Hak ihlalleriyle gündeme gelen İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde işkenceye maruz kaldığını söyleyerek açlık grevine başlayan sığınmacı A.İ.’nin, dövülerek İstanbul’a nakledildiği ifade edildi. A.İ.’nin avukatı Aytekin Aktaş, “Müvekkilimin maruz kaldığı muamelenin asıl kaynağı olarak, Harmandalı GGM’deki uyuşturucu trafiği hakkında ihbarda bulunmuş olması ve bu konuya karışmış olan idari yöneticilerin ve personelin rahatsız olması tahmin edilmektedir” dedi. Harmandalı GGM’de yaşanan bu insanlık dışı uygulamalarla İzmir Barosu olarak ciddi bir mücadele içinde olduklarını kaydeden Aktaş, konu hakkında bütün baroları özenli olmaya çağırdı.
“Sistemli şekilde fiziksel ve psikolojik işkence”
Sendika.org’un haberine göre avukat Aytekin Aktaş, 3 Eylül’de Harmandalı GGM’de A.İ. ile görüştü. avukat Aktaş, A.İ’nin uzun süredir sistemli şekilde fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını ancak ihtiyaç duyduğu tıbbi desteği alamadığını kendisine aktardığını belirtti.
Oturma izni süresi biten, bu nedenle yakalanıp tutuklanan A.İ’nin, geçtiğimiz temmuz ayında tahliye edildikten sonra hakkında herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen “kamu düzeni ve sağlığını tehdit ettiği” gerekçesiyle jandarma tarafından Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne getirildi. Avukat Aktaş ayrıca, A.İ. hakkında 20 Temmuz 2019 tarihli sınır dışı etme ve idari gözetim kararlarının mevcut olduğunu kaydetti.
Kötü muamele sebebiyle intihar
Ailesini yitiren, olayın travması sebebiyle ülkesine dönmek istemeyen A.İ’nin, geri gönderileceği korkusuyla merkezde bulunduğu odada 25 Temmuz’da kendisini asarak intihar ettiği ve intiharın önlenmemesi için de odasını ateşe verdiği belirtildi. A.İ. ile görüşen avukat Aktaş, intihar kararını almasının sebebinin maruz kaldığı kötü muamele, herhangi bir açıklama yapılmaksızın birkaç sefer zorla ve kandırılarak sınır dışı edilmeye çalışılmak istenmesi ve yaşadığı psikolojik travma olduğunu aktardı.
31 Ağustos’ta açlık grevine başladı
10 Ağustos’ta Menemen Devlet Hastanesi’ne sevk edilen A.İ, kendisine ilaç yazıldığını, yaklaşık 10 gün bu ilaçları kullanmasının ardından durumunun daha da kötü olduğunu, psikolojisinin iyice bozulduğunu kaydetti. Bunun üzerine ilaç kullanımını bırakan A.İ, 31 Ağustos itibariyle açlık grevine başladı. Ancak açlık grevindeki A.İ’nin sağlık durumunun kontrol edilmesi amacıyla herhangi bir tıbbi kontrol veya doktor muayenesi gerçekleştirilmedi.
A.İ’nin 10 Eylül’de İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nden, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve kalabalık bir güvenlik/jandarma grubu tarafından feci şekilde dövülerek İstanbul Çatalca’da Binkılıç Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildiğini söyleyen Avukat Aktaş, şunları kaydetti:
“Bu süreçte müvekkilin kolu kırılmış, omzu çıkmış, boynu kesilmiş, vücudunun birçok yerinde morluklar ve sıyrıklar oluşmuştur. Müvekkil çırılçıplak soyulmuş, makatının içine kadar el sokulmuş ve cinsel tacize varan muameleye maruz kalmıştır. Müvekkile ters kelepçe uygulanmış, bunun yanımda ayak bileklerinden, bacaklarından ve boynundan kelepçelenmiştir. Müvekkil bu haldeyken nakil arabası içine gelen doktor ve sağlık personeli müvekkili hiç görmeden ve tedavi etmeden sağlıklı olduğu yönünde rapor imzalamışlardır. Müvekkil Hocalı Katliamı mağdurlarından olup, benzeri işkencelere öncesinde de maruz kaldığından psikolojisi oldukça bozuktur. Merkezde 3 kez intihar etmiştir. İntihara eğilimlidir. Müvekkilin maruz kaldığı muamelenin asıl kaynağı olarak, müvekkilin Harmandalı GGM’deki uyuşturucu trafiği hakkında ihbarda bulunmuş olması ve bu konuya karışmış olan idari yöneticilerin ve personelin rahatsız olması tahmin edilmektedir.”
“Dava açtık, baro olarak ciddi mücadele halindeyiz”
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan avukat Aktaş şunları kaydetti:
“Ülkemizdeki yabancıların İdari Gözetim ve Sınır Dışı Etme işlemlerinde yetili kurum olan valiliklere bağlı İl Göç İdaresi Müdürlükleri ve Geri Gönderme Merkezleri’nde yoğun şekilde insan hakları ihlallerinin yaşandığı bilinmektedir. Müvekkilim de yoğun şekilde işkenceye ve insan hakları ihlallerine maruz kalmıştır. İdari gözetim kararına karşı İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne, sınır dışı etme kararına karşı da İzmir 1. İdare Mahkemesi’ne davamızı açtık. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’na da işkenceyle ilgili ihbarda bulunduk. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne tedbir talepli bireysel başvuruda bulunduk. Öte yandan İHD ile sürecin takibi ve Birleşmiş milletlere raporlanması konusunda irtibat halindeyiz. Müvekkille ilgili sürecin yakinen takipçisiyiz. Harmandalı GGM’de yaşanan bu insanlık dışı uygulamalarla İzmir Barosu olarak ciddi bir mücadele halindeyiz. Bu konuda tüm baroları özenli olmaya davet ediyorum.”