* Fehmi Koru
Millet İttifakı’nı oluşturan üç parti ile onlarla birlikte hareket edecekleri düşünülen öteki üç muhalif partinin önderleri dün gece bir sefer daha bir ortaya geldi. Beş saat süren toplantılarının akabinde yayınlanan açıklama altı partinin bir ortada bulunma kararlılığının ilanıdır.
Cumhur İttifakı’nın seçim sistemini değiştirme yoluyla Millet İttifakı’nı dağıtma hedefinin, hiç değilse şu etapta, bir işe yaramadığı anlaşılıyor. Altı muhalefet partisinin başkanı, açıkladıkları metinle, ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ için çalışacaklarını bir defa daha güçlü biçimde teyit etmiş oldu.
Kendileri ve ülke açısından yanlışsız olan da buydu.
Türkiye’nin son yıllarda karşı karşıya kaldığı devasa sıkıntılar birkaç yıl evvel kabul edilen yeni sistemden kaynaklanmakta. Meselelerin daha kolay ve süratli tahlili vaadiyle gerçekleştirilen yeni sistemin kendisi evvelkilere ek olarak yeni meseleler üretiyor.
Demokrasilerde bu türlü ortamlarda vazife muhalefete düşer. Altı parti ismine yayınlanan mutabakat metninden muhalefetin ana gövdesinin bu gerçeğin farkında olduğunu anlıyoruz.
İşleri kolay değil; tam bilakis epey güç.
Ülkenin içinde bulunduğu ortam değişimi çağırıyor. İktisat, dış siyaset, toplumsal uzlaşı üzere temel mevzular makus idareyle direkt ilgili. Paramız pula dönmeden, kamu kaynakları akla yatkın kullanılarak insanların geçim kederine düşmesi engellenebilir, ikili ve çoklu bağlar bir oraya bir buraya savrulmadan gerçek yerde oluşturulabilir, ayrıştırma yoluyla kitleleri kardeşi kardeşe küs hale getirmenin önü açılmayabilirdi.
İktidarın bu alanlarda her yaptığı yanlıştı.
Bugün bütün temel hususlar fakat makyajla olumlu imiş üzere gösterilebiliyor. Ekonomik açıdan hem ferdi hem de devlet olarak zayıflamış durumdayız. Ayrıştırmacı yaklaşım demokrasiyi tartışmalı hale getirerek Türkiye’nin prestijini sarsan manzaralara sebep oluyor. İktisadı zayıf, toplumu ayrışmış bir ülkenin dış siyaseti da maceracı olmak zorunda; gerçekten o denli.
Gözler bu türlü bir durumda ister istemez muhalefete çevriliyor.
Orada müşahede edilen gerçek ise şu: Muhalefet, sıkıntılara tahliller üretebileceği konusunda şimdi kitleleri ikna edebilmiş değil.
Kamuoyu yoklamaları iktidardan kaçışın muhalefet saflarına hakikat olmadığını, oraya hakikat olanın da sonlu kaldığını gösteriyor.
AK Parti’nin ve küçük ortağı MHP’nin evvelki seçimlerde aldıkları oyları koruyamadıkları aşikâr; fakat, kendisini ‘kararsız’ veya ‘fikri yok’ olarak tanımlayan hala geniş bir kitle var. O kitle iktidardan kopmuş durumda, fakat kendine muhalefet saflarında bir yer bulabilmiş değil. Muhalefet saflarında yer alan partilerden birine de oy verebilir, AK Parti’ye bir sefer daha baht tanıması da mümkün.
CHP’nin oylarında kelamı edilmeye değecek bir kıpırdanma yok.
DÜZGÜN Parti’nin oylarının da doyum noktasına ulaştığı görülüyor. Ne kadar uğraş gösterilirse gösterilsin, AK Parti’den kopmaya hazır oylar oraya gitmekte tereddütlü…
Yeni kurulan iki parti ile Saadet Partisi’nin mümkün oyları da bu üç partinin muhafazakar seçmenin yeni adresi olmada beklenen muvaffakiyete ulaşamadığını aşikâr ediyor.
Muhalefet cephesinde ismi konulmamış bir sorun ya da altı önderin yer aldığı o masada bir eksiklik var.
O masayı zenginleştirmeleri, uzaktan-yakından bakan seçmene -özellikle de muhafazakar seçmene- ‘‘Hah, artık oldu’’ dedirtmenin yolunu bulmaları gerekiyor.
Görünen o ki, muhalefet, muvaffakiyetini, kendisini seçmene cazip hale getirmede değil, iktidarın yanılgılarında arıyor. İktisat iflas edecek, dış bağlar tahammül edilemez boyutlara ulaşacak, toplum ayrıştırılmaya baş tutacak ve muhalefet bunlardan yararlanarak seçimden muzaffer çıkacak…
Hayal gerçek olabilir, lakin ya olmazsa? Ya seçmen kararını yine iktidar cephesinden yana kullanırsa?
Görünen köye kılavuz gerekmez; muhafet cephesinin buluşmaları akabinde yayınlanan açıklamaların amaç kitleyi etkilemesi için bir ortada bulundukları masanın destek edilmesi gerekiyor.
Yeni bir yüz mü yoksa tanınmış bir siyasi figür mü, bilemem; fakat eksikliğini hissettiğimin, orada bulunması farkındalık yaratabilecek biri olduğuna eminim.
Dün akşam masanın etrafında beş saat geçiren altı başkan de benim gördüğüm eksikliğin farkına varmışlar mıdır?
Umarım, varmışlardır.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
