HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, “İstanbul Sözleşmesi’nden tek adamın tek taraflı çekilme kararının akabinde, 20 Mart – 10 Ağustos tarihleri ortasında 124 bayan erkekler tarafından katledildi.” dedi.
Ersoy, Türkiye’de bayana yönelik şiddet ve artan bayan cinayetlerine ait, 4. Bayan Raporunu hazırladı.
21 bayan uzaklaştırma kararına karşın katledildiğini söyleyen Ersoy şunları kaydetti:
“20 Mart-27 Nisan tarihleri ortasında yalnızca basına yansıyan 32 bayan erkekler tarafından öldürüldü. 10 bayan uzaklaştırma kararına karşın katledildi.
28 Nisan-25 Mayıs tarihleri ortasında yalnızca basına yansıyan 22 bayan daha erkekler tarafından öldürüldü. 4 bayan uzaklaştırma kararına karşın katledildi.
26 Mayıs – 25 Haziran tarihleri ortasında yalnızca basına yansıyan 29 bayan erkekler tarafından öldürüldü. 2 bayan uzaklaştırma kararına karşın katledildi.
26 Haziran- 10 Ağustos tarihleri ortasında yalnızca basına yansıyan 41 bayan erkekler tarafından öldürüldü. 5 bayan uzaklaştırma kararına karşın katledildi.
1 Ağustos tarihinden bugüne yani son 10 günde erkekler tarafından 12 bayan katledilmiştir.
“Kadına yönelik şiddet ve bayan cinayetlerinin boyutu artık bir bayan kırımı haline gelmiştir!”
Bayanlar en yakınlarındaki erkekler ve hatta tanımadıkları erkekler tarafından konutlarında, işyerlerinde, gündüz sokak ortasında işine giderken, markete giderken katlediliyor. Bayana yönelik şiddet ve bayan cinayetlerinin boyutu artık bir bayan kırımı haline gelmiştir. Şahsen siyasi iktidar tarafından uygulanan cinsiyetçi, gerici, erkek hâkim, bayan düşmanı siyasetler; bayanların toplum içerisindeki rolünü biyolojik özelliklerine indirgeyip ikinci sınıf vatandaş haline getiren, bayanı aile içine hapsedip mesken içi emek, hasta-yaşlı- çocuk bakımını bayanların sırtına yükleyen, erkeklere bayanın hayatı, vücudu ve emeği üzerinde karar hakkı veren, “makbul kadın” yaratma uğraşıyla topluma pompalanan erkek hâkim bayan düşmanı politik telaffuzlar, Toplumsal cinsiyeti ortadan kaldırmaya yönelik atılan her adım bayana ve LGBTİ+ lara yönelik şiddet ve bayan cinayetleri, çocuğa yönelik istismar olarak hayatta karşılık bulmaktadır.
“İstanbul Mukavelesinden tek taraflı çekilme kararı şiddet faili erkekleri güçlendirdi!”
” İstanbul Kontratından tek taraflı çekilme kararı şiddet faili erkekleri mutlu etti ve güçlendirdi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek! Şiddet faili erkekler, kendilerine hatalı gözüyle bakılmayacağını, namus ya da pişmanlık yolu ile müdafaa kalkanının sağlanacağını bildiklerinden mahkeme salonlarında bunu lisana getirmekten çekinmediler. Pınar Gültekin’i boğarak öldürdükten sonra yakan katil Cemal Metin Avcı, Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada; mağdur olduğunu savunarak, “İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi yeterli oldu” savunmasını yaparken iktidara teşekkürlerini sunmuş oldu.
Erkekleri güçlendiren cezasızlık siyaseti sonucunda bayanlar katledilirken, katillerin savunmaları aslında ceplerinde, zihinlerinde, yazılı durmakta; “akıl sıhhatim yerinde değil”, “namus için işledim”, “hak etmişti” pekala bu tabirleri katiller ezberlediler mi? Akıl mı aldılar birilerinden? Aslında hiçbiri, katiller bunları “öğrendiler” evet yanlış değil, cinsiyetçi ve bayan düşmanı telaffuzları ile erkek hâkim sistem bu katillere bu savunmaları öğretti”
“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı bayanların yüzyıllardır erkek egemenliğine, cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa karşı verdikleri gayretle kazandıkları haklarına, hayatlarına topyekün bir akının modülüdür ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ortadan kaldırma amacındadır”
“Devletin misyonu şiddeti görünmez kılmak değil, önlemektir!”
“2008’den bu yana erkek şiddetinin boyutlarının görülmesi için erkek şiddetindeki sayılar, gün gün basına yansıyanlar ve yargılamalardaki duruma dair “erkek şiddeti çetelesi” tutan Bianet Haber Sitesi’nin büyük kısmı “Erkek şiddeti çetelesi”, erkek şiddeti haberleri ve LGBTİ+ larla ilgili haberlerin olduğu 141 haberine Sulh Ceza Hâkimlikleri tarafından erişim manisi getirilmiştir. Bayana yönelik şiddet bilgilerini toplamak bir yana bu bilgileri toplayan haber sitelerinin haberlerini Erişim Birliği Sağlayıcıları eliyle kaldırtmak iktidarın şiddeti ve boyutlarını görünmez kılma gayretinden diğer bir şey değildir”
“LGBTİ+’lar maksat haline getirilmeye devam edildi! Hipokrat yeminleri değiştirildi!”
“Gerici, ırkçı, LGBTİ+ ve bayan düşmanı siyasetlerin bir kesimi olarak Sakarya ve İnönü Üniversiteleri, Tıp Fakültesi mezuniyet merasimi öncesi, öğrencilerin mesleğe başlamadan evvel okuduğu, “Hekimlik Andı” olarak bilinen hipokrat yeminlerini değiştirerek “cinsiyet, etnik kimlik ve cinsel yönelim ayrımı yapılamayacağına” yönelik kısmı yemin metninden çıkardı. “
“Cinsel istismar hatalarında “somut delil” mağdur aleyhine, faili koruyan bir uygulama haline getirilmiştir!”
“Devletler şiddeti tedbire, şiddete karşı bayanları müdafaa, şiddeti kovuşturma ve siyaset üretmekle yükümlüdür! Bayana, çocuğa, LGBTİ+lara yönelik şiddet ve cinsel istismar hatalarında kovuşturma ve cezalandırma sistemleri süratli, mağduru koruyan ve mağduru değil faili yargılayan bir sistem olmalıdır. Lakin 4. Yargı Paketi kapsamında meclisten geçerek uygulanmaya başlayan cinsel istismar hatalarında “somut delil” arama şartı, beyanı temel alan, mağduru koruyan yasal tabanı boşa çıkarmış mağdur aleyhine, faili koruyan bir uygulama haline getirilmiştir. Bilhassa mağdur çocuk ise yaşadığı istismar ile uğraş etmesi, anlaması, anlatması uzun vakit alacağından somut kanıt ispatı istismar faili erkekleri güçlendirecek ve cinsel istismar cürümlerini artıracaktır”
“Kadınlar, çocuklar, LGBTİ+ lar için Laiklik yaşamsaldır! “
“Şanlıurfalı 13 yaşındaki hentbol oyuncusu Merve Akpınar’a “Şort giyemezsin, spor yapamazsın sen kızsın” diyerek gerici “mahalle baskısı” yaratanlara, Olimpiyatlarda Çin’i yenen Ulusal Bayan Voleybol Takımı’nın formalarını gaye gösteren ilahiyatçı İhsan Şenocak’a, bir bayana indirimdeki bayan pedini söyleyen Market çalışanına şiddet uygulayan erkek eşe güç veren, Bayanların ne giyeceğine, nasıl yaşayacağına, kaç çocuk doğuracağına karar vermeye kalkan, bayanların hayatları ve vücutları üzerinde erkeklerin karar hakkını “dinsel” desteklerle yasallaştıran iktidar siyasetleri sonucu yaşandığını, iktidarın dinci gerici siyasetlerine, en hoş cevap sokakta şort giydiği için erkekler tarafından taciz edilen kız kardeşimizden geldi: “Sana ne lan ne giydiğimden?” Evet size ne? Ne giydiğimizden, kaç çocuk doğuracağımızdan ya da doğurmayacağımızdan, nasıl yaşayacağımızdan!.
13 yaşındaki Merve Akpınar’ın inadı ve umudu ile, meydanlarda gözaltına alınırken birbirini asla bırakmayan bayanlar, LGBTİ+lar olarak; eşitlik ve özgürlük çabamızdan ve bayan dayanışmasından aldığımız güçle, haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkmaya bu ülkenin dört bir yanında daima bir ağızdan “İstanbul Sözleşmesi’nden de birbirimizden de vazgeçmeyeceğiz” demeye devam edeceğiz.”