HDP eski Kontrterör Dairesi Lideri Mehmet Eymür’ün T24 muhabiri Gökçer Tahincioğlu ile gerçekleştirdiği röportajında yer alan azap itiraflarına ait olarak hata duyurusunda bulundu.
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komitesi tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan cürüm duyurusunda “Kelam konusu röportajın içeriği incelendiğinde başta beyanların sahibi Mehmet Eymür olmak üzere kendisiyle bir arada hareket eden kişi, kurum-kuruluşların; insanlığa karşı işlenmiş ve Anayasa ile memleketler arası kontratlar tarafından yasaklanmış cürümlerden olan azap hatasını nasıl işlediklerine dair itiraflara rastlanacaktır. Tıpkı vakitte azap kabahatinin bahse husus kişi ve kurumlarca işlendiğinin ikrarı manasına gelen bu tabirler kamuoyu nezdinde bir infial hissinin oluşmasına yol açmıştır. Röportajda, 1970’lerden bu yana katıldığı operasyonlar, tartışmaların odağında yer aldığı olaylarla ilgili değerlendirmeler, birinci defa MİT’te yapılan azaplardan ve kendisinin de azap yapmış olduğundan, 1980’lerde yaşanan Babalar Operasyonu’nundan Türkiye’de Gladio’nun oluşumu ve icraatlarından kelam edilmektedir.” değerlendirmesi yapıldı.
Kabahat duyurusunda şu görüşlere yer verildi:
“Eymür’ün sözleri bir bütün olarak başta azap yasağı olmak üzere geçmişten bu yana Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ihlalleri/suçları konusunda aslında toplumun bildiği hukuksuzların itirafından yahut bir diğer deyişle malumun ilanından ibarettir. Bu beyan ve röportaj içeriğindeki tüm beyanlardan açıkça anlaşılacağı üzere, Mehmet Eymür ve birlikte hareket ettiği kişi ve kurumlardan oluşan devlet ağının; 5237 Sayılı Yasanın 94 ve 95. unsurlarında yer alan tüm fıkra ve bentleriyle azap hatasını işlediği ikrar edilmiştir. Türkiye’nin de altına imza attığı Birleşmiş Milletler (BM) Azap ve Öteki Zalimane Gayriinsani yahut Küçültücü Muamele yahut Cezaya Karşı Kontrat, insanın sahip olduğu onur ve pahası korumak için işkenceyi mutlak olarak yasaklar. İnsanlık ailesinin ortak kazanımı olan ve çağdaş insan hakları hukukunun en temel kurallarından birini oluşturan bu yasak, normlar hiyerarşisi açısından üstün kuraldır, öteki bir deyişle buyruk kural niteliğindedir.
Mehmet Eymür’ün kendisi ve içinde yer aldığı yapılar ile ilgili, tek tek azap görenler kadar tüm toplumun vicdanında da derin yaralar açan ve adalet hissini onarılmaz biçimde tahrip eden kanıt niteliğindeki bu açıklamaları hakkında şimdi bir tahkikat başlatılmamış olması başta azap ve başka makûs muameleler olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin sürekliliğini sağlayan cezasızlık olgusunun bir tezahürüdür. Toplumda hukuka karşı inanç hissinin tahrip edilmesinin en temel nedeni olan cezasızlık siyasetinin önüne geçilmesi açısından ilgili argüman makamının mevzu hakkında kapsamlı bir tahkikat yürütmesi hukuk devleti olma prensibinin gereğidir. 5237 Sayılı Ceza Yasasının 94. Unsurunun altıncı fıkrası kapsamında, ihbara husus olan cürümde (işkence suçlarında) vakit aşımı kelam konusu olmadığı için başta azap olmak üzere öbür ağır insan hakları ihlalleri/suçları ile ilgili yapılan itirafları kanıt kabul ederek Mehmet Eymür ve silsile içindeki tüm sorumlular/failler hakkında tesirli ve bağımsız bir soruşturma sürecinin başlatılması müvekkil parti ve kamuoyu ismine talebimizdir.”
TIKLAYIN – Eski MİT yöneticisi Eymür: Diğer türlü konuşma imkânı yoksa azap olabilir, zira çok inatçı tipler var!
TIKLAYIN | Eski MİT yöneticisi Eymür: Devlet vazifelileri 18 kişiyi para için öldürdü; Çiller cinayetleri biliyordur, lakin Ağar kim bilir nasıl takdim ediyordur!
TIKLAYIN | Diyarbakır Barosu Başkanlığı: Mehmet Eymür’ün beyanları gözetilerek soruşturma başlatılmalı
