MYK’nin temel gündemini Federe Kürdistan Bölgesi’ne yapılan ziyaret, HDP’li 3 büyükşehir belediyesine atanan kayyımlar, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmelerinin yeniden sekteye uğraması oluşturdu. Toplantıda Kürt sorununu çözümüne dair önemli temas ve görüşmelerin sağlandığı ifade edildi. Kürt kazanımlarına yönelik gelişen saldırılarda ortak tutum almanın da gündeme geldiği ve orada bulunan siyasi oluşumların bu noktada daha hassas davranma konusunda fikir birliği içinde oldukları ifade edildi.
“İrademe dokunma”
MYK’de, kayyım atamalarına karşı eylemlerin devam etmesi, mücadele hattının yükseltilmesi ve eylem çeşitliğinin artması konusunda ortak bir noktaya varıldı. Diyarbakır, Van ve Mardin’de devam eden eylemlerin Türkiye metropollerine yayılması gerektiğini dile getirildi.
MYK’de, kayyımlara karşı “İrademe Dokunma” şiarıyla imza kampanyası başlatılacağı ve ardından suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.
“AKP-MHP diyalog zeminini terk etti”
MYK’de, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile avukatlarının görüştürülmesinin sekteye uğradığı ve kayyım atamalarının birbirinden bağımsız olmadığı vurgulandı.
Öcalan’ın 8 Ağustos’ta yaptığı “Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır” açıklaması MYK gündemine gelirken, bu açıklamaya karşı AKP-MHP iktidarının çözümsüzlüğü ve şiddet politikalarını esas aldığı dile getirildi.
MYK’de, Kürt sorunu çözümünde muhatabın Öcalan olduğunun altı çizilirken, tecrit politikasının sonlanması ve yeniden barışın konuşulması için mücadele gerekliliği vurgulandı.
Gün boyu süren MYK’nin gündeminde HDP Diyarbakır İl Örgütü önünde oturma eylemi yapan aileler de vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve bakanların, STK’ların Diyarbakır’a gitmesi yönünde çağrı yapması MYK’de “İktidarın çaresizliği ve çözüm adresinde çıkması” olarak değerlendirildi.
Bu nokta da bir kez daha Öcalan’ın pozisyonuna dikkat çekilen MYK’de, temel çözümsüzlüğün görüşmelerin sekteye uğratılması ve barış noktasında gösterilmeyen irade olarak değerlendirildi.