Kovid-19 yoğun bakım hemşiresi olarak görev yapan Neslihan Sarıcaoğlu, kendisinin de atlattığı virüsle mücadelede hastalarıyla yaşadığı duygusal anları anlattı.
Sağlık çalışanları, hastaları hayatını kurtarmak için mücadele veririken bir yandan da aralarında duygusal bağ kuruluyor. Kimi zaman hastalar son isteklerini sağlık çalışanlarına iletirken, kimi zaman da kendilerini kurtarmaları için yardım istiyor.
Samsun’un Caniki ilçesinde özel bir pandemi hastanesinde Covid-19 yoğun bakım hemşiresi olarak görev yapan Sarıcaoğlu da Covid-19 nedeniyle bir haftalık tedavi süreci sonrası görevinin başına dönen fedakar sağlık çalışanlarıdan biri.
‘Yanımda durun, elimi tutun’
Neslihan hemşire, hastaların tedavi süreçlerinin çok zorlu geçtiğini, yaşananlardan çok etkilendiklerini anlattı.
“ Bizim için burası çok zorlu bir süreç ancak hastalar için çok daha zor bir süreç. Onlar benim gözümde bebek gibiler ” diyen hemşire şunları anlattı: “Ağladığım zamanlar bile oldu. Biz burada hastalar ile duygusal bağ kurmuş oluyoruz. Cihaza bağlı oldukları için aslında uyanıklar, ama konuşamıyorlar. Bizler de bu hastalarımızın hayatlarını kaybettiğini gördüğümüzde ciddi anlamda duygusal anlar yaşıyoruz. Genç bayan bir hastamızdı, solunum sıkıntısı ile gelmişti bize. Daha sonra entübe edilmek zorunda kaldı. Bizim elimizi tutup uyumak isterdi. ‘Yanımda durun, elimi tutun’ diyerek uyumak isterdi. Elime parmağıyla harf harf ‘ Beni bırakma, korkuyorum ‘ gibi şeyler yazıyordu. Bu hastamız hayatını kaybettiğinde biz de çok ciddi anlamda duygusal çöküntü yaşatmıştık.”
“Ailelerine veda eder tarzda yazı yazanlar oluyor”
Hastaların kağıtlara veda notları yazdıklarını anlatan Sarıcaoğlu şöyle devam etti: “ Genelde ‘ Nefes alamıyorum ‘ yazanlar oluyordu. Ailesini çok fazla özlediğini ifade edenler oluyordu. ‘ Buradan çıkabilecek miyim’ diye yazanlar oluyordu. Genç hastalarımız da var bu süreçte. Ailelerine veda eder tarzda yazı yazanlar oluyor. Bu anlar bizi çok duygulandırıyordu. Lütfen herkes maskesini taksın. Bize bu süreçte herkesin yardım etmesi gerekiyor” .
