İhalesi yapılmış ancak hiç başlanmamış 100 projeyi devraldıklarını açıklayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İlk defa bu şehirde, bu ülkede ‘Temel Atmama Töreni' yapacağım. Temel atmama töreni” dedi.
İmamoğlu, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Ekim Ayı Meclis Toplantısı”na katıldı. “Marka Şehir İstanbul’un Kalkınma ve Gelecek Vizyonunda Sanayimizin Yeri ve Önemi” başlıklı toplantıda kürsüye gelen İmamoğlu, “İBB’nin şirketleri, kurum ve kuruluşları, hesap veren kurumlar olmak zorunda olduğunu, denetlenebilir mekanizmalara dönüşmesi gerektiğini biliyoruz. Bu konuda adımlarımızı attık. Şeffaflık ilkesinin mutlak ve mutlak bütün iştiraklerimize ve belediye kurumumuza yerleştireceğiz.” dedi.
“1 yıl içinde 150 kreşi, sizlerin de dayanışmasıyla harekete geçireceğiz”
Kentin sosyal ihtiyaçları olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Mega projeler, her seçimde çok konuşulur. Mega proje denince de devasa yapılar, kanallar vesaireler konuşulur. Bunlar, insan hayatını pek de değiştirmez. İnsan hayatını değiştirecek olan, insana yapılacak hizmettir. Bu manada biz, bu kentin çocuklarını çok önemsiyoruz. Bu şehrin çocuklarını eşitlemek niyetindeyiz. ‘Yuvamız İstanbul' projesiyle ilgili davetlerimizi yaptık. Birçok kişi, kurum, kuruluş, vakıf katıldılar. Projenin lansmanını yaptık. Sultanbeyli’den Bağcılar’a, Silivri’ye kadar 11 noktada inşaatlara başladık. 1 yıl içinde 150 kreşi, sizlerin de dayanışmasıyla harekete geçireceğiz” şeklinde konuştu.
“Biz, bu şehrin kararlarının alınmasında, bu şehrin aktörlerinin etkili olmasını istiyoruz”
İstanbul’un kurumları, kuruluşları ve paydaşlarıyla rahatlıkla yönetileceğini kaydeden İmamoğlu şöyle devam etti:
“Kurumlarımız içinde bu ülkeyi yönetecek onlarca kadro çıkar. Seçilmiş insanların birtakım kurumlara, kişilere, müdahale değil, yardımcı olma ve bir arada üretebilme, demokrasiyi güçlendirme çabasını göstermek zorunda olduğunu belirtmek isterim. Türkiye’de, şehirlerde yaşayan insanların oranı yüzde 80’i aşmış durumda. Ne yazık ki kırsalda insan kalmamış. Dolayısıyla birçok çözümü şehirlerde üreteceğiz. Bunun tek yolu var: Yerel yönetimi güçlendirmek. Biz, bu şehrin kararlarının alınmasında, bu şehrin aktörlerinin etkili olmasını istiyoruz. Geceden sabaha bu şehre bir plan yönlendirmesi… Bir bakıyorsunuz İBB önüne bir bina dikiliyor. Bu mümkün mü? Mümkün. Niye? İBB’den habersiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin 4 kurumu, İstanbul’un herhangi bir noktasında imar planı yapabilir, hatta bir binaya ruhsat bile verebilir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Buna son vermek zorundayız. Böyle bir şey olamaz. Kimse buna rıza gelmez.
Düşünsenize; Ankara’daki bir bürokrat, oturacak, bazen siyasi, bazen kişisel bir egoyla, bazen mesleki bir egoyla İstanbul’un herhangi bir noktasıyla ilgili karar verecek. Ben, şehrin, sanayi ve üretimle entegre, sanayiyle bir arada üreten ama aynı zamanda yaşayan, çevreci ve duyarlı bir üretim mekanizmasının kurulmasından yana olan birisiyim.”
“Tasarrufla, israfı engelleyerek, bu şehrin gerçek ihtiyaçlarını karşılayacağız”
İmamoğlu, yaklaşık 40 dakika süren konuşmasının sonunda, Türkiye’de ve İstanbul’da bir ilki gerçekleştireceğini, şu sözlerle dile getirdi:
“İstanbul’un muhtelif noktalarında 100’e yakın durmuş, ihalesi yapılmış ama hiç başlanmamış projeleri teslim aldık. Bunların hepsine bir çözüm buluruz. Bu projeleri harekete geçirmek, hızlandırmak ve bu konuda yeni finansal düzenlemelerle bu projeleri bitirmek durumundayız. Ne yazık ki bir kısmı gereksiz ve anlamsız, bir kısmı da zamansız yapılan projeler. Böyle de bir sıkıntı var. Bu ülkenin parası kolay kazanılmıyor. Hiçbir iş insanı, 2 bin 300 metrede 7 kat kapalı otopark yapmaz. Ben, 1,5 milyar liralık bir projenin, yapılmama kararını veren teknik adamlarıma teşekkür ettim. Evet, yakında açıklayacağız, sizi de davet edeceğiz, belki de ülke literatürüne ilk defa girecek; ilk defa bu şehirde, bu ülkede ‘Temel Atmama Töreni’ yapacağım. Temel atmama töreni. Kalemlerini tek tek anlatacağım size. Üzülüyorum. Tasarrufla, israfı engelleyerek, bu şehrin gerçek ihtiyaçlarını karşılayarak, çok güzel şeyler yapılacağını bu kente ispat edeceğiz.”