Fehmi Koru*
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler’in (BM) genel heyetine katılmak üzere New York’ta. BM karşısında altı katlı mütevazı bir bina iken yıkılıp 36 katlı dev bir gökdelene dönüştürülen ‘Türkevi’ni de hizmete açtı.
Binanın yeni hali gereğince göğüs kabartıcı; “500 yıllık dış siyaset tarihimizin en görkemli günlerinden biri” çeşitten abartılı tanımlamalara muhtaçlık yok.
Sonuçta bir bina bu.
Umarım, yeni görkemli Türkevi ülkemiz açısından değerli hizmetlere mesken sahipliği yapar.
Yolu New York’a düşen devlet ve hükümet liderleri her gidişlerinde Türkevi’nde ağırlanmıştır. Bina tam karşısında bulunduğu için BM çatısı altında yapılan toplantılardan çabucak evvel ve toplantı bitince Türkevi’ne uğranılırdı.
Kim bilir kaç kere izlenimleri orada yazıp gazeteye gönderme imkanı bulmuşumdur.
Türkevi’nde, varsayım edileceği üzere, Türkiye’nin BM daimi temsilciliği bulunuyor. Ayrıyeten KKTC’nin temsilciliği de birebir binada. Bir-iki dost ülkenin süreksiz kullanımına da açık tutulmuştu Türkevi.
Bir orta giriş katında Türk Hava Yolları ofisinin bulunduğunu da hatırlıyorum. Yalnız özel statüsü gereği bina ticari kuruluşlara kiraya verilemediği için, THY’nin orayı kullanımı kısa sürmüştü.
Artık 36 katlı olunca statü değişikliğine gidilerek değişik ticari kuruluşların yararlanmasına da açık hale getirilecek mi?
Herhalde o denli yapılacaktır.
New York’ta Türkiye’nin şanına yakışır biçimde temsiline imkan veren görkemli Türkevi binası AK Parti açsısından övünülecek bir muvaffakiyet. Buna hiç kuşku yok. Son 20 yıl içerisinde içte ve dışta devleti temsil eden kurumların binaları elden geçirildi, yenilendi yahut yenisi yapıldı. Türkevi de bunlardan biri.
Lakin birebir mühlet içerisinde yeniden dışta ve içte devlet hizmetine tahsis edilmiş görkemli binalardan beklenen sonuçların alınabildiğini söylemek o kadar kolay değil.
‘Uzun müddetli iktidarda bulunma sendromu’ AK Parti’nin geleceğini tehdit ediyor.
Birikmiş problemler için geçmişi kötüleme imkanından yoksun artık AK Parti. Son 20 yılın sorumluluğu ona ilişkin ve bu yüzden geçmişle bugün ortasında kurulmaya çalışılan mukayeselerde kaybeden daima AK Parti oluyor.
Muhalefet iktidarın Aşil topuğunu keşfetti, daima orayı hedefliyor.
Öğrenciler kiraların gemi azıya aldığı günümüzde kalacak yer bulmakta zorlanıyorlar. Muhtaçlığı olan her öğrenciyi barındıracak kapasitede değil yurtlar.
Günlük gereksinimlerini karşılamak maksadıyla verilen öğrenci bursları için geçmişle yapılan mukayesede, burs sayısı neredeyse 15 kat arttığı halde bursun alım gücünün eskisinin epey altında kaldığı ortaya çıktı.
Binaların görkemi ve kolay muhtaçlıklar ortasındaki aralık giderek iktidarın aleyhine işliyor.
Muhalefet o arayı zirve tepe kullanmaya da başladı.
En çarpıcı ve nazik bahis yine tartışma gündemine giren ‘Kürt sorunu’…
İktidarın küçük ortağı MHP bu türlü bir sorunun var olmadığı tezinde. ‘Kürt sorunu’ demeyi bile ihanet olarak pahalandırıyor MHP.
Onun mevzuya bu türlü yaklaşmasının kendisi açısından bir maliyeti yok. MHP o kısımdan oy beklemiyor; tam aksine “Öyle bir sorun yok” bayrağı açınca tabanından kaçmaya hazırlanan oyları tekrar kendisine döndürmesi bile mümkün.
Durum AK Parti için çok farklı.
Vaktiyle büyük çapta kendisine gelen oyları bahse yaklaşımda sergilediği zigzaglar yüzünden kaybediyor AK Parti. ‘Kürt sorunu’ isimli ismince AK Parti sözcülerince de dillendirildiğinde süreksiz de olsa ilgi uyandırabiliyor.
[Metropoll araştırma kurumunun her ay yaptığı Türkiye’nin Nabzı araştırmasının haziran ve ağustos ayları ortasında bir gariplik gördüm. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın icraatları haziranda yüksek beğeni almışken, ağustosta beğeni düşüşe geçmişti. Sebep? Cumhurbaşkanı Erdoğan haziranda Diyarbakır’da bahse ait açıklamalar yapmış ve bu beğenilmişti. Ağustos ayında ise bahis iktidarın elinden çıkmış, muhalefetin ilgi alanına girmişti.]
AK Parti’nin ne yapıp edip geçmişte bir kısmı HDP’ye gitse de değerli bir oranı kendisine yönelmiş olan bölge oylarını tekrar kazanması gerekiyor. Aksi halde adayını cumhurbaşkanı seçtirmesi ve TBMM’de çoğunluğu elde etmesi imkansız.
CHP genel lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi ‘Kürt sorunu’ tahlilinde legal bir muhatap olarak gören açıklaması muhalefet ismine yapılmış akılcı bir atılım.
DÜZGÜN Parti’nin ittifak içerisinde birlikte yer aldığı CHP’nin bu yeni açılımı karşısında sessiz kalması da o denli.
Muhalefet sandığa yansıyacak oyları bugünden etkilemeye çalışıyor. Açılımla değişik sebeplerle HDP’ye gitmeyecek bölge oylarının Millet İttifakı içerisinde kendine yer bulmasını sağlama çabasında muhalefet.
“Kürt sorunu yoktur” çıkışıyla MHP Cumhur İttifakı’nı sıkıntı duruma düşürdü.
New York’ta Türkevi üzere görkemli bir binayla temsil edilen AK Parti’nin 20 yıllık devrinin şatafat merakı, Türkiye’nin aktüel sıkıntılarıyla her gün imtihana tabi tutuluyor.
BM toplantıları vesilesiyle çıkılan New Yok seferlerini, devlet yahut hükümet liderleri, bugüne kadar, ekseriyetle mesken sahibi ülke olan ABD’nin lideriyle görüşme fırsatı olarak da değerlendirirlerdi.
Sanki Joe Biden ile bu kez da görüşme imkanı bulabilecek mi Cumhurbaşkanı Erdoğan?
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.