Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin (Mülkiye) akabinde uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi’nde ders veren siyaset sosyoloğu ve Türkiye’de bağlantı biliminin öncülerinden 100 yaşındaki Prof. Nermin Abadan Unat, “Ne yaparsanız yapın Türkiye, bir hükümdarın oturtulduğu Orta Doğu ülkeleri üzere değil, olmaz” dedi.
Cumhuriyet gazetesinden Tuğba Özer’e konuşan Unat, “Türkiye’deki bayan hareketini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, “Bayan sorunu en büyük sorun, zira laiklik bizim için hayat memat problemi. İçinde yaşadığımız son 20 yılda bayan sorunu konusunda hiç ilerlemedik. İktidar mümkün olduğu kadar kendi hayalindeki bayanı oluşturmak istiyor; en az üç çocuk yapan, meskene bağlı, çalışırsa da ona nazaran giyinmesi gereken. Lakin bu türlü olmadı. Bizim bayanlar fevkalede direniş kabiliyetine sahip. Harikulade itimadım var. Yarın daha fazla baskı yaparlarsa bayanlar da daha fazla direnecek. En ufak olayda bizim bayanlar çabucak ortaya çıkıyor. Buradan Taliban’a karşı protesto düzenliyorlar. Fevkalede dayanışma hissi var.” karşılığını verdi.
Unat şunları kaydetti:
“Bugünkü gençlerin dışarıya gitme dileğini ben anlamıyorum. Dışarıya gitiğin vakit sen orada bir kum tanesisin. Senin yeteneklerini, değerini keşfedene kadar vakit geçecek. Kendi ülkende tahminen çabalarsan daha çabuk bulunur. Tahminen BioNTech aşısını bulan Hasret Türeci ve Uğur Şahin’i örnek göstereceksiniz. Lakin onların çok mütevazı kurallarda okuduklarını okudum. Ona Almanya’da göçmen çocuklarına uygulanan ayrımcılık uygulanmamış anladığım kadarıyla.
Evvela iklim sıkıntısı fecî, zira kapitalizm ihtardan hiç anlamıyor. Ne kadar yapılmaması gereken teşebbüsler varsa onları yapıyor. Rüzgârdan faydalanmak varken kömür kullanıyor. Buna benzeri bir sürü şeyler. Lakin ben optimist olarak ölmek istiyorum. Zira bir vakitler bundan berbatı olamaz diyordum. Sonra neler oldu… En berbatları bile kum tanesi üzere kaldı. Biz bu duruma layık mıyız? Değilsek şayet gayret sarf etmek lazım. Atatürk’ün açtığı yollardan hiçbiri kapanmadı. Birtakım beşerler karamsar. Ben bardağın yarı dolu olduğunu görüyorum. Ne yaparsanız yapın Türkiye, bir hükümdarın oturtulduğu Ortadoğu ülkeleri üzere değil, olmaz.
Dayanmak neye karşı olursa olsun… Ne kadar dayanırlarsa o kadar güçlü olurlar. Aslında bayanlar ömür uzunluğu dayanırlar. Çocuklarını büyütürken, kocalarına… Yılmak diye bir şey olmamalı. Ben yılmadım. Bayan olduğum için, erkekler iki kere profesörlüğümü engellemeye çalıştı. Ben dayandım, onlara kendi çalışmalarımı anlattım. İster özel ister kamusal hayatınızda sabretmek lakin uğraş etmek lazım. Sadece sabredip öylece oturmak değil, ortaya çıkmak, protesto etmek…”
TIKLAYIN | ‘Hocaların hocası’ Nermin Abadan Unat, 100 yaşında Boğaziçi Nöbeti’ne katıldı: Ülkenizden ümidinizi kesmeyin