2040’a kadar en büyük risk “biyolojik tehlike”, “siber tehditler” ve “uzay çatışması” olarak görülüyor.
Oxford Üniversitesi’nden Nayef Al-Rodhan, gelecek 20 yılda dünya için en büyük risklerin “biyolojik tehlikeler”, “siber tehditler” ve “uzay çatışmaları” olduğunu bildirdi.
BİYOLOJİK TEHLİKELER
Yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınının neden olduğu kriz, dünya ekonomisini ve sağlık sistemini uçurumun eşiğine getirirken, Al-Rodhan, Covid-19 salgınındaki tek önemli noktanın ölümcül bir patojen içerebilecek gelecekteki bir virüse daha iyi hazırlanma ve mevcut yetenekleri artırma eğilimi olduğunu belirtti.
Al-Rodhan, Kovid-19 salgınını izleme ve bilgi paylaşımında devletler arasındaki belirgin iş birliği eksikliğine işaret ederek, gelecekte kendiliğinden veya insan yapımı ortaya çıkacak bir virüsün muhtemelen çok daha tehlikeli olacağını vurguladı.
Böyle bir virüsün kökenini belirleme ve yayılmasını önlemenin sadece bir halk sağlığı önceliği olmadığını belirten Al-Rodhan, aynı zamanda ulusal ve uluslararası bir ekonomik, politik ve güvenlik krizini önlemede de önem taşıdığını kaydetti.
Al-Rodhan, bir başka büyük salgında yüz maskeleri ve ventilatörlerden çok daha fazla ekipmana, bunları temin etmek için çok daha iyi ve hızlı ulusal yanıtlara, uluslararası iş birliğine ihtiyaç olabileceğini aktardı.
SİBER TEHDİTLER
ABD’de Hazine, Ticaret, İç Güvenlik Bakanlıkları başta olmak üzere birçok kuruma yönelik yapılan ve arkasında Rusya’nın olduğu iddia edilen siber saldırının yankıları devam ederken Al-Rodhan, gelecekte büyük risk taşıyan konulardan birinin de siber tehditler olduğunu, bu konudaki olası aksamaların, finansal erimeyi, kritik altyapının çökmesini, nükleer ve biyolojik tesislerin aksamasını sağlayacağını belirtti.
Al-Rodhan, siber saldırıların devletler veya devlet dışı aktörler tarafından tetiklenebileceğini ve ciddi sonuçları olabileceğini vurguladı.
UZAY ÇATIŞMALARI
Oxford Üniversitesi’nden Al-Rodhan, uydu sayılarındaki artış, özel sektörün uzay yarışına katılımı, devletlerin güç politikası, ekonomik rekabet ve uzayın barış ile savaştaki karasal meselelerde kritik öneminin uzayın giderek daha çekişmeli ve rekabetçi hale gelmesini sağladığını kaydetti.
Uzay çöplüğünün hızlı büyümesi ve uzayın askerileştirilmesinin potansiyel riskler ve çatışma için tehdit olarak değerlendirildiğine işaret eden Al-Rodhan, son yıllarda kamu ve özel sektör aktörlerinin egemenliklerini ortaya koymaya çalışması ya da uzay teknolojileri ve altyapısının kar getiren fırsatlardan yararlanmaya çalışmasıyla uzayın giderek daha tartışmalı hale geldiğini savundu.
Al-Rodhan, pek çok devlet tarafından “Uzay Kuvvetleri” oluşturulması ve Uydu Karşıtı Silah Testleri (ASAT) yapılmasının uzayın askerileştirilmesine kanıt olarak gösterilebileceğini aktardı.
İnsanlığın sivil uçuşlar, mobil telefon, internet, GPS ve tele-tıp gibi günlük yaşam için giderek ve geri dönülemez biçimde uzaya bağımlı hale geldiğini vurgulayan Al-Rodhan, devletlerin uzay bağlantılı sistemlere bağımlı kaldığını kaydetti.