Sabah müellifi Hilal Kaplan, 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nün akabinde kaleme aldığı yazısında “günümüz feminist perspektifini” eleştirdi. “Kadınlar çiçektir” temasıyla kutlanan Bayanlar Günü telaffuzlarının yerini “Kadınlar güçlüdür”e bıraktığına dikkati çeken Kaplan, “Hatta ‘Dünyayı bayanlar yönetseydi, her şey ne kadar hoş olurdu’ diye sav eden zekâ mahrumları da hiç az değil” dedi.
“Pardon da bir milyon insanın ömrüne mal olan Irak işgalinin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bayan değil miydi? Ya da Körfez Savaşı yaptırımları sonucu ölen 500 bin Iraklı çocuk sorulunca “Bize nazaran buna değdi” diyen eski Amerikan Dışişleri Bakanı Madeleine Albright bayan değil miydi? Ya da “komünizmle mücadele” ismi altında binleri öldüren Pinochet’in can dostu ve koruyucusu İngiliz Başbakan Margaret Thatcher bayan değil miydi? Ya ikna odalarının kurucularından Parıltı Serter bayan değil miydi?” diyen Kaplan, şu görüşü savundu:
“Güç sahibi olan bayanların, erkeklerden daha merhametli, daha şefkatli, daha hassas olacağı palavrasına ya dünya tarihinden habersiz cahiller inanır ya iş dünyasında bir bayan yöneticiyle hiç çalışmamış olanlar yahut bu kadar “kaynana” öyküsünün nereden çıktığına hiç bakmamış olanlar… Başkaları de ya daha çağdaş, daha feminist yanlısı ya da “cool” görünmek için inanır üzere yapar, o kadar.
Gerçek bundan daha kolaydır: Bayanlar da insandır ve gücün yozlaştırma potansiyeli her iki cinsiyette de mevcuttur.”
Yazının tamamını okumak için .