Artık hayvanlar 'eşya' olmaktan kurtulup “canlı' gibi korunacak. Hayvan hakları önlemlerini almayan belediye başkanları yargılanacak. Evdeki hayvanlara çip takılacak, sokağa bırakanlara da 10 bin TL'ye kadar ceza var.
TBMM Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yel, hazırladıkları 36 maddelik Hayvan Hakları Kanun Teklifi'nin iki ay içinde Meclis'e geleceğini açıkladı.
“Hayvanseveriz, çektikleri çileyi ruhumuzda hissediyoruz”
Teklifin detayları, Hürriyet gazetesinden Umut Erdem'in haberinde Mustafa Yel'in ağzından şöyle yer aldı:
“Teklifi grup başkanlarımıza sunduk. Şu anda yaptığım çalışmayı inceliyorlar. İnşallah şubat ayı içerisinde Tarım Orman Komisyonumuza gelir, sonrasında da Genel Kurul'da görüşülür. En geç iki ay içinde çıkar. Raporda neyse onu kanun haline getirdim. Hayvanseverleri de mutlu edebilecek çözümleri önerdik. İşin birinci raundu bitti, daha maç bitmedi. Birinci raund önemliydi. Hayvanseveriz, çektikleri çileyi ruhumuzda hissediyoruz.”
“Hayvanlara karşı işlenen suçlar Türk Ceza Kanunu’na göre işlem görecek”
“En çok önemsediğim, hayvanların canlı olarak tanımlanması çok önemliydi. Mevcut kanun eşya olarak tanımlıyor. Şu fincana vereceğiniz herhangi bir zararla, herhangi bir kedi ve köpeğe vereceğimiz zarar aynı mantıkla cezalandırılıyor. Hayvanlara karşı işlenen suçlar Türk Ceza Kanunu’na göre işlem görecek. Hayvana işkence ve kötü muamelede bulunanlara cezaların farklı şekilleri olacak. Örneğin nesli tehlikede olan hayvanı öldürene veya şiddet uygulayana ceza miktarı bir kat daha arttırılacak. Kötü muameleye en az iki yıl ve ertelenmeyen, paraya dönüştürülmeyen bir ceza öneriyoruz. Evdeki hayvanlara çip takacağız. Sokağa bırakanlara da 10 bin TL’ye kadar ceza olacak.”
“Faytonlar düz alanda gitmek kaydıyla, bazı alanlarda kullanılabilir”
“Faytonun tamamen kalkmasından yana değilim. Bu konuda iyi örnekler de var. Düz alanda gitmek kaydıyla, bazı alanlarda kullanılabilir. İl Hayvan Hakları Kurulu’na bu konuda görev verelim. İsterlerse yasaklanabilir. İhlal olmamak kaydıyla müsaade edilebilir. Bu kurullar kâğıt üzerinde işleyen kurullar olmuşlar. Biz bunların dinamik kurullar olmasını istiyoruz. Valilik başkanlık yapsın. Mutlaka barolardan avukat, sivil toplum kuruluşlarından da temsilciler olsun.”
“Petshop aynı zamanda hayvanseverlerin de kontrol ettiği yerlerdir”
“Petshop’larda köpek taş çatlasa bir ay kalır. Satıldıktan sonra pek çok köpek kafeste veya daracık alanda kalıyor. Ondan sonrasını kimse tartışmıyor. Zincire bağlanıyorlar. Kimse buna bir şey demiyor ama gözü kapalı herkes ‘Petshoplarda satılmasın’ diyor. Petshop aynı zamanda hayvanseverlerin de kontrol ettiği yerlerdir. Kötü muamele varsa uyarıyoruz. Denetim arttırıldığı zaman bu iş düzene girer. Hayvanı sisteme dahil etmenin ilk yolu petshop’lar. Hayvanseverler ‘İlla barınaklardan alınsın’ diyor. Böyle bir dünya yok. Bu dayatmalar yanlış.”
“Hiçbir köpek başlı başına saldırgan değildir”
“Hiçbir köpek başlı başına saldırgan değildir. Kötü eğittiğiniz zaman zarar verebilme potansiyeli var. Yasaklı ırk olan hayvanların sahibine sorumluluk yüklemek zorundayız. Nasıl ki her önüne gelene silah vermiyorsak bunu da veremeyiz. Sağlık heyeti raporundan geçtikten, psikoteknik analizler yapıldıktan sonra bu ruhsatı almayı hak edip etmeyeceği anlaşılacak. Sabıkası var mı yok mu bakılacak. Nasıl silahı vermiyorsak, köpeği de vermeyeceğiz. Verdikten sonra da kontrol altına alınacak. Varsa herhangi bir problemi sahibine ceza vereceğiz. Yasaklı ırklar hep artmış. Üretilmesi, satılması normal şartlarda yasak. Ama her yer Pitbull, Dogo Arjantino dolu. İyi niyetle bakmak isteyenlerin önünü açmak istiyoruz.”
“Avrupa’dan Afrika’ya kadar gidip gelen pek çok göçmen kuşun rotası Türkiye üzerinden geçiyor”
“Göçmen hayvanlar konusunda Türkiye çok önemli bir bölgede. Avrupa’dan Afrika’ya kadar gidip gelen pek çok göçmen kuşun rotası Türkiye üzerinden geçiyor. Dünyada beş çok önemli göç yolu var. Bunlardan ikisi de Türkiye’de. Bu yol üzerinde özellikle sulak alanların kurutulmaması, kurutulmuş ise tekrar canlandırılmasını istiyoruz. Sazlıklara yapılacak müdahaleye hapis cezası getiriyoruz. Kuşların benzin istasyonu da bu sulak alanlar. Bu sulak alanlar mutlaka kurtarılmak zorunda. Bir yandan da yeni bir alan da inşa edilmesini istedik. 1 milyon leylek İstanbul üzerinden geçer, sonbahar göçünde. Bunların gece dinlenme alanları Kumburgaz ve Güzelce bölgesindedir. O bölgede 500 dekarlık bir alanın kamulaştırılıp bir sazlık, sulak alan inşa edilmesini yazdık. Dünya üzerinde Türkiye’nin prestiji artacak. Sulak alanlar Türkiye’de değersizleşmiş itibarsızlaşmış, sıtma ile mücadele alanı gibi görülmüş. Sulak alanların mutlaka arttırılması lazım.”