HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, vekilliğinin düşürülmesinin yıl dönümü nedeniyle TBMM Genel Konseyi’nde “Millet İradesine Darbe: 17 Mart” başlıklı bir konuşma yaptı. Gergerlioğlu, “Meclis Lideri Mustafa Şentop o gün MHP önderi Devlet Bahçeli’nin talimatını dinledi. Cumartesi akşamı MHP başkanı Devlet Bahçeli bir “tweet” atarak “Gergerlioğlu dışarı çıkarılsın.” dedi, pazar sabahı ben sabah namazını kılamadan Meclisten yaka paça; terlik, pijama çıkarıldım. Neden? Devlet Bahçeli emretmişti.” dedi.
Gergerlioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, geçen yıl 16 Mart’ta milletvekilliğinin düşürüldüğünü, cezaevinde yattıktan sonra 16 Temmuz 2021’de milletvekilliğine iade edildiğini hatırlattı. HDP’li Gergerlioğlu, “Meclis’te bir daha bu türlü hukuksuz olayların olmamasını temenni ediyorum. İktidar sahiplerinin yargıyı, yasamayı boyunduruk altına alarak milletin vekillerini Meclis’ten ihraç etme, cezaevine atma teşebbüslerini de net bir halde kınıyorum.” diye konuştu.
Gergerlioğlu’nun Meclis’teki konuşmaları ve yaşananlar şöyle:
“Sayın Lider, pahalı milletvekilleri; bugün 17 Mart 2022, tam bir yıl evvel bugün 17 Martta bu Mecliste vekilliğim düşürülmüştü ve hukuksuzca bu Meclisten çıkarılmıştım, 1’inci yıl dönümü.
Ben Genel Heyette bu kürsüye her çıktığımda, AK PARTİ-MHP Cumhur İttifakı başta olmak üzere herkes hatırlasın ki Anayasa’yı, hukuku çiğnemiştiniz, kürsüdeki imajım size bunu hatırlatsın.
O gün ne olmuştu? Burada ulusal iradeye, demokrasiye darbeyle bir milletvekilinin vekilliği düşürülmüştü. Neden 17 Mart seçilmişti? Zira 18 Martta MHP’nin büyük kongresi vardı. Hem benim vekilliğim düşürülüyordu, hem de partimize yönelik bir kapatma davası açılıyordu; ikisi de boşa çıktı. Birinci iddianameyi Anayasa Mahkemesi reddetti, ben milletvekili olarak buraya geri döndüm. İşte, siyasi bir kararın nasıl düşük yaptığını net bir formda gösterdi, aslında biz çok net söylüyorduk. Hala yayında olan bir haberi “retweet” ettiğim için, yayın organına ceza verilmeden, bana iki buçuk yıl ceza verilmiş ve vekilliğim düşürülmüştü; komik bir cezaydı, herkes biliyordu bunun hukuksuzluğunu. İktidar başta olmak üzere hiç kimse “Bu karar doğrudur.” diyemiyordu. Bütün bunlara karşın büyük bir sessizlikle bu darbeye göz yumdunuz.
“Siyasi bir karar vermişlerdi”
Bakın, bu darbeleri çok yaptınız. 1994 “Nevroz”undan evvel de vekillerimiz buradan yaka paça götürüldü, akletmediniz. İktidarın kendisi de akletmiyor, kendi geçmişine de yapıldı bu. Merve Kavakcı’ya da burada “Kavakcı, dışarı, dışarı!” dendi, ne oldu, bir sonu geldi mi? Ve hatta vekillerimizi attınız, bir sonu geldi mi? Yahu, daha yakında, Sayın Enis Berberoğlu’nun kararı vardı, mürekkebi kurumamıştı. “Büyük bir kusur yapıyorsunuz, Sayın Berberoğlu üzere tıpkı formda geri geleceğim, Anayasa Mahkemesini dinleyin.” dedik, yeniden dinlemediler zira siyasi bir karar vermişlerdi. Ben bu kürsüden o vakitlerde haykırmıştım: “Haklıyız, güçlüyüz, kazanacağız.” demiştim. 17 Mart günü buraya, bu dinleyici localarına gelen eski bir vekil vardı, AK PARTİ 22’nci periyot Bitlis Milletvekili Abdurrahim Aksoy. Kendisi de locadır, beğenilen geldiniz diyorum Sayın Aksoy. O gün burada Sayın Aksoy yalnızca bireyin vicdanını değil, toplumun vicdanını temsil etmişti, o localardan haykırmıştı: “Kahrolsun otokrasi, yaşasın demokratik Türkiye, yaşasın özgürlükler.” demişti. Ben burada, partimle birlikte adalet nöbetine girmiştim ve akabinde biz buradan nasıl çıktık? “Direnmek yaşamaktır.” “…”(x) dedim ve bu direnişimin, bu adalet talebimin sonucunda da yeniden milletvekili olarak buraya girerken tekrar zafer işaretimle “…”(x) “Direnmek yaşamaktır.” diye girmiştim ve bu türlü de yapmaya devam edeceğim. Bu Meclise geldiğim iki buçuk yıllık milletvekilliği hayatımda insan hakları ihlallerine karşı çıkmıştım, kaldığım yerden devam ettim, kaldığım yerden de yürüyorum.
Artık, bakın, o gün biz buradan çıkarılırken çok sahtekârca işler yapıldı. Ben o gün… Bakın, şurada bir utanç evrakı var, herkes şunu görsün. Meclis Lideri Mustafa Şentop o gün MHP başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatını dinledi. Cumartesi akşamı MHP önderi Devlet Bahçeli bir “tweet” atarak “Gergerlioğlu dışarı çıkarılsın.” dedi, pazar sabahı ben sabah namazını kılamadan Meclisten yaka paça; terlik, pijama çıkarıldım. Neden? Devlet Bahçeli emretmişti.
Vekillerin otomobillerinin… Hepinizin bagajını aradı, güya o bagajda ben girecektim Meclise. Bakın, ben Sayın Şentop’a buradan hatırlatıyorum: Vekillerin bagajlarını aratacağına masandaki Anayasa kitapçığına baksaydın, o Anayasa kitapçığına. Ben kendime kelam vermiştim, bu hukuksuzluk bitecek ve milletvekili olarak döneceğim Meclise, öbür türlü bu Meclise girmeyeceğim diye kendime kelam vermiştim, ne otomobil bagajı; bu türlü komik işlere imza attın Sayın Şentop. Bakın, ona soruyorum: Kimin Liderisin? Buradaki 600 milletvekilinin mi Liderisin yoksa bu türlü geçersiz tutanaklar hazırlatarak beni Meclisten çıkarmaya çalışan, bu Meclisin tarihine kara bir leke süren bir Lider mısın? Açıkça soruyorum Sayın Şentop’a, kaç kezdir soruyorum ve yanıt veremiyor, veremez. Utanç dolu bir tarih yazdı burada maalesef.
“Hükûmetin, iktidarın Hatay’a bakış açısı nasıl, bir de onu görelim”
Sayın Lider, bedelli milletvekilleri; hepinizi hürmetle selamlıyorum. Berat Kandili’miz mübarek olsun, tüm duaların kabul edilmesini diliyorum.
Kıymetli arkadaşlar, bir kent düşünün, emperyalizme karşı Dörtyol’da birinci kurşunu atarak Ulusal Gayret’in fitilini ateşlemiş olsun, bunun bedelini işgalle ödesin, Fransız işgaline karşı yirmi yıl boyun eğmesin, sömürgeye boyun eğmeyerek çabasına devam etsin, Atatürk’ün tüm dileklerini buyruk telakki etsin. Bir kent düşünün, bu gayretin sonucu bağımsız devlet olsun lakin bu bağımsızlığı ana vatandan ayrılık olarak görsün ve içine sindirmesin. Bir kent düşünün, dünyada birçok toplumun ütopyası olan bağımsız devlete sahip olma dileğini ana vatana katılma hayaline dönüştürsün ve devletini tarihin derinliklerine altın bir sayfa olarak teslim ederek ana vatan Türkiye’ye katılsın. İşte, bu kentin ismidir Hatay zira Hatay Türkiye’dir, Misakımillî’nin son halkasıdır. Bu Hatay, Mustafa Kemal’in şahsi sorunu olan Hatay’dır. Tayfur Sökmen’in devlet anahtarını Ankara’ya teslim ettiği Hatay’dır. Bugün de her türlü provokasyona karşı birliğimizin simgesi olan bayrağımızı konutlarının camına asarak ülkeye bağlılığını her şartta onurlu bir halde ilan eden de Hatay’dır.
Pekala, bugün geldiğimiz noktada Hükûmetin, iktidarın Hatay’a bakış açısı nasıl, bir de onu görelim arkadaşlar. Hudut kapıları kapatılmış, turizmi yok edilmiş, esnafı kepenk kapatmış, ihracatı durmuş, ülkenin üçüncü tır filosuna sahip olmasına rağmen ulusal servetimiz olan kamyonların, tırların ve başka nakliye araçlarının çürümeye terk edildiği bir kenttir Hatay iktidar sayesinde. İşsizlerin her geçen gün arttığı, genç işsizlikte ülke genelinde birinci sıralara oturmuş, 3 gençten 1’inin işsiz olduğu bir Hatay, 600 bin Suriyelinin içinde barındığı bir Hatay ve işsizliğin arttığı bir Hatay lakin gelin, deyin ki “Hatay nasıl?” iktidar “Hatay çok güzel.” diyor. Esnaf kredilerini ödeyemiyor, SGK primlerini ödeyemiyor, kepenk kapatıyor, “Gelin, takviye olun.” diyoruz fakat Hatay’ı görmüyorlar. Hatay’da yıllık 13 milyar vergi alıyorlar lakin Hatay’a gelince 400 milyonluk hizmet yapıyorlar. Yani 30 akça alıyorlar Hatay’dan, 1 akça hizmet veriyorlar; geri kalan 29 akçayı ne yapıyorlar? İç ediyorlar. Yanlışsız değilse, gelsinler buradan konuşsunlar.
“Arsuz’da Gönen Barajı vardı, 2013’ten beri bir türlü bitirilemedi”
Arkadaşlar, 160 bin nüfuslu Defne’de hâlâ hastane yok, diyorlar ki “Antakya çok yakın.” Ya Antakya’daki hastaneye yetişinceye kadar benim Sinanlı’daki, Defne’deki hemşehrim vefat ediyor; vebali sizdedir arkadaşlar. Barajlara gelince, diyorlar ki “Biz baraj yaptık, Reyhanlı Barajı’nı bitirdik.” Ancak benim Amik Ovası’ndaki çiftçim hâlâ tarlasını sulayamıyor; sulayamıyor. Bakın, Arsuz’da Gönen Barajı vardı, 2013’ten beri bir türlü bitirilemedi. Bırakın bitirilmeyi, ya ona ayrılan ölçü ne kadar? Çok komik, bin lira; bin, bin. Büyük Karaçay Sulama Projesi… Bakın, üstte su var lakin sulama projesi yok; benim Samandağlı çiftçim hâlâ tarlasını sulayamıyor arkadaşlar. Bu, nasıl bir hizmet anlayışı? Bakın, arkadaşlar, kültürün de inancın da denizin de turizmin de merkezi Hatay, dünyanın da merkezi Hatay.
Hatta, bakın, The New York Times “2020’de Gezilmesi Gereken 52 Yer” listesinde Antakya 34’üncü sırada olmasına karşın, bugün maalesef turist gelemiyor. Neden biliyor musunuz? Suriye savaşı var ve maalesef şu anda inançlı bölge olarak ilan edilmemiş. Bunun müsebbibi yanlış bir Suriye siyaseti.
Arsuz’da maden ocağı açılıyor, oradaki halk “Hayır, yapmayın.” diyor; milyonlarca ağacı katlettikleri üzere orada da şu anda binlerce ağacı katlediyorlar.
Arkadaşlar, Amik Ovası’nda çiftçilerimiz gübresini alamıyor. Bakın, şu anda gübre atamadılar, mazot esasen hiç alamıyorlar artık, elektrik faturasını yatıramıyorlar. Hayvancılıkla uğraşan arkadaşlarımız da maalesef yem alamıyor. Ya, arkadaşlar, bakın, gelin bir arada Amik Ovası’nı bir gezelim; Kumlu’ya, Hassa’ya, Kırıkhan’a, Reyhanlı’ya bir gidelim.
Amik Ovası’na bir gidelim, vatandaşlarımızın problemlerini bir dinleyelim, birlikte çözelim arkadaşlar.
Bakın, yollarla ilgili trafik kazası istatistiklerinde, Hatay, maalesef şu anda 9’uncu sırada arkadaşlar; ölümlü kazaların bu kadar olduğu bir vilayet hâline geldik. Antakya-Altınözü duble yolu, Antakya-Samandağı duble yolu, Antakya-Yayladağı-Suriye hududu duble yolu, Antakya-Reyhanlı-Cilvegözü hudut yolu bir türlü tamamlanamadı. Niçin tamamlamıyorsunuz arkadaşlar, niçin tamamlayamıyorsunuz?
“Tweet’ler ortada”
Bakın, biz Anayasa Mahkemesinin kapatılmasını isteyenlerle gayret ediyoruz, evet. Ben Anayasa çiğnendiği için bu Meclisten çıkarıldım, evet. Anayasa Mahkemesi bu ülkede olacaktır. Bu türlü bir istemde bulunmak da mantık dışıdır, hukuk dışıdır, utanç vericidir, diğer bir şey de değildir.
Ben burada konuşacağım. Bakın, yaptığınız iftiralar ve palavralar, şahsıma yönelik, partime yönelik hakaretlerden sonra bir de utanmadan bunları reddediyorsunuz. İşte, “tweet”ler ortada, “Gergerlioğlu ve Devlet Bahçeli” yazsın herkes, ben hem buradan çıkarıldığım günden evvelki cumartesi günü hem de bu Meclise girdiğim gün nasıl hakaret ve iftira dolu “tweet”ler attı o Devlet Bahçeli, herkes bunu görebilir.
MHP Bursa Milletvekili Vahapoğlu’nun “Sen bunları hak ettin” kelamları üzerine Gergerlioğlu şöyle devam etti:
“Utanması gerekir insanların bu “tweet”i attığı için. Demokrasi ismine, hukuk ismine sizin parti vekillerinizin hepinizin de utanması lazım.
