1 – İşçinin 8 saat mücadelesi: 1 Mayıs’ın kökenleri nelerdir?
8 saatlik işgünü kavramı ilk kez Robert Owen tarafından 1817 yılında İngiltere’de dile getirildi. Owen’ın sonraları slogana dönüşen formülü şöyleydi: 8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse…
Rosa Luxemburg 1894′te kaleme aldığı metinde şöyle anlatıyor 1 Mayıs’ın doğuşunu:
“Sekiz saatlik işgününü kazanmanın bir aracı olarak bir işçi bayramı kutlamasının kullanılması fikri ilk olarak Avustralya’da doğdu. İşçiler 1856′da, sekiz saatlik işgünü talepli bir gösteri olarak, mitingler ve kutlamalar eşliğinde bir günlük genel grev yapmaya karar verdiler. Bu kutlamanın tarihi de 21 Nisan olacaktı. İlk başta, Avustralyalı işçiler bunu sadece 1856 yılı için düşündüler.
Fakat bu ilk kutlama Avustralya’nın işçi kitlelerini ateşleyip yeni bir heyecana iterek, üzerlerinde o kadar güçlü bir etki yaratmıştı ki, bu kutlamanın her yıl yapılmasına karar verildi.
Avustralyalı işçileri ilk örnek alan Amerikalılar oldu. 1886′da 1 Mayıs’ın genel grev günü olmasına karar verdiler…”
2 – Haymarket Olayı
Bundan tam 128 yıl önce ABD’deki genel greve 350 bin, bazı kaynaklara göre yarım milyona yakın işçi katıldı. Grev ve gösteriler 1 Mayıs'tan sonra da devam etti.
3 Mayıs 1886’da Chicago’daki McCormick fabrikasında, en az altı işçinin hayatını kaybettiği bir çatışma yaşandı. Ertesi gün polis saldırısını protesto etmek için Haymarket Alanı'nda yapılan gösteride polis saflarının önünde patlayan bomba sonucu 7 polis hayatını kaybetti. Geri kalan polisler protestoculara ateş açtı. Belirsiz sayıda protestocu öldü ve yaralandı.
Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg ve Oscar Neebe.
Grevi örgütleyen sekiz kişi mahkemeye çıkartıldı. Zanlılarla bombalı saldırı arasında herhangi bir bağlantı kurulamadı ancak hepsi suçlu bulundu ve 4’ü idam edildi. Biri hücresinde ölü bulundu ve kayıtlara intihar olarak geçti.
İşçi önderlerinin idamından iki yıl sonra, 1889'da toplanan 2. Enternasyonal'in Paris Kongresi'nde 1 Mayıs birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kabul edildi.
3 – Karmaşık 1 Mayıs tarihimiz
Peki Osmanlı’da 1 Mayıs ilk kez ne zaman kutlandı? Bu tarihçiler tarafından yıllardır tartışılan bir konu. Çok yakın geçmişe kadar genel kanı ilk olarak Üsküp'te kutlandığı yönündeydi.
Ancak yukarıda görmüş olduğunuz Disk Genel-İş Sendikası’nın arşivinde yer alan bildiriye ve tarihçi Dr. Oktay Gökdemir'in verdiği bilgilere göre ilk 1 Mayıs, 1906'da Basmane Altınpark’taki bir çınar ağacının altında kutlandı.
Bildirinin günümüz Türkçesine çevirisi şu şekilde:
Cemiyet Reis Vekilleri Celil ve İsameddin Efendi 1906
İzmir’i 1909’da Üsküp izledi. İstanbul’da ise ilk 1 Mayıs kutlaması 1910’da yapıldı. Osmanlı döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yerlerden biri Selanik'ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
4 – İşgal altında 1 Mayıs
1919, 1920, 1921… 1 Mayıs işçi bayramları işgal altındaki İstanbul’da bağımsızlık mitinglerine dönüştü. İşgal güçlerinin yasaklamalarına rağmen kutlamalara katılımlar yoğundu.
1922 yılındaki 1 Mayıs işçi bayramı ise bu kutlamalar arasında en dikkat çekeni oldu.
Tevhid-i Efkar gazetesi işgal güçlerinin yasaklamasına ve askeri suç kabul edileceğini açıklamasına rağmen müdahale etmediği o eylem gününü şöyle anlatıyor:
1 Mayıs 1922 Ankara İmalat-ı Harbiye işçileri
5 – Ankara'da ilk 1 Mayıs
Prof. Dr. Mete Tunçay 1922 1 Mayıs'ını “Türkiye'de Sol Akımlar” adlı eserinde şu şekilde aktarır:
-
1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edildi.
-
1924`te hükümet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
-
1925`te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu.
-
1935 yılında 1 Mayıs`a “Bahar ve Çiçek Bayramı” adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
27 Mayıs 1960’ta Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul edildiği 24 Temmuz 1 Mayıs yerine önerilse de, bu öneri kabul görmedi.
1960'lı yıllarda, işçi hareketi gerçek bir gelişme ve sıçrama yaşamasına rağmen, kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapılmadı.
Yasaklamalar 1976’ya kadar sürdü. DİSK öncülüğünde ilk kez kitlesel olarak Taksim Meydanı’nda kutlandı.
6 – Tarihimizde kara bir leke: Kanlı 1 Mayıs
1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi Taksim Meydanı’na yürüdü.
DİSK başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonlarına doğru meydanda silah sesleri duyuldu.
'Ve üç el silah patladı… Üç el silahın sesi sanki birkaç saniye havada asılı kaldı…'
Devamı Nokta Dergisi'nin 4 Mayıs 1986 tarihli İpek Çalışlar ve Güldal Kızıldemir imzalı Kanlı 1 Mayıs yazısından:
1977 1 Mayıs'ının başına “kanlı” sıfatının eklenmesine yol açan ölümlerin çoğu, Kazancı Yokuşu'nun meydana geldi.
Kanlı 1 Mayıs’ın üzerindeki esrar perdesi öyle kalındır ki bugün hala hayatını kaybeden kişi sayısı hakkında çelişkili ifadeler görmek mümkün. 1 Mayıs 1977 davasının ilk savcısı Dr. Çetin Yetkin’in iddianamesine göre, beş kişi kurşunla vurularak, bir kişi panzerle ezilerek öldürüldü. Diğer can kayıpları panik ve izdiham yüzünden ezilme ve havasızlıktan boğulma sonucu gerçekleşti.
Kanlı 1 Mayıs’ın aynı zamanda canlı bir tanığı olan Nazım Alpman’ın hazırladığı ‘Emeğin Kanlı Düğünü’ adlı belgeselde hayatını kaybeden kişi sayısının gerçekte 44 olduğu belirtiliyor. Bu kanlı bilânço, DİSK raporu ve iddianamenin çapraz karşılaştırması neticesinde elde edilen sonuç.
Cumhuriyet Savcısı Çetin Yetkin’in basına yansıyan ifadelerine göre ne otopsi yapıldı, ne de balistik inceleme. Fotoğraflar kayboldu, dosya giderek küçüldü.
Bu davanın iddianamesini hazırlayan altı savcı yardımcısı ise, iddianamede cevaplanamayan şu sorulara ve şu görüşlere yer vermişti:
“Inter Continental Otelinin önü yüzden fazla toplum polisi memuru tarafından korunduğuna göre, bu silahlı şahısların uzun menzilli silahların ile otele nasıl girip nasıl çıktıkları suali cevapsız kalmaktadır.
Yanıtı aranan sorular şöyle sıralanabilir;
“O günün polis telsizlerinin bant kayıtları nasıl kaybolmuştu?
Yukarıda sözü geçen panzere ısrarla kim emir vermişti?
Taksim Sular İdaresi duvarı üzerinden, elleri başının üzerinde indirilenler kimlerdi? Neden salıverilmişlerdi?
Sıraselviler-Gümüşsuyu yönünde çevreye ateş ederek geçen sivil plakalı beyaz Renault'da kimler vardı?
Emniyet aracı olduğu iddia edilen bu araçta, Samsun'da görevli Alaattin adlı bir binbaşı bulunuyor muydu?
Intercontinental Oteli 3 gün rezervasyon kabul etmemiş olduğu halde, 1 Mayıs sabahı Yeşilköy'den otele gelip yerleşen ve olaydan sonra Salı akşamı İstanbul'u terk eden yabancı bir kafile var mıydı?”
Pamuk Eczanesi'nin üst katında, sahibi tarafından pazar günü açılmayan bir otomobil acentasının kapısını anahtarla açıp giren, bir süre çekirdek yiyip, sigara içerek bekleyen, oradan dışarı ateş ettikten sonra silahları dosyalar arasına saklayıp çıkanlar kimlerdi?”
Yüzlerce kişi gözaltına alındı fakat hiçbirinin olayla doğrudan ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenemedi ve olay aydınlatılamadı. Bugün hala faili meçhul olan Kanlı 1 Mayıs, 12 Eylül’e doğru giden karanlık yolun başlangıcı olarak kabul edilir…
7 – 1978-2010 arasında ne oldu?
Gazeteci Ayça Örer şöyle özetliyor:
-
12 Eylül askeri darbesiyle 1 Mayıs yasaklar zincirinde yerini aldı. Yasağa rağmen kısa süreli iş bırakmalar, bayramlaşmalar ve bildiri dağıtmalarla etkinlikler devam etti.
-
8 yıl aradan sonra 1987’de sendika, milletvekilleri, aydın ve sanatçılar bin kişilik bir grupla Taksim Anıtı’na çelenk bırakmak istedi.
-
1989’da yeniden Taksim çağrısı yapıldı. Şişhane tarafında toplanan kitleye açılan ateş sırasında Mehmet Akif Dalcı isimli işçi hayatını kaybetti.
-
1990’da Taksim’e çıkmak isteyenlere izin verilmedi, çıkan olaylarda İTÜ öğrencisi Gülay Beceren felç oldu.
-
1991, 1992, 1993 yıllarında sendikalar Taksim’de ısrar etti ve çatışmalar yaşandı. 1994-1995 yılında Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı’nda toplanıldı.
-
12 Eylül sonrası en kitlesel 1 Mayıs 1996’da Kadıköy’de gerçekleştirildi. Uzun süren çatışmalara sahne olan bu 1 Mayıs’ta 3 kişi hayatını kaybetti.
-
1997’den 2004’e kadar mitingler Çağlayan’da gerçekleştirildi. 1997 ve 1998 yoğun çatışmaların yaşandığı yıllar oldu.
-
2004’te sendikalar Taksim için başvuru yaptı, ara formül olarak Saraçhane’den buluşularak Yenikapı’ya yüründü.
-
9 yıl aradan sonra Kadıköy resmi miting alanı olarak 2005 ve 2006’da 1 Mayıs’a ev sahipliği yaptı. 2007’den sendikalar, buluşma yeri adresi olarak Taksim’i gösterdi.
-
2007, 2008, 2009’da yoğun çatışmaların ardından Taksim 1 Mayıs’a açıldı.
8 – Ve 32 yıl sonra Taksim'de 1 Mayıs coşkusu
Sendikaların 2010’da yaptığı başvuru kabul edildi ve 1 Mayıs 32 yıl sonra Taksim’de ilk kez resmi olarak kutlandı.
TÜRK-İŞ'in de aralarında bulunduğu 6 memur ve işçi konfederasyonunun başkanları, Taksim'de 1 Mayıs 1977'de çıkan olaylarda hayatını kaybedenleri, Kazancı Yokuşu'nun başındaki 1 Mayıs anıtına karanfiller bırakarak andı.
9 – Sosyal medyada çok paylaşılan o fotoğraf…
Bu ara sosyal medyada çok paylaşılan bu fotoğrafı gazeteci Fatih Polat 2010 yılının 1 Mayıs'ında çekti.
10 – Erdoğan 2010'da ne demişti?
Taksim’de 2010 yılında kutlanan 1 Mayıs sonrası Başbakan Erdoğan, AKP grup toplantısında yaptığı o konuşmada şunları söyledi:
11 – Peki Taksim neden kutlamalara tekrar kapandı?
Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel 2 Mayıs 2013'te kaleme aldığı yazıdan:
12. 2014: Kapalı yollar ve 'sembolik nitelikteki gruplar…'
Efkan Âlâ ‘Bir yasaktan söz etmemeliyiz’ diyordu: “Kutlama yeri olmadığı için izin verilmemiştir demek daha doğru olur.”
Vali Hüseyin Avni Mutlu ise adres olarak Yenikapı’yı gösterdi: “1 Mayıs’ta Taksim’de çelenk sunma ve Kazancı Yokuşu’ndaki anmaların yapılmasını, Taksim ruhunun yaşatılması bakımından önemli görüyoruz. Yenikapı’ya gidişte aslında herhangi bir problem yok. Şehrin, rahatlıkla ulaşım vasıtasıyla gidilebilecek bir alanıdır.”
Son sözü ise dönemin Başbakan'ı Erdoğan söyledi: “Taksim’den umudunuzu kesin… Devletle gerilime girmeyin. Bu topraklarda 1 Mayıs’a hak ettiği değeri biz verdik, sol mu verdi? Sendika başkanı burası bizim kutsalımızdır diyor. Nasıl bir kutsalsa. Belli bir kabir ziyareti yapacaksan, anıt ziyaret edeceksen çelenk koyarsın… Bak sizin için metro da yaptık, Taksim’den Yenikapı’ya geçebilirsin… O gün biz İstanbul’da resmi toplu taşıma araçlarını ücretsiz de yaparız. Daha ne yapacağız ya?”
Taksim Meydan' civarına barikatlar yerleştirildi. Taksim’e metro ve füniküler seferleri iptal edildi. İstanbul semalarının bazı bölgeleri hava araçlarına kapatıldı. İETT Söğütlüçeşme-Cevizlibağ seferlerinin yapılmayacağını duyurdu. Vapur seferleri de ulaşım engelinden nasibini aldı.
Özetle İstanbul'un ulaşım ağı 1 Mayıs nedeniyle önemli ölçüde durduruldu.
13. Taksim, AİHM kararlarına nasıl girdi?
DİSK ve KESK 2008’deki 1 Mayıs’a yapılan sert müdahalenin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş, mahkeme 22 Kasım 2012’de verdiği kararla hükümeti mahkum etmiş ve ifade ve toplantı özgürlüğünün ihlal edildiği belirtilmişti.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun ifadesiyle “İlk defa bir meydan, ulusalüstü hukuk alanında bir hakkın temel unsuru olarak kabul edildi. İlk kez bir meydan, Avrupa İnsan Hakları Sistemi’nde bir özne olarak yer aldı.”
14. 2015 yılında İstanbul'daki kutlamalara Taksim ablukası ve gözaltılar damgasını vurdu
Adem Altan – AFP
1 Mayıs Türkiye'nin pek çok şehrinde olaysız ve görkemli mitinglerle kutlandı.
Sıhhiye Meydanı'nda yapılan 1 Mayıs Ankara'da son yılların en kitlesel gösterilerinden biri oldu.
İstanbul'daki kutlamalara ise Taksim ablukası ve gözaltılar damgasını vurdu. 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak için Beşiktaş'tan yürüyüşe geçmeye çalışan gruplara polis müdahale etti.
Beşiktaş'taki 1 Mayıs kutlamaları sırasında bir genç karnından bıçaklandı. İstanbul Valisi Vasip Şahin yaptığı açıklamada 203 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Şahin ayrıca 6 polis ve 18 göstericinin yaralandığı bilgisini paylaştı.
Avukatların oluşturduğu Kriz Masası ise gözaltı sayısının en az 356 olduğunu duyurdu.
Taksim'de Komünist Parti üyesi gözaltına alınırken Anadolu Ajansı objektiflerine yansıyan 'o an'
Hafızaları tazelemek için bakınız: 3 yıl önce 1 Mayıs'ta yaşanlar
15. Finali 1 Mayıs Marşı'nın hikayesi ile yapalım
Cem Karaca'nın sesinden 1 Mayıs Marşı
1974′te Ankara Sanat Tiyatrosu, Gorki’nin ‘Ana’ romanından Bertolt Brecht tarafından uyarlanan oyunu sahneye koyacaktır. Oyunun müziklerini hazırlayacak olan kişi ise Sarper Özsan’dır.
Oyunda, Rusya’daki kanlı 1 Mayıs sahnesinin bir işçi marşıyla başlayacağı belirtilmiştir. Bunun üzerine Özsan, 1 Mayıs Marşı’nı yazar ve besteler. Marş çok beğenilir ve 1976′dan itibaren meydanlarda, sokaklarda hep bir ağızdan söylenir.