2016 yılından beri Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski DTP Eş Genel Lideri ve HDP Eş Genel Lider Yardımcısı Aysel Tuğluk’un sıhhat durumunun bir müddettir berbata gittiği lisana getiriliyor.
Avukat Reyhan Yalçındağ’ın aktardığı bilgilere nazaran, Aysel Tuğluk hafıza kaybı yaşıyor ve günlük işlerini tek başına yapamaz hale geldi:
”Şöyle düşünün; her birimizin bir günde yapması gereken aktiviteler var. Bunun içine yeme, içme, öz bakım, konuşma, yazma, okuma girmez mi? Bunların içerisinden kimilerini çıkardığınız da geriye ne kalır? Kimsenin yardımı olmadan bir başına kalamayacak bir insan kalır…Günlük bir rutin içerisinde bir sürü şeyi unuttuğunuzu düşünün. Nasıl yol alabilirsiniz tek başınıza, imkanı var mı? Olamaz. Ayrıyeten bu halde bile kendisi bir hassasiyet yaşıyor. Aysel Hanım uzunca bir mühlet cezaevinde daha ağır şartlarda olan mahpuslar var diyerek kendisinin gündeme getirilmesinin haksızlık yaratabileceğini düşündü. ‘
Euronews’in haberine nazaran Avukat Yalçındağ, tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk’u hafıza kaybına götüren sürecin ardında annesinin cenazesine yapılan atak olduğunu lisana getiriyor. Yalçındağ’ın kelamlarına şöyle devam ediyor:
“Aysel Hanımın bugün yaşadığı sürecin müsebbibi o gün mezarlıkta bizlere saldıranlar ve onları koruyan siyasi iktidardır”
”Cezaevinde birinci yılı dolmadan annesinin mevt haberini aldı. Ve müsaadeli olarak çıkarıldı. Ben de bu süreçte avukatı olarak yanındaydım. Ve bizim annesinin defin süreci esnasında yaşadıklarımız var. Bu şu anda bu ülkede yaşayan 80 milyon insanı yakından ilgilendiren bir problem. Mezarlığa girdiğimiz andan itibaren ırkçı kelamlı hücumlara ve tacize maruz kaldık, ardından de hepimize yönelik fiziken taşlı ataklar başladı. Bu durum defin esnasında ve sonrasında da daha müthiş bir hal alarak devam etti. Havaya ateş de açmaya başladılar. Bugün değerlendirdiğimde vahim bir katliam çıkabilirdi. Aysel Hanım bütün bunları, gördü, duydu, yaşadı ve tanıklık etti. Naaşın yine gömüldüğü yerden çıkarılmasına da tanıklık etti. Gün be gün Sayın Tuğluk’un bu tesirden kurtulamadığını, üzerinde kalıcı tesirler bıraktığını gözlemledik. Ve hatta cezaevi yönetimi ve işçisi ile eş vakitli gözlemledik. Çok ağır bir hale döndüğünü gözlemledik. Aysel Hanımın bugün yaşadığı bu sürecin müsebbibi o gün o mezarlıkta bizlere saldıranlardır, onları koruyan kollayan siyasi iktidarın kendisidir.’’
Kocaeli Tıp Fakültesi İsimli Tıp Ana Bilim Kısmı Başkanlığı: ‘Aysel Tuğluk’un cezasının infazı ertelenmeli’
Tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk, yaklaşık sekiz ay boyunca Kocaeli Tıp Fakültesi İsimli Tıp Ana Bilim Kolu Başkanlığı’ndaki dokuz uzman tabip tarafından muayene edildi.
Bu muayene sonunda Kocaeli Tıp Fakültesi, siyasetçi Aysel Tuğluk için; “Hastalığının kronik seyirli olduğu ve ilerleyici vasıf arz ettiği, cezaevi şartlarında sağlanabilecek tıbbi takviye ve bakımının yeterliliğinde sorun yaşanabileceği, ceza infaz kurumu şartlarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceğine ve hasebiyle cezasının infazının ertelenmesi” tespitinde bulundu.
Temmuz ayında açıklanan bu rapordan sonra hem avukatları hem de cezaevi yönetimi Tuğluk’un İstanbul ATK Başkanlığı’na sevkini talep etti.
İsimli Tıp: Cezaevi koşullarında hayatına devam edebilir
Lakin İstanbul İsimli Tıp Kurumu (ATK) Başkanlığı, Aysel Tuğluk için yakın vakitte hazırladığı raporda; “Hayatını yalnız idame ettirebileceği, tedavisi ve önerilen aralıklarla sistemli poliklinik denetimlerinin sağlanarak cezaevi kaidelerinde infazına devam ettirebileceği…” sözlerine yer verdi.
Bunun üzerine Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı; İsimli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun raporunu temel alarak, 03 Eylül 2021 tarihinde infaz erteleme talebini reddetti.
ATK’nin tespitine ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı kararına yansılı olan Tuğluk’un avukatı Reyhan Yalçındağ, kararın siyasi olduğunu vurguluyor:
”Biz müvekkilimizin bir an evvel tahliye edilmesi gerektiğini söyledik, cezaevinde tek bir an kendini idame ettiremeyeceğine dair dokuz kişilik bir uzman raporu var. Fakat burada bir Türkiye klasiği yaşadık. Maalesef İsimli Tıp Kurumu Başkanlığı politik mahpusların cezalarını ertelemiyor. Hasta mahpusların bulunduğu, cezaevlerinin bağlı olduğu tıp fakültelerinin isimli tıp kurumlarını by-pass eden, yok sayan ve onlar uzman doktor değilmiş üzere davranan bir ATK Başkanlığımız var. Yalnızca siyasi bir departman olarak duruyor. Tıp etiğinden uzak raporlar veriyor.”
”ATK muayenesi sırasında doktorlar Tuğluk’a rencide edici telaffuzlarda bulunmuş”
”Tuğluk’un bize aktardığına nazaran çok kısa bir muayene gerçekleştirdiler. Biraz sözel manada da beğenilen olmayan bir tavırla karşı karşıya kalmış. Gururunu rencide eden telaffuzlarda bulunmuş tabipler. Ve bu kısa görüşme sonrası tıpkı gün bu rapor hazırlandı. Bir tarafta sekiz aylık muayene sonucu hazırlanmış bir rapor, öbür tarafta da Aysel Hanımı bir sefer gören üç beş dakika içerisinde hazırlanan bir rapor var. ”
Avukat Yalçındağ, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na da müracatta bulunarak her iki rapor ortasındaki uyumsuzluk ve çelişkilerin açığa çıkarılmasını istediklerini ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın bu müracaat sonucunda alternatif bir rapor hazırladığını belirtiyor:
TİHV: ”Her iki raporda çelişkiler var, Tuğluk’un durumu ATK bünyesinde bir üst şura tarafından incelenmeli”
”Türkiye İnsan Hakları Vakfı raporunda değerli çelişkilerin olduğunu ve bunların giderilmesi için mutlak suretle Tuğluk’un bir üst konsey tarafından tekrar ATK bünyesinde muayenesinin kural olduğu söyledi. Bu rapor da mevcut ve Adalet Bakanlığı biliyor. Biz ATK Üst Konseyi’ne da itiraz ettik. Ancak elimizdeki raporlara karşın bir uzatma hali var. Ne evet ne hayır deniliyor, donmuş durumda.”
Avukat Yalçındağ ayrıyeten, Aysel Tuğluk için infaz erteleme sağlanması gerektiğini söylüyor:
”Bir sefer daha diyoruz ki; tek bir gün kaybetmeyelim. Tıp etiğine, ahlaka, bilime ve hukuka dönün. İtirazlarımızı kabul edin. Ve Sayın Tuğluk’un gerekli muayenesi gerçekleştirildikten sonra durumuna uygun bir rapor hazırlanarak infaz ertelemesi sağlansın.”
İHD: Kocaeli Üniversite İsimli Tıp raporunda, Aysel Tuğluk’un ‘demans’ hastalığının olduğu açık biçimde tabir edilmiştir
Aysel Tuğluk’un sıhhat problemlerine ait geçtiğimiz aylarda İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Kurulu da bir açıklama yaptı.
Aysel Tuğluk’un özgür bırakılması için davet yapan İHD İstanbul Şubesi Hapishane Kurulu, ”12 Temmuz 2021 tarihli Kocaeli Üniversite İsimli Tıp raporunda, Aysel Tuğluk’un ‘demans’ hastalığının olduğu, hayatını sürdürmek için ikinci şahısların yardımına muhtaçlık duyduğu açık biçimde söz edilmiştir. Hastalığı süratle ilerleyen Tuğluk’un hayatı riske atılıyor.” tabirlerini kullandı.
Ne olmuştu?
Aysel Tuğluk, HDP Eş Genel Lider Yardımcısı vazifesinde bulunduğu devirde, 29 Aralık 2016’da tutuklanmıştı. Tuğluk hakkında hazırlanan iddianamede, DTK Eş Başkanlığı periyodunda yaptığı açıklamalar ve faaliyetleri nedeniyle suçlanmıştı.
16 Mart 2018’de kararını açıklayan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Aysel Tuğluk’a “örgüt yöneticisi olmak” savıyla 10 yıl mahpus cezası vermişti. Yapılan itirazlara karşın, Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Tuğluk hakkında verilen mahpus cezasını onadı.
Son olarak ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6-8 Ekim Kobani hareketlerine ait yürütülen soruşturma kapsamında eski HDP milletvekili Aysel Tuğluk için tutuklama kararı verilmişti.
Aysel Tuğluk hakkında
Aysel Tuğluk uzun bir mühlet özgür avukat olarak çalıştı. Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı İdare Konseyi üyesi, İnsan Hakları Derneği Üyesi ve Yurtsever Bayanlar Derneği kurucusu oldu.
Demokratik Toplum Partisi’nde (DTP) Eş Başkanlık yaptı. 2007-2009 yılları ortasında Diyarbakır milletvekili, 2011-2015 yıllarında HDP Van milletvekili oldu. Ayrıyeten HDP Hukuk ve İnsan Haklarından sorumlu eski Eş Genel Lider Yardımcılığı vazifesini sürdürdü.