Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Lideri Dr. Tevfik Türk, zeytin rekoltesinde geçmiş yıllara oranla bu yıl daha fazla düşüş yaşanacağını söylerken, tüketicilerin bu yıl zeytinyağı alabilmesinin pek mümkün olmadığını lisana getirdi.
Son bir yılda gübrede yüzde 200, ziraî ilaçlarda yüzde 150 ve mazotta yüzde 40’a varan artışın, TARİŞ’in zeytinyağı alım fiyatlarına yüzde 35 artırım olarak yansıdığını hatırlatan Tevfik Türk, buna sürece, paketleme, nakliyecilik ve satış-pazarlama masraflarındaki artışlar da eklendiğinde zeytinyağı fiyatlarının artacağını söyledi.
Kozmik gazetesinden Ramis Sağlam’ın haberine nazaran; iklim krizinin de net olarak görülmeye başlandığı düşünüldüğü vakit mevsimsel değişikliklerde planlamanın yapılamaz hale getirdiğini söyleyen Türk, “Bu yıl dönem başında-çiçeklenme döneminde- çok hoş görünen dönem yüksek sıcaklıkların yaşandığı yaz devrinde kaliteyi ve rekolteyi etkiledi. Bir de Muğla ve Antalya’daki orman yangınları ortaya çıkınca envanterimizin olmamasından kaynaklı kaybettiğimiz zeytin ağacı varlığımız tam olarak bilinmemektedir. Lakin geçen yıla nazaran bu yıl düşüş yaşanması öngörülmektedir” diye konuştu.
“Para cezalarının caydırıcılığının artırılması gerekir”
Sıvı yağlar, bilhassa zeytinyağı taklit ve tağşişe en çok maruz kalan eserlerin başında geliyor. Bunu önlemek için kontrollerin sıklaştırılması gerektiğini belirten Besin Mühendisleri Odası (GMO) İzmir Şube Lideri İbrahim Uğur Toprak, taklit, tağşiş ve hileli besin üreten firmaların ifşasının yetmeyeceğini, para cezalarının caydırıcılığının da artırılması gerektiğini söyledi.
Kalıcı tahlilin yardımlarla ya da hibelerle sağlanamayacağını söz eden Toprak, “Tarım siyasetlerinin temel maksadının ülke nüfusunu nitelik ve nicelik olarak besleyecek bir ziraî üretim seviyesinin sağlanması gerekir. Yanlışsız ve kâfi beslenmede besin çeşitliliğinin değerli olduğunu ve bunu fakat yerli tarım, yerli üretimle sağlayabileceğimizi, halkımızın herkes üzere sağlıklı, kültürel açıdan uygun ve sürdürülebilir besine ulaşma hakkı olduğunu savunuyoruz.
Paramız var ki ithal ediyoruz mantığından vazgeçilmelidir. Unutulmamalıdır ki, ithal etmek yerine üreticiyi destekleyip tüketiciye emniyetli gıdayı ulaştırmak devletin asli misyonlarından biridir ve bunun ne kadar kıymetli olduğunu pandemi sürecinde bir sefer daha anladık” diye konuştu.
