Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, İslamın 5 şartı arasında yer alan hac görevini yeniden yapmak için Kâbe’ye gitti. Selvi izlenimlerini aktardığı köşe yazısında, “Hacda olunca bayramdan önceki son cumayı Kâbe’de kılmayı seviyorum” ifadesini kullandı.
Kâbe’de canlı yayın yapanların çokça olduğunu söyleyen Selvi “Tavafta görüntülü olarak yakınlarını arayıp o andaki heyecanlarını paylaşıyorlar. Bir de işi büyütenler var. Telefonda görüntülü olarak köye bağlanıp onlara da tavaf yaptırıyorlar” diye yazdı.
Selvi’nin “Âdem ile Havva’nın buluştuğu yerde” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Hacca değişik aralıklarla geldiğim için kıyaslama yapma imkânım oldu. Onları paylaşacağım ama bunu aktarmasam olmaz.
Selfie çılgınlığının yaşandığı dönemlerde tavafın orta yerinde selfie çektirenleri görüyorduk. Ama artık selfie out, canlı yayın in. Tavafta görüntülü olarak yakınlarını arayıp o andaki heyecanlarını paylaşıyorlar. Bir de işi büyütenler var. Telefonda görüntülü olarak köye bağlanıp onlara da tavaf yaptırıyorlar. CNN TÜRK spikeri Başak Şengül kadar başarılı olmasa da Ege şivesiyle konuşan bir teyzemiz “Hadi gari, dönün gari” diyerek köydekilere tavaf yaptırıyordu. Spikerler, buradan uyarıyorum, tahtınız tehlikede. Kâbe’den antrenmanlı hacı teyzeler geliyor. Hacda olunca bayramdan önceki son cumayı Kâbe’de kılmayı seviyorum. Ancak 1-1.5 milyon insan aynı anda gelince bırakın Kâbe’nin içini, dışında bile yer bulunmuyor. Bu kez Arafat’a intikaller erken başlayınca Kâbe sakindi. Cuma namazını Peygamberimizin Kâbe duvarına kendi eliyle yerleştirdiği Hacer-ül Esved’in dibinde kıldım. Öyle ki başımı secdeden kaldırınca Hacer-ül Esved’le göz göze geliyoruz gibi hissettim. Ürperdim.