. 8 ayın sonunda emniyetten davet, herkes arkadaşımız orada da, iktidar partisinin ortakları, onlar, herkes… Bana dediler ki parmak iziyle resim yapacağız. Dedim ya bu suç işleyenlere yapılır; ben bu ülkede suç işlemedim ki oturumum var, şirketim var. Tek uygulama bana mı yapılacak? Oradan çıktım, hemen araştırdım, Türkiye Interpol’ünden yazı gelmiş. Aynı anda Sırp gazeteleri haber yapmaya başladı. Hemen işi anladım. Sırbistan ile kimin arası iyi, Müslüman ülkelerden daha çok Sırbistan’a yardım ediyor Türkiye, TİKA bile… Kosova’ya geçti, orada da oturum iznim var. Baktım orda da bir farklılık var, gel gitler oluyor, hemen Makedonya’ya geçtim. Üçüncü ayın sonu, yüzlerce asker baskın yaptı, bizim elçilik şu kadar silah olur, adam olur diye aktarmış. Geldiler, evde çoluk çocuk… Aldılar beni, dediler iki gün vize ihlali yaptılar, yav cezası 50 euro, o operasyonun masrafı en az 50 bin eurodur. Sonra beni Kosova sınırına bıraktılar. Nereye gitsem, deport ettiriyorlar. İşi öğrendik, resmi işlem yaptırmadan Arnavutluk’a geçtim, orada da hareketlendiler, içeriye aldılar. Güçlü bir ailenin müdahalesiyle bıraktılar, uçakla Fas’a geçtim, ikinci gün her yer polis, bir nefes almayayım. Gidecek ülkeler bitiyor, deport edilmekten. Derken Türkiye’de de operasyonu başlattılar.
- “Sizin temiz toplumunuz bu…”
Fas’a insansız hava aracı hibe edilmiş mi, gazeteciler araştırsanıza veya çok çok düşük paralarla verilmiş mi? Sizin namusunuz maaşınız kadar. Temiz toplumcular, ortalığı velveleye verdiniz, Aydın Doğan indirsin milyar dolarlık işleri, Dinç Bilgin indirsin. Sizin temiz toplumunuz bu… Gerçek hümanist insanları sarıp sarmalamalıyız. Süslü Sülü devamlı temiz toplum diyor ya, devam indiriyor (parayı kastediyor)… İndir Sülü indir.
Baktım iş işler Fas’ta da karıştı, tam uçuş izni aldık, iptal uçuş izni bir anda, ben tabi uçağa binmeyip yürüdüm insanların arasında. Neyse sonunda geldik buraya (Birleşik Arap Emirlikleri)… Gidecek ülke bırakmadılar. Bir de beni seven insanları toplayıp böyle zulüm etmeyi planlıyormuşsun, Allah’a yemin olsun Sülü, şurayı oku (Arkasındaki tahtadaki şema; İran-Mersin-Sabiha Gökçen Havalimanı yazan), Suriye ile kalmaz o tarafa geçeriz, o zaman öyle şeyler olur, devletin aleyhine söylemem uluslararası hukuk önümde, ama beni seven insanları toplayıp ezip döveceklermiş, yapın, kibrit kutusuna sokacağım sizi, adam nasıl küçülüyor göreceksiniz.
“Uğur Mumcu şehit edildiğinde, katil en önce gelir… Mehmet Ağar…”
Uğur Mumcu, görüşüne katılırsınız katılmazsınız. Bence şehittir. Neden öldürüldü? Öldürüldüğü zaman yazdığı yazılara bakın. Terör bölgelerinde uyuşturucu tarlaları olur, satışları olur ve silah ticareti. Uğur Mumcu şehit ediliyor. Yanına ilk gelen kim, katil en önce gelir Mehmet Ağar. Eşine diyor ki, ‘Ben buradan bir tuğla çekersem devlet aşağı iner’ Bu meşhur sözdür. Devletin içinde yaşayanlar bunu bilirler. Uğur Mumcu, temiz adam, saf adam, tek başına bir adam.
“5 ton kokain.. Erkan Yıldırım oraya geldi mi?”
Sülüman, hadi sen bizim şu arkadaşları bir alsana, bana destek olacaklarmış diye 600 küsür kişiye dinliyorsun ya, bir alsana. Nasıl uyuşturucu hattı? Sayın savcı Kolombiya’ya, Venezuela’ya yazı yazacaksınız. O mal yakalandığı tarihten 3-4 ay sonra Erkan Yıldırım oraya geldi mi? Ocak ve şubat ayında Karakas limanına gidip özel bir bölüm kiralamak için görüştü mü, kiralandıysa kimin üzerine? Sevkiyat başladı. Pisliğin, pisliği iğrençsiniz. Uyuyan devi uyandırdınız.